Yeşilce-Yeşilyurt Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, cinsiyet ayrımı yapmadan kadın ve erkeklerin bir araya gelebileceği ortam oluşturmuş bir kurum. Kadın ve erkeklerin bir arada vakit geçirebileceği bir yer olan lokali kafe gibi algılamak gerektiğini söyleyen Başkan Ertekin Karakaya Merve Ay’ın sorularını yanıtladı:
28 Haziran 2012 Perşembe 14:56
Yeşilce-Yeşilyurt Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, cinsiyet ayrımı yapmadan kadın ve erkeklerin bir araya gelebileceği ortam oluşturmuş bir kurum. Kadın ve erkeklerin bir arada vakit geçirebileceği bir yer olan lokali kafe gibi algılamak gerektiğini söyleyen Başkan Ertekin Karakaya Merve Ay’ın sorularını yanıtladı:
Derneğiniz ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?
1978 yılında kurulan derneğimiz, İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizin birbirleriyle iletişim kurup, yardımlaşabilmeleri amacıyla kurulmuştur.
Ne gibi sıkıntılarınız var?
Yaşanılan sıkıntıların başında Türkiye’deki dernekçilik anlayışı geliyor. Türkiye’de halen derneklere vergi var. Devlet tarafından bir takım faaliyetlerimiz finanse edilmiyor. Oysa dernekler insanların sosyal dayanışmaları için bir araç. Dernekler ne kadar güçlü olursa devlette o kadar güçlü olur. İkinci sıkıntımız ise İstanbul kozmopolit ve büyük bir yer. Biz burada üyelerimizin iletişiminde sıkıntı yaşıyoruz. Derneklerden soğuyan insanlarımız oluyor, onları derneğimize çekmek zor oluyor, böylelikle üye sayısı gittikçe azalıyor. Bunun yanı sıra aidat toplama da ciddi problemlerimiz oluyor. Şimdilerde mobil aidat sistemine geçiyoruz. Bu sistemle insanlara mesaj atıyoruz, üyelerimiz bu mesaja cevap verirlerse aidatları otomatik olarak çekiliyor. Hangi operatörle anlaşılmışsa ona da belli bir komisyon gittiğinden derneklerin burada da derneklerin yüzde on zararı oluyor.
Aidat ödemeyenlere ne gibi yaptırımlar uyguluyorsunuz?
Eski dernek başkanları aidat ödemeyen üyeleri ihraç edebiliyorlardı; ama biz sosyal bir dernek olduğumuzdan buna karşıyız. Üyelerimiz aidat ödemedikleri takdirde alacaklı olarak kalıyorlar. Alabildiklerimizi alıyoruz, alamadıklarımızı da zorlamıyoruz. Çünkü insanlar zor yaşam koşulları içerisindeler.
Ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
Senede bir kere piknik ve dayanışma gecesi organize ediyoruz. Direkt olarak burs veremesek de kardeş derneğimizin verdikleri burslara destek oluyoruz. Yardıma muhtaç insanlarımıza bağış toplama yöntemiyle elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çatı derneklerimizin organize ettiği futbol turnuvalarına katılıyoruz. Memleketimize de yardımlarda bulunuyoruz. Devletin uzanamadığı yerlerdeki sorunlara dernek olarak el uzatıyoruz. Eğer yol yapılacaksa belli bir yardım topluyoruz ve çimento alıyoruz, belediye çakıl ve kum veriyor, biz de işçiliği ödüyoruz. Parke döşemesi, kuyu yapılması, okul restore edilmesi gibi durumlarda da elimizden geleni yapıyoruz.
Federasyonlaşma olmalı mı?
Federasyon çatısı altında insanların bir araya gelmesi, derneklerin tek merkezden yönetilmesi ve çok sesliliğin engellenmesi anlamına geliyor. Evet, birlikten kuvvet doğar; ama biz zaten merkeziyetçiliğin verdiği sıkıntıyı yaşıyoruz, önemli olan gücün tabana yayılması.
Diğer derneklerle iletişim halinde misiniz?
Dernekçiliğin yoğun olarak yapıldığı bir yer Mesudiye. Yirmi yıldır süre gelen bir halk kurultayımız var. Kurultay’da her sene değerlendirme toplantısı yapıyor. Kurultay, 2013 yılında Türkiye Demokrasi formu, 2018’de Avrasya Demokrasi Formu, 2023’de Dünya Demokrasi Formu’nu Mesudiye’de yapma kararı almış. 2023 Dünya Demokrasi Formu için çok ciddi çalışmalar var. Davos’ta düzenlenen ekonomik formun bir benzeridir bu. Demokrasi adına bu kurultaydan yola çıkarak dünya liderlerini toplayabileceğimiz ve mesaj verilebilecek demokrasi formu oluşturmaya çalışıyoruz. Bu da bizim dernekler arasında iletişimin ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi. Çünkü bu bir derneğin yapabileceği bir şey değil.
Foto Haber Merve AY