A$k ve Sévgi Şiirleri

150 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #43641
      taner_karakaya
      Katılımcı

      ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM…

      Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim.Parlak bir
      inciydin benim için.Paha biçilmez bir inci… Ben seni soguk ve yagmurlu
      bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
      Beni sardigi bir anda sevdim
      Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin
      Güzel bir yüzün var diye degil
      Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle
      sevdim Ben seni derinden ve hissederek sevdim
      Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini
      Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim
      Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin Yaz
      sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun
      Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim
      Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi
      Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda
      O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
      Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda
      Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim
      Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim
      Sen ne kadar uzak olsan da,
      Aramizdaki kilometreler nasil çoksa
      Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim
      Seni kalbimde yanan atesin ile
      Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle
      Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken
      Kalbimin yanip tutustugu anlarda
      Gelip o bu atesi alevlendirerek
      Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim

      Korkuyorum!
      Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum.
      Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.
      Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi
      kaybetmekten korkuyorum.
      Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.
      Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
      Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum.
      O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum.

      Evet korkuyorum;
      seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten …
      Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
      Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum.
      Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum.
      Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum.
      Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan
      korkuyorum. Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden
      korkuyorum. Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.

      Korkuyorum evet;
      seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten…
      Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan
      seyrediyorum çünkü; Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
      Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum. Sana
      kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum.
      Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum. Seni
      sevmekten degil;
      dostlugunu suiistimal etmekten,
      Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap
      verememekten korkuyorum.
      Belki de çok fazla korkuyorum …

      ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM…

      Atilla İLHAN

    • #50274
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Sen Vurdunda Ben Ölmedim Mi?

      Rüzgarda hasretinle ne ateşleri yaktım da
      Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
      Mahpusta gün,çölde su,oruçta ekmek gibi bekledim seni
      Sense araya korkular koydun,yasaklar koydun
      Bitmez tükenmez engeller koydun
      Şimdi nerdesin,diye sakın sorma bana
      SEN ÇAĞIRDIN DA BEN GELMEDİM Mİ?

      Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara
      Bu kasvetli akşamlara
      Ağlamazdım gidenlerin ardından
      Üzülmezdim ayrılanlara
      Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına,otobüs duraklarına
      Usluydum masum çocuklar gibi
      Delirmezdim,savrulmazdım,küfretmezdim
      Hele ölmeyi,hele ölmeyi hiç düşünmezdim
      Şimdi soruyorum sana
      Adı sevda ise bu cehennemin,
      SEN YAKTIN DA BEN YANMADIM MI?

      Biliyorsun,bütün korkularına arka çıktım olmadı
      Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına,olmadı
      Dağlara merdiven dayadım olmadı
      Sevdim olmadı,yandım olmadı,taptım olmadı
      Artık benden pes
      Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
      Nasılsa gidiyorsun
      Arkanda ağlayan bir çift göz,
      Yıkılmış bir dağ,
      Paramparça bir yürek görmek istemiyorsan
      Çek silahı,daya alnıma
      Titrersem namerdim
      SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ?

    • #50275
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Şimdi Sırf Sana Üşüyorum

      mevsimler değişti, şimdi güz

      yaprak yaprak düşüyorum

      mesut günler artık bana küs

      şimdi sırf sana üşüyorum…

      eylülünü bulur her iklim

      yüreğime esirdir aklım

      kalmadı artık gizlim saklım

      şimdi sırf sana üşüyorum…

    • #50276
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Ne Vardı Diyorum Benim Olsan Sonunda

      Yine akşam olur

      Sensizlikler içinde

      Bu şehrin ışıkları yanar birer, birer

      Yüreğim çarpar, en delisinden

      Gölgeler düşer odamın dört bir köşesine

      Mumlar yakarım sensizliğime

      Kırmızı mumlarım; aşk’ a sevgiye,

      Beyaz mumlarım; aydınlık bir geleceğe diyerek

      Yalnızlığımın akşamlarındayım

      Elimde yine kağıt, kalem seni yazıyorum

      Okuduğum satırlarda hep sen

      Rüzgarın sesi geceyi yırtıyor

      Yine akşam

      yine sensiz

      Bu şehrin ışıkları yanıyor birer, birer

      Yalnızlık ve karanlık üzerimde

      Yokluğun da , yok olurken bir ben

      Varlığında yaşam bulurdum

      Sokaklar ıslak

      Rıhtımda gemiler

      Gecede elimi uzatsam tutacaksın

      Baksan belki göreceksin

      Görsen geleceksin

      Gel diyorum geceme ,gündüzüm olsun

      Gözlerim camda, gözlerim yolda

      Aydınlanır yine bu şehir

      Işıkları birer, birer söner

    • #50277
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Suskunluğum

      Suskunuz… hem de çığlık çığlığa bir suskunluk

      Evet ama bu konuşacak bir şey olmadığından değil..
      Konuşmaya çalıştığımız şeylerin bizi alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında korktuğumuz…

      İkimizde cesaret edemiyoruz…
      Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza…
      Seviyoruz onu…
      Bekli de…
      Yaşandığında yok olacağı korkusu,Bizi tereddütte düşüren
      Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı…

      Sen…
      Yapamadığın hamlenin,Hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep…

      Ben ise yılların verdiği bir alışkanlık çerçevesi içinde var ettiğim varlığa daha fazla acı vermemek için tek yıkım çalışmasından sonra, susmayı tercih ettim…

      İçimden çığlık atarak susuyorum…
      Susuyorum…
      İçimde o kadar güzelsin ki…
      Sana susuyorum …

      Demiştim ya yüreğim susmayı öğreniyor..
      Aslı yok ..
      Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor… O hiç susmayacak…
      Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak , parçalayacak içimi,benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar…
      ona her şey yolundaymış gülücüğü atmaya devam edeceğim…

      “Sadece bundan sonra kimse onun sesini duymayacak ve bundan sonra kimse, onun tarafından sevildiğini öğrenemeyecek…”

      Her soğuk üşütemediği gibi ,her ateş de ısıtamazmış insanı…üşüyorum…alev alev üşüyorum…
      hani saatlerce sessiz,tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya..
      Gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil…

      Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler…

      Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam…

      Susmak ?

