BELEDİYE
Yeşilceli olup da bu sözcüğü duyunca iç geçirmeyen var mı acaba?
En önce renkli, heyecanlı, kimi zamanlar kırgınlıkların oluşmasına neden olan seçim hazırlıkları…Fakat bu hareketlilik; beldeye bir devinim, bir heyecan katıyordu. Artık bunlar yok ve Yeşilce hareketsiz.
Nereye gidiyorsun? Yaylaya. Kimin arabasıyla? Belediyenin.
Nereye gidiyorsun? Mesudiye’ye ya da bir düğüne ya da bir komşu köyün etkinliğine. Kimin arabasıyla Belediyenin
Bozuk yolları, bozuk kanalizasyonları, su hatlarını, gücü yetmeyenlerin kimi işlerini, biraz geç olsa da, Belediye yapardı.
Kuşkusuz bu işler mükemmel olmasa da şimdi de yapılıyor. Ama Yeşilce Belediyesi’nin olması, başkanı ve personelinin kendi hısım akrabasının olması ayrıcalığı, güzelliği yok artık.
Gecikmiş bir yazı, geç dile getirilmiş bir konu gibi görünse de bazı yaraların sızısı, zaman geçtikçe daha çok hissedilir. Altmış yıllık bir kurum, Yeşilce’nin hafızası olan bir kurum, nice emeklerle, heveslerle, özverili çabalarla oluşturulmuş bir kurumun bir anda toz duman olması çok acı.
Toz duman olması bir gerçek. Şöyle ki: Hazırlık yaptığım bir metin için, daha önce okuduğum ve belediye arşivinde bulacağımı umduğum bir doküman için kapatılan eski belediye binasına girdim. odalarda eski evraklar, kitaplar, dokümanlar, Yeşilce’nin belki de altmış yıllık hafızası bir çöp yığını gibi sağa sola yığılmış.
Bu tablo beni çok etkiledi. Altmış yıl Yeşilce’ye hizmet eden, adeta sırtında taşıyan birini yaşlanınca bir atuntu haline getirmişiz gibi bir duyguya kapıldım.
Bende ve çoğu Yeşilcelideki bu sızının bilinmesini istedim.
Kısa zaman içinde yerel seçim gerçekleştireceğiz. Az da olsa, memleketimizde göz kamaştırıcı tasarıları yaşama geçiren yerel yönetim ekipleri var. Okuyoruz, izliyoruz.
Olanakları yetersiz olsa da Mesudiye’de de böyle parlak, kalıcı, göğsümüzü kabartan işler görmek ne güzel olur!
Uzak diyarlardan, bin bir tehlikeyi göğüsleyip ilçeye giriş yapanlara gülen bir Mesudiye…
Cadde ve sokakları düzenli, temiz bir Mesudiye…
Dilimizde dişimizde tüy bitti, şu Melet’e çöpleri, kimyasalları boca etmeyin diyoruz; Melet’i temiz bir Mesudiye…
Mesudiye’yi Mesudiye yapan köylerdir; Köyleri arasında ayrım yapmayan, bakımlı, temiz köylere sahip bir Mesudiye…
Ormanlık ve koruluklara savaş açıldığına tanık oluyoruz; Ormanı, ağacı, yeşili bol Mesudiye…
Yiğit insanların harman olduğu, atalarımızla gurur duyduğumuz bir geçmişimiz var; Atalarının ruhunu incitmeyen, onların kokusunu, manevi varlıklarını taşıyan ata evlerine, özgün mimariye sahip çıkan bir Mesudiye…
Daha neler, neler…Çok mu, hayal mi, olmaz mı? Hak ettiğimizi düşünmüyor musunuz bunları. Bizler böyle bir ortamı oluşturmaya çalışmalıyız; hem kendimiz için hem de çocuklarımız için.
Yerel seçimlerin güzel yurdumuza güzellik getirmesini diliyor, saygı ve sevgilerimi bildiriyorum sevgili okurlarım.
BİR BAŞKA BAKIŞ
Yener ARICAN