      Belki de en doğrusu bu.
      Ardından en yakışanı susmak bana.ne bir damla yaş…
      Ne de bir mahsun iç çekiş…

      Sus derdin ya her kavgamızda bana.Sustum ben yar.
      Yüreğimi de susturdum bak.Artık sen demiyor.
      Sus demiştin ya bana,içimdeki sana susuyorum işte…

      Susuyorum teslim oluyorum yanlızlığıma.
      Sensizliğe,anılara hatta sevdalara sustum ardından.
      Ne dünü var içimdeki aşkların ne de yarını artık.
      Sus dedin ya gör bak işte pes etti bu yorgun yürek.
      Aşka sustu,sevdaya sustu…

      Susamışken delice yağmurlara ruhumdaki filizler,bıraktığın ateşle yandı kül oldu.
      Sustu sevdamın tüm yeşilleri.
      Umutları solgun bir suskunluğa teslim ettim biraz önce.
      Özlemler sustu,çığlıklar,isyanlar sustu.

      Kimbilir belki de yürek yangını için için devam eder.
      Ama öyle suskundur ki içimde anılar..
      Yanıp kül olurken bile kıpırtısızlar,sessizler,suskunlar…

      Susamıştım sana yar…
      Delice çağlamaktaydı yüreğimde gürül gürül şelaleler.
      Sus dedin,Sustu içimdeki tüm sesler.
      Çağlayanlarım sustu…
      Ben sustum.
      Sustum sana sonsuza kadar….

      Yıllar geçer o sevdanın üstünden.
      Kaldırılır anıların arasına.
      Yüreğin tavan arasına yerleşir boz bulanık anılar.
      Tozlu,sisli kalır, çıkarır bakarsın bazen.
      Masal olur hiç anlatılamayan.
      Bir masal olur sadece derinlerimde saklanan…

      Gitmek istedin madem,kal demez yüreğim sana.
      Getirdiklerini toparlayıp verir yanına.
      Yolcu yolunda gerek der.Soğuk bir hoşçakal.
      Belki de mutlu ol der bir fısıltıyla dilim.O kadar…

      Sonra…
      Sonrası bir camın aksinde yanan sigaram.
      Sonrası dışarıda yağan yağmurlara eşlik eden hüzünler.
      Bitmeliydi diye kendinden yana teselliler sunan bir iç ses.
      Sevdaya sitemler…
      Aşka inkarlar sarar geceyi…

      Hayat bu.
      Yüreğim öyle büyük sever ki sevince.
      Korkar gerçek sevgiyi bilmeyen.
      Korkarsın sevgimin büyüklüğünden.
      Sevdam bedenlerce büyük gelir yüreğine.
      Yalanlarla avunursun.
      Çekip gidersin böyle.
      Açık kalır ardında kapım.
      Giden ayak seslerin çınlar dünyamda.
      Ellere karışırsın sebepsizce.

      Yüreğim sormaz sebebini.
      Bilir çünkü.
      Bilir de sana belli etmez isyanlarla dolu fırtınalarını.
      Çekilir kabuğuna sevdam.
      Uyuturum sensizliği yorgun bir gecede.
      Sevginin üzerine bir perde çekerim yavaşça.
      Kulak kesilirsin bir kaç gece.
      Tek bir fısıltı bile ulaşmaz rüyalarımdan sana.
      Sitemim kendimedir.Sitemim aşka olan aşkıma…
      Sitemim yüreğimdeki gizli aynama yansıyan sahte görünedir.
      Ardından kırıp parçaladığım o aynada bin bir kırık hayal yerlere saçılır…

      Ağla aşkımıza vedalar yazgılı kadınım…
      Ağla.
      Ağla ki ben de kırayım zincirlerimi.
      Gün bugündür.
      Vedamıza hediye edelim gözyaşlarımızı.
      Denedim, olmadı.
      Güçlü erkek elbisesi bedenime uymadı.
      Ki ne zor zamanları atlatmıştım ben bu elbiseyle.
      Bu ayrılığa o bile dayanmadı….
      Yazgının çizgisine uzat adımlarını.
      Kadınım, zaman ayrılık zamanı…

    • #50278
      taner_karakaya
      Katılımcı

      biliyorum sana giden yollar kapalı

      Biliyorum sana giden yollar kapali
      Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

      Ne kadar yakindan ve arada uçurum;
      Insanlar,evler,aramizda duvarlar gibi

      Uyandim uyandim, hep seni düsündüm
      Yanliz seni, yanliz senin gözlerini

      Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalimim
      Ben artik adam olmam bu derde düseli

      Simdilerde bir köpek gibi kosuyorum ordan oraya
      Yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

      Animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su içtigimi
      Ve içim götürmez kenarindan kesilmis ekmegi

      Kaç kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
      Hangi sarkiyi duysam, bizimçin söylenmis sanki

      Tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
      Nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

      Çocukça ve seni üzen girisimlerim oldu;
      Bagisla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

      Raslasmamak için elimden geleni yaparim
      Bu böyle pek de kolay degil gerçi…

      Alisirim seni yalniz düslerde oksamaya;
      Bunun verdigi mutluluk da az degil ki

      Çikar giderim bu kentten daha olmazsa,
      Sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

      Inan belli etmem, seni hiç rahatsiz etmem,
      Son istegimi de söyleyebilirim simdi:

      Bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
      Yalvaririm onu okuma çarsamba günleri

      Can Yücel

    • #50279
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Cesaretin Var Mı Sevmeye

      seni seviyorum diyorsun,
      şiirler yazıyorsun beni ağlatan.
      yine de iyi düşün,
      dinle yüreğini,çok iyi dinle…..
      gücüme gidiyor
      bu iki kelimeyi bu kadar çabuk tüketmen.
      aşk bu, şakaya gelmez.
      onu bir kurşun atımı zamana sığdıramazsın.
      “seviyorum,ölüyorum” diyorsun yana yakıla,
      anlasana,böylesine çabuk seversen,
      unutman da zor olmaz,öyle değil mi?
      bence sevmek;bu kadar kolay değil,
      sevdiğini bir kitap gibi okuyup,
      yine satır aralarına geri dönmektir sevmek.
      aşkını bir şiir gibi yazıp,
      bir türlü son dizeyi bulamamaktır.
      “sensiz günler geçmek nedir bilmiyor
      ve beklemelerdeyken seni,
      yalnız günler değil,ben tükenmekteyim”
      diyorsun….
      sakın böyle sözler söyleme.
      ben bu sözleri daha önce de duydum,
      söyle;çamurlu bir nehir gibi akıp giderken zaman,
      sen benimle çoğalabilecek misin?
      seninle olmamı değil,
      sende olmamı isteyebilecek misin?
      sevgiye,kutsal aşka inancımı yitirmişim ben..
      paramparça olmuş yüreğimi onarabilecek misin?
      sor kendine;
      her şeyin acımasızca tüketildiği yaşamda,
      ölümsüz sevgilere inancın var mı?
      yıllar boyu nadasa bırakılmış gönlümün çorak tarlalarına ,
      sevgi tohumları ekip;
      sabırla, inançla bekleyebilecek misin hasadı?
      taşıyabilecek misin yılların yükünü?
      açabilecek misin yıllarca kapalı kalmış paslı demir kapıları,
      ellerin kanayacaktır,belki de yüreğin…
      dahası,kırabilecek misin beni tutsak eden,
      elimi kolumu bağlayan zincirleri.
      buz tutan duygularımı ısıtabilecek mi sevgin?
      kirpiklerimin gölgelediği hüznü,
      bir bakışta silebilecek mi gözlerin?
      kapkara olmuş umutlarımı,
      yeniden aydınlatabilecek mi gülüşün?
      Günbatımlarının hüzünlü yalnızlığında
      ellerimi tutup,
      hiç bırakmamacasına,
      hep yanımda olabilecek misin?
      Ağaran saçlarıma rağmen,
      sevebilecek misin beni?
      Yalnız tenime değil,ruhuma da dokunabilecek misin?
      “Evet” diyorsan;varsa böyle sevmelere cesaretin,
      belki ben de sevebilirim..
      her şeye rağmen beceremezsem sevmeyi,
      “sen mutlu ol yeter bana” diyebilecek misin?

    • #50280
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Senden Öncesi

      Düsünüyorum da; bir bakima senden öncesi yok gibi bir sey
      Cünkü senden önceki yillar, sana hazirladi beni
      Senden önce tandigim kisiler, seni buldugum zaman degerini daha iyi
      anlayabilmem icin birer sebepten baska bir sey degillerdi
      Sensiz anilarim seninle geçen bir günün anisi yaninda o kadar kuru ve ciliz ki!
      Uzun yillar amansiz bir olusun icinde calkalanip durdum
      Bir trendim; kücücük istasyonlardan gectim, sonunda sana varmak icin
      Bir gemiydim; irili ufakli limanlara ugradim, bir gün senin limanina gelmek icin
      Bir yoldum; nice insanlar cignedi beni Simdi ayaklarinin temasindaki hazzi
      daha iyi anliyorum.
      Bir kitaptim; beni okudular, fakat anlayan cikmadi
      Yillarca seni bekledi sayfalarim, okuyasin diye
      Yoklugunda bir kadehtim ben,
      Türlü ickilerle doldurup agizlarina bosalttilar beni
      Yere carptilar kirilmadim, duvara vurdular parcalanmadim
      Bir gün icime senin güzelliginin dolacagini bildigim icin
      Dudaklarinin degdigi her yerde bir ölümsüzlük atesinin yanacagina inandigim icin
      Gör, bir kadehin nasil sarhos oldugunu. Simdi sarhosum ben
      Kursun askerler, bebekler, oyuncaklar vardi senden önce
      Durup durup aldanmalar vardi, aldigini geri vermeyen aynalar vardi
      Hep karanliga acilan pencereler, ardinda igrenc yaratiklarin yasadigi büyük kapilar vardi
      Sehirler gördüm; sokaklarinda bir toz bulutuydu yasamak
      Carsilarinda fazilet kiloyla satilir, namus metreyle alinirdi
      Evlerinde yanyana yasardi insanlarla hayvanlar
      Sabahlari yalan girerdi pencerelerinden isik yerine
      Aksamlar pis bir koku gibi gelir, geceler bir hisim gibi cökerdi o sehirlerin üstüne
      Her evde bir cocuk aglardive her gün bir cocuk ölürdü sitmadan.
      Gündüzleri erkekler kahvelerinde domino oynar, kadinlar bakracla su tasirdi
      Gece olunca yataklar utanirdi yatakligindan, duvarlarin yüzü kizarirdi
      Eller ve ayaklar bütün gece kirli bulasiklar gibi yikanmayi beklerdi
      Sehirler gördüm ben..
      Sefaletin utanc olmadigi sehirler gördüm
      Bencilliklerin birer apartman gibi yükseldigi ve sereflerin camurlara düstügü sehirler gördüm
      yaptigini anlamiyordu
      Balolarda, sölenlerde kötü bir oyundu yasamak
      Kadinlar elmaslariyla ölcüyorlardi güzelliklerini
      Erkekler banka cüzdanlariyla degerliydiler
      Ne sehirler gördüm ben..
      Tiyatrolarinda, sinemalarinda aldanislarimiz, utanclarimiz oynanirdi
      Meyhanelerinde kirli ve renkli sulardi icilen.
      Mayilesmis bir köhne zamandi
      Cesitli tuzaklarla doluydu her sokagi. Büyük arenalara benzeyen
      sokaklarinda kan ve zulüm kokardi.
      Bir semtinde parfüm kokulariydi havaya karisan.
      Bir semti amonyak kokardi.
      Ve nice insanlar gördüm ben Mihriban.
      Aliskin elleri kötülük etmeden duramazdi.
      Yalan söylemeden edemezdi dudaklari. Gurur kötü dikilmis bir elbiseydi üzerlerinde.
      Bos kovalar gibi ses verirlerdi dokunuldugu zaman.
      Nice insanlar gördüm ben Mihriban.
      Bir yoksula en kücük bir iyiligi yapmaktan cekinen,
      fakat bir gecenin cömert bir saatinde onbinleri,
      yüzbinleri vahsi bir zevkle kaybeden insanlar gördüm.
      Din adamlari aldatilacak bir kadin, irzina gecilecek bir cocuk ariyordu mabetlerinde.
      Zenginlerine daha sömürülecek insanlar gerekti.
      Ben yüzü jiletle kesilmis kötü adamlar gördüm ve ben her sabah yüzünü tras
      ettigi jilet kadar para etmeyen daha kötü adamlar gördüm Mihriban.
      En adi kiskancliklar gördüm, kavgalar, zulümler, iskenceler,
      en ucuzundan kirli camasirlar, pacavralar, camurlar, irinler, cirkefler gördüm.
      Seni taniyincaya kadar dinledigim catlak sesli bir plakti, berbat bir filmdi seyrettigim.
      Seni görünceye kadar kötülükten yana ne varsa tanidim,cirkinlikten yana ne varsa gördüm.
      Tut ki bir kum cölündeydim, kizgin bir günesin altinda susuzluktan catladi dudaklarim.
      Simdi senin dupduru kaynagina egilip su icerken varliginin paha bicilmez
      degerini daha iyi anliyorum.
      Yoklugunu bu kadar derinden tatmasaydim, varliginin essiz anlamina varamazdim.
      Tut ki yillarca süren bir geceydi senden öncesi.
      Günessiz aysiz, yildizsiz bir gökyüzüydü.
      Kupkuru bir eski deniz kalintisiydi. Cekilmis bir nehir yatagiydi.
      Senden önce bir gün seni bulmak ümidiydi beni yasatan.
      Tohumun yesermek icin yagmuru, cicegin acmak icin günesi bekledigi gibi bekledim seni.
      Nasil bir nehir denize kavusmak icin uzak mesafelerden caglaya caglaya
      gelirse; iste ben de öyle geldim senin denizlerine.
      Senden öncesi uzun, ugultulu bir arayisti, kudurmus bir calkantiydi.
      Yoklugun öyle bir ucurumdu ki; yeryüzündeki bütün ucurumlari uc uca
      eklesek, yoklugunun yaninda bir nokta gibi kalirdi.
      Bütün girdaplar bir araya gelse; varliginin derinligine yaklasamaz simdi.
      Senden önceki yillardan sana kendimi getiriyorum.
      Yoklugunu tatmis, her yerde seni bir rüzgarcasina aramis ve vahsi,
      büyük bir nehircesine sana kosmus bir ben var simdi karsinda.
      Arindim bütün kötülüklerden sana geldim.
      Seni yarinlara götürecegim, gel;yasanmamis zamanlara,
      erisilmemis hazlara götürecegim seni.
      Inan ki ne senden öncesi vardi, ne de benden öncesi.

    • #50281
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Sonbahar

      Her şey bir sonbahar mevsiminde başladı…
      Aslında sonbahar ayrılıkların, bitişlerin mevsimiydi çoğuna göre,
      Ama benim için yepyeni bir başlangıcın sembolüydü…
      Seni bana bağlayan gözbebeklerinde saklı duran masumiyetin di,
      Bir bakışta patlak vermişti herşey…
      Dizlerim tutmaz, kalbim atmaz, beynime kan gitmez olmuştu…
      Bedenim masum güzelliğin karşısında tutukluydu.
      O gün sanki yeniden doğmuştum..
      Bütün benliğim tek bir noktaya odaklanmıştı.
      Ve o nokta SENDİN…

      Seni kazanabilmek içindi bütün savaşlarım
      Ve sonunda zafere varmıştım, kazanmıştım seni..
      Artık benim de hayatıma anlam veren biri vardı,
      Ve o anlam SENDİN…

      Sen benim apayrı bir dünyam olmuştun.
      Yalandan, sahtelikten ve en önemlisi yalnızlıktan yoksun bir dünya,
      Ve ben senin dünyanda öyle mutluydum ki
      Kendi dünyamda düştüğüm bataklıktan habersizdim
      Ama mücadele etmeliydim
      Ne kendi dünyamdan kopabilirdim,
      Ne de senin dünyanı terk edebilirdim
      Öyle bir dünya kurmalıydık ki seninle
      Bu dünya da sadece ikimiz olmalıydı
      Her şeyle, her iyiyle, her kötüyle beraber ilgilenmeliydik,
      Tek vücutta iki can olmalıydık seninle
      Bunun için mücadele etmeliydim
      Mücadelemin tek bir amacı olmalıydı,
      Ve o amaç SENDİN…

      Sen Benim;
      Son noktamsın, hayatımın anlamı, yaşama amacımsın…
      Sen benim her şeyimsin ve son nefese kadar da öyle kalacaksın,
      Senden kopmam imkansız…
      Çünkü;
      Seni her görüşümde sana yeniden aşık oluyorum,
      Her güneş doğuşunda sana olan sevgim yeniden tomurcuklanıyor,
      Öten her bir kuşla sana seslenmek,
      Sana olan sevgimi tüm dünyaya haykırmak istiyorum,
      Herkes bilsin ki küçücüğüm,
      Ben SENİ SEVİYORUM….

    • #50282
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Bensizliği Hissedeceksin

      Seni kıskanmam,sana değer vermem,seni sevmem hatta seni sıkmam….
      Biliyor musun?
      Bunların hepsini özleyecek, kendinde bir eksiklik hissedeceksin.

      Çünkü artık ben yokum,
      Duygularım, seni sıkan yanım,sınır tanımaz sevgim yok,
      Seni kazanabilmek uğruna hayata kendini satan ben yokum…

      Benim eksikliğimi hissetmen için,
      Beni sevmiş olmana ya da hala seviyor olmana hiç gerek yok.
      Zaten sen beni değil de, benim sana olan ilgimi sevmedin mi?

      Bir de senin canını sıkan, seni üzen yanım olmasaydı diyorum,
      Belki de hala senin yanında olurdum
      Ve sen hala benim sevgilim olurdun…
      Kim bilir?

      Ama bazen hepimiz mutluluk oyunu oynamalıyız Pollyana gibi…
      Bende bunu yapıyorum.
      Senden ayrı kalmanın güzel yanlarını yaşatıyorum kendimce…
      Mesela, sen hayatımda olsaydın,
      Beni sevdiğini düşünecektim,
      Hatta kurduğum hayallerin (evlilik gibi..) tam ortasında olacaktın.
      Geçte olsa hepsinin hayalden öteye gitmediğini anladım…

      İşte sensizliğin güzel yanı bu…
      Benim sevgimi hak etmediğinin farkına varmış olmam…

      Bensizliği hissedeceksin!
      Benim gibi sana değer veren birini bulana
      Ya da taş kalbinin önüne geçip,
      bir başkasını, gerçekten sevene kadar…

    • #50283
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Kapama Gözlerini

      Çocukken geceleri yıldızlara bakardım… Başımı gökyüzüne kaldırır heyecanla
      yıldızları sayardım; kaçında aşk vardı, kaçından böyle görünürdü gökyüzü,
      kaçında denizler bu kadar güzel ve kaçında aşk maviydi.

      Yıllar sonra senin gözlerinde gördüm yıldızları. Gözlerinde o çocukluk
      heyecanımı yaşadım yeniden. Mavi denizleri, mavi gökyüzünü, mavi aşkı gördüm.
      Belki de onun için sen gözlerini kapattığında sönüyor yıldızlarım.
      Gözlerinden bir yol çizdim kendime, yıldızlara tutunarak ulaştım aşka. Aşk
      maviydi; gözlerinde aşka bulandım.Şimdi belki de bu yüzden; gözlerini
      kapadığında yolumu kaybedişim.

      Şiirler okurdum gökyüzüne bakarak; nefesimden cam buğulanırdı. Adımı yazardım
      o şiirli buğuya, yanında bir boşluk bırakarak. Sonra yanına eklenecek mavi
      aşkımı hayal ederdim saatlerce. Şöyle olmalı, böyle bakmalı, böyle
      konuşmalı.

      Şimdilerde gözlerine bakarak şiirler okuyorum içimden, sen duymuyorsun.
      Gözlerinin buğusuna adımı yazıyorum, yanına da mavi aşkımı; yani seni.

      Kapasan gözlerini, buğusu silinecek, adım silinecek gözlerinden, aşk silinecek.

      Bir şiir okuyorum soğuk cama yaslanıp;

      Yokluğun cehennemin öbür adıdır
      Üşüyorum kapama gözlerini diye biten

      Şimdi gözlerini kaparsan; gözlerindeki yıldızlar sönecek.
      Şimdi gözlerini kaparsan; maviler çok üşüyecek.

    • #50284
      taner_karakaya
      Katılımcı

      yan yana yana yana

      Ayrılık saati sessiz sedasız gelir çatar…

      Aşk bittiği için değildir belki de.
      Mantığını bir kenara koyan insanların akıllarını tekrar başlarına topladıkları zaman gelmiştir sadece.

      Yan yana geçmeyen zamanlara hayıflanırken
      Yana yana geçmeye başlar zaman.

      Sönerken daha mı çok yakar aşk ateşi?
      Yoksa sönmemesi midir bu yangınların sırrı?

      Yakar ha yakar.

      Yakar ha!

      Yakar…

      Beraber yanmadıkça sönmez bazı aşkların ateşi.
      Birbiri için yaratılmış aşıklardan oluşmuştur güneş.
      Beraber yanınca yakmaz…

      Yan yana…
      Yana yana…

      Alıntıdır. Beğendiğim için paylaşmak istedim

    • #50285
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Ay ışığı sende, sen yüreğimde

      Sadece ay şahitti,sensizlik yansımış suretime
      Yıldızlar ağladı halime tüm gece…gel diye!!!

      Hayat karabulutlarını üzerimden ne zaman çekerde kendime gelirim…bunca umudumu nasıl yokederim…bu berbat,bu yıkıcı,bu kahrolası sensizlikle nasıl başederim…bilmiyorum!

      Ve korkuyorum!
      Sensiz hayata tutunamamaktan korkuyorum,
      Tüm varlığımla sana bağlanmaktan korkuyorum,
      Bu kabusun son bulmayacak olmasından bir çocuk gibi,yüreğim ağzımdaymış gibi korkuyorum…
      Ya dönmezsen…? Ne olurum,bilmiyorum…
      Ey yar;
      Tüm bu bilinmezlikler,tüm bu korkular senin uğruna…
      Sen duymazsan,sen umursamazsan…yazık olacak umutlarıma

      Eğer şimdi geri dönmezsen,eğer şimdi gelmezsen;
      Bir bilinmezliğe sürükleneceğim çıkmamacasına,dönüşü olmayan girdaplar önümde,anlasana…
      Girersem çıkamam bir daha,kaldığımız yerden devam edemem yarınlarımıza…
      Onca tükenmişliğin üstüne,razı olamam sensizlik kokan bu aşka…

      Eğer şimdi geri dönmezsen,eğer şimdi gelmezsen;
      Çok geç olacak,bizli masallar burda son bulacak
      Yakamozlar düşecek yüreğimin kuytusuna…
      Ay ışığı sende,sense yüreğimde saklı kalacaksın
      Soğuk gecelerin koynunda bir başıma,hergece sensizlikle savaşmak,acılarımı ayışığına saklamak;kaderimin bu aşka isyanı olacak!!!

    • #50286
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Sensizim… Üşüyorum !

      Bu sana yazdığım son satırlar…

      Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime,
      umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne
      de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün;
      Alın atık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın
      aranızda…

      Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan
      gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı,
      sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı
      seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.

      Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay… Gittiğini sandığın sen, giderken
      bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden…. Geri
      vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.

      Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de
      yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası
      olacak yatağında.. Benim içinse sadece “sen” var olacak baktığım her yerde… Ve
      işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yaan yağmur gizlemeyecek
      gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana
      ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!

      Her şeyin bir bedeli var biliyorum ve bende bu bedeli ödüyorum. Ödediğim bedel
      sensizlik, yalnızlık, aşksızlık Oysa yüreğim her şeye rağmen mutlu olmanı
      diliyor….

      Seni bulduğum yerden başlıyorum yürümeye.. Seni düşünüyor ve gecenin ayazında
      üşüyorum.. Veda bile etmeden gidişin geliyor aklıma, sadece susuyorum..

    • #50287
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Hoşgeldin Yalnızlığım

      Merhaba dost yalnızlığım;
      Hoşgeldin, sefalar getirdin gönül evime.
      Buyur geç her zamanki yerine, sana yüreğimin sıcaklığını almış
      bir fincan kahve ikram edeyim. İçine şeker yerine dostluğumu, süt yerine sohbetimi koyayım .

      Neler gördük seninle, neler yaşadık yalnızlığım!
      İhanet hırkasını sırtına geçirmiş ne “dost” yüzleri tanıdık.
      Bilmedik, bilemedik yalnızlığım, bunu bize öğretmediler.
      Duygu simsarlarının elinde, saf duygularımızın,
      üç-beş kuruşa satıldığına şahit olmadık mı?
      Yüreğimizden her vuruluşumuzda, her kanayışımızda,
      insana duyduğumuz sevgiye sarılmadık mı?
      Dönüp dönüpte yaramızı kendimiz sarmadık mı?
      İnsanların ikinci yüzlerini sonradan öğrenedik mi, acıyla, hüzünle..

      Ahh yalnızlığım!
      Bilmedik bilemedik bize bunu öğretmediler.
      Yüzümüze vuran yalancı bir güneşe açmadık mı
      gönlümüzün tüm çiçeklerini.
      Oysa bilemedik yalnızlığım, her yalancı baharın ardından,
      zemheri bir ayazın geleceğini. Kaç kere vurulduk,
      kaç kere ayaza vurduk, üşüdük, titredik, ne boralara ne fırtınalara
      verdik yüreğimizi. Kanadık, incindik bin acı sözle,.

      Bilmedik, bilemedik..
      Bunları bize öğretmediler yalnızlığım
      Bunca şeye rağmen gönlümüzdeki filizleri hep canlı tuttuk,
      saldık köklerini filizlerimizin toprak anaya,.
      belki şu an zayıf ve cılız ama direniyor.
      Biliyorum bir gün o da güçlenecek.. Tıpkı yüreğimizdeki küçük,
      masum kız gibi, gözleri ufukta, hep ileriye ve umuda yürüyecek.

    • #50288
      taner_karakaya
      Katılımcı

      şiir gibi bişi

      ŞİİR GİBİ BİRŞEY

      soyadımın bütün harflerini atıyorum…

      bu albüm en güzel yerinde bitirilmişse eğer,
      kaybedilmeye değer AŞKlara adanmıştır.
      ve bu albüm;
      güneşin yavaş yavaş kuzeye çekilirken,
      akdenizde bıraktığı iki şeye:
      AŞKa ve ŞİİRe ithaf olunmuştur.

      ve de bu albüm;
      üzerinde isimlerini okuduğunuz,
      ya da kalbimizde durup,
      yazmayı unuttuğumuz…
      yürek mangallarımızın kömürlerinde kıvılcımlar saçan
      tüm dostlarım ve
      dostlarımıza teşekkür ederken,
      iki omuzumda var olan melek sayısını
      dörde çıkaran TANRIM,
      yukardan seyreden BABAM,
      iyiki de doğurmuş ANAM,
      vazgeçemediğim tek kadın: EDA'm,
      koskocaman ailem.
      dev gibi şair Cemal Süreya ve
      tüm şairlere…..

      yaşadığım çocuksu,platonik,
      eksik,erken,gençken,zamansız,
      “evet” derken hayır AŞKlara,
      “geldin değiştirdin tüm anılarımı”
      diyebileceğim AŞKlara,
      ayrılmanın vahşi tadına,
      ezgiler tarafından satın alınmış yüreğim,
      çıkan her güzeş,yaktığım her mum!
      kaybettiğim herşey,
      emeğin her türlüsü,sevdanın en acısı.
      ve sen canım..
      hepsinden önemlisi..
      sana..
      sırf sana!
      sırf varlığınla bu zalim dünyaya
      kattığın güzellik için sana adanmıştır..

      Ahhhhh ne çok sevmişim seni……..

      SEN desem SEN'i bilir misiniz?
      SEN diye bir desen çizebilir misiniz?
      Bir mesken bulamadım kalbime..
      Büyük AŞKlar vardır bilir misiniz??

    • #50289
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Akıl ve Duygunun savaşı

      Buyuk bir savas alanidir insanoglu
      Iki buyuk ordunun
      Iki buyuk imparatorlugun,
      Insanlik tarihi boyunca savastigi bir alan
      Insanlik tarihi boyunca insanin kendisi ile yaptigi en buyuk savastir bu
      Hep sorulan ve cevaplanamayan sorulardir savas alaninda carpisan
      Cevabi aranan:
      Savasi kazanan ne kazanacaktir
      Ve kimin kazanmasi gerektigidir
      Bir yanda akil imparatorlugu
      Diger yanda duygu imparatorlugu vardir
      Duygu imparatoru savasi kazanmak lazim der.
      Insan duygulari ile sever duygu ile guzellik katar yasama
      Sevgi ise amactir insan hayatinda
      O zaman biz kazanmaliyiz der duygular imparatoru
      Atilir hemen akil imparatoru
      Insan sevebilmek icin yasamak zorundadir,
      Beslenmek, kendini korumak zorundadir
      Yasam yoksa nasil olur sevgi,
      Nerde olusur sevgi yasam yoksa
      Bizim varligimizdir insana nasil beslenecegini
      Ve nasil yasami surdurmesi gerektigini ogreten
      Biz her zaman daha oncelikliyiz bu yuzden der akil imparatoru
      Itiraz hemen yukselir duygu imparatorundan
      Ama bizim varligimizla ogrenir insanoglu paylasmanin erdemini
      Duygulardir insana yardimlasmanin guzelligini gosteren
      Cevabi hazirdir akil imparatorunun
      Ama akil olmazsa paylasilacak ne olusabilir ki
      Ve akil olmayinca ne icin yardimlasma olacaktir
      Ama der duygu imparatoru
      Ben ruhun varligiyim onun sozcusuyum bensiz ne olabilirki
      Akil imparatoru gulumser ve
      Bende ruhun farkindaligiyim benle insan gorur varligini
      Benle farkina varir dunyanin isleyisinin muhtesemligine
      Algilamak benle olur der duygu gorup algilamamak neye yararki
      Ama gormeden neyi algilayabilirsin ki der akil
      Bu savas surer gider
      Iki tarafta bir galibin olmayacagini gorur
      Zeka bilgesine danismaya karar verirler kazanan orda belirlenecektir
      Gulumseyerek karsilar onlari zeka bilgesi
      Bu savasin yenileni yoktur olmayacaktir der
      Olmamasi lazimdir zaten
      Ne yapalim diye sorarlar iki ordunun imparatoru
      Akil imparatorunun guclu oglu ile
      Duygu imparatorunun zarif kizini evlendirmektir tek care der zeka bilgesi
      Onlarin cocugu ikinizinde birlesimi olacaktir
      Ve insanoglunu yonetmeye en iyi aday o dogacak cocuk olacaktir
      Insanoglu ne zaman kararlarini duygu ile aklin kesistigi noktada verir
      O zaman dogruyu bulur
      O zaman dunya da dogruya yonelir
      Ve insanoglunun savasi der zeka bilgesi
      Ancak insanin icindeki bu savasi kazanmakla biter
      Ve bu savasin kaybedeni asla olmaz….

    • #50290
      taner_karakaya
      Katılımcı

      sevginin üç türü…

      Sevginin Üç Türü
      Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir” diye
      başlıyor, Masumi Toyotome.
      “Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye
      soruyor..
      Sonra anlatmaya basliyor…

      “Sevgi üç türlüdür!..”
      Birincisinin adı'Eğer” türü sevgi!..
      Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye
      bu adı takmış yazar…
      Örnekler veriyor:

      Eğer iyi olursan baban, annen seni sever.
      Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni
      severim.
      Eğer ek olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni
      severim.

      Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur” diyor.
      Bir şarta bağlı sevgi… Karşılık bekleyen sevgi…
      “Sevenin, istediği birşeyin sağlanması karşılığı
      olarak vaad
      edilen bir sevgi türüdür bu” diyor yazar…

      “Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi
      karşılığı birşey kazanmaktır.”
      Yazara göre evliliklerin pek çoğu “Eğer” türü sevgi
      üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler
      birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil,
      hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık
      oluyor ve beklentilere giriyorlar.

      Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıklarıda
      başlıyor.
      Sevgi giderek nefrete dönüşüyor.
      Ve maalesef en saf olmasi gereken anne baba sevgisinde
      bile “Eğer” türüne rastlanıyor. Fakat aslında insanlar
      “Eğer” türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı
      içindeler…
      …..
      İkinci türe geçiyoruz. “Çünkü türü sevgi…
      Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor:
      “Bu tür sevgide kişi, bir şey olduğu, birşeye sahip
      olduğu ya da birşey başardığı için sevilir. Başka
      birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da
      koşula bağlıdır.
      Örnek mi?..
      “Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin/yakışıklısın!”
      “Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar
      zengin, o kadar ünlüsün ki..”
      “Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun
      ki..”

      Yazar, Çünkü türü sevginin, Eğer türü sevgiye tercih
      edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi, bir beklenti
      koşuluna bağlı oldugundan büyük ve ağır bir yük haline
      gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik
      yüzünden sevilmemiz, hoş birşeydir, egomuzu okşar.

      Bu tür, olduğumuz gibi sevilmektir.
      İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu
      tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.
      Ama derin düşünürseniz, bu türün, “Eğer” türünden
      temelde pek farklı olmadığını görürsünüz.
      Kaldı ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana…
      İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek
      isterler.

      Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar.
      Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip
      biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini
      sevmeye başlayacağından korkarlar.

      Böylece yaşama, sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve
      rekabet girer.
      Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler.
      Sınıfın en güzel kızı yeni gelen güzel kıza içerler.
      Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı Ferrari
      ilegelene içerler.
      Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine
      içerler.
      “O halde bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?”
      diye soruyor, yazar. “'Çünkü türü sevgi de, gerçek ve
      sağlam sevgi olamaz” diyor.

      Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı
      nedeni daha var…
      Birincisi; “Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi
      miyiz?” korkusu…
      Tüm insanların en az iki yönü vardır.
      Biri dışa gösterdikleri..
      Öteki yalnızca kendilerinin bildiği…
      “İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi
      terkederlerse” korkusu buradan doğar.

      Ikincisi de; “Ya günün birinde değişirsem ve insanlar
      beni sevmez olurlarsa..” endişesidir.
      Japonya'da bir kuru temizleyicide çalışan dünya güzeli
      bir kızın yüzü patlayan kazan yüzünden parçalanmış.
      Kız fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup
      onu terketmiş Daha acısı aynı kentte oturan anne ve
      babası onu artık ziyarete bile gitmemişler… Sahip
      olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina
      edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş
      Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış.
      Ve kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş…
      Japon yazar “Toplumlardaki sevgilerin çoğu “Çünkü
      türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda
      insani hep kuşkuya düşürür” diyor.

      Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?

      Ve işte sevgilerin en gerçegi!..
      Nedir peki, gerçek sevgi..
      Asıl sevgi..
      En güzel sevgi?.. “Üçüncü tür sevgi, 'Rağmen' diye
      adlandırdığım türdür” diyor yazar. Bir koşula bağlı
      olmadığı
      için ve karşılığında birşey beklenmediği
      için, “Eğer” türü sevgiden farklıdır bu… Sevilen
      kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin
      varlığını temel olarak almadığından, 'Çünkü türü sevgi
      de
      değildir bu.

      Bu üçüncü tür sevgide, insan “birşey olduğu için”
      değil, “birşey olmasına rağmen” sevilir.
      Güzelliğe bakar mısınız?..
      'Rağmen' türü sevgi!..
      Esmeralda, Qusimodo'yu dünyanin en çirkin, en korkunç
      kamburu
      olmasına “rağmen” sever. Yakışıklı ve zengin
      delikanli da Esmeralda'ya çingene olmasına “rağmen”
      tapar!..
      Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı en sefil insanı
      olabilir.
      Bunlara 'rağmen' sevilebilir.
      Tabii bu sevgiyle karsılaşması şartı ile..
      “Burada insanin, iyi, çekici, başarılı ya da zengin
      bir konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor.
      Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü
      geçmişine “rağmen”, olduğu gibi, o haliyle
      sevilebiliyor kişi. Bütünüyle çok değersiz biri gibi
      görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.
      Japon yazar “Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur”
      diyor.
      “Farkinda olsaniz da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin
      için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik,
      başarı ya da ünden daha önemlidir.”

      “Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Rağmen'
      türü sevgiyi şu anda yaşıyor olmanız ya da birgün bu
      sevgiyi bulacağınıza inancınızdır.”

      Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome:
      “Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak ve mutlu
      edecek bu sevgiyi bulmak çok zor. Çünkü herkesin
      sevgiye ihtiyaci var ve başkalarına verecek kadar
      fazlası kimsede yok!

    • #50291
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Seyret,Sus ve Dinle

      Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle
      ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl
      ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf
      gibi günü karşılıyordu.

      Dedi ki, “Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş
      bana gülümseyerek gün başlıyor.”

      Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu.

      Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de
      baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor.

      “iiiiiiihhhh , bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden
      bozuyor?”

      Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi.

      Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi
      duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen
      taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini
      seyre…

      Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar
      oluşturuyordu.

      Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi:

      “Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki?
      Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara
      kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de
      seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç
      bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu?

      Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de
      burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders
      veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE.”

      Dağ denize sordu:

      “SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?”

      Deniz, “Bak… Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin… Sustuğunda kendinden
      başkalarının söylediklerini duyabileceksin…

      Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin…”

    • #50292
      taner_karakaya
      Katılımcı

      <===koşar Adim Aşk===>

      KOŞAR ADIM AŞK

      Karanlıkta koşar adım,
      Yarama merhem aradım,
      Yıllar geçti bulamadım,
      Diner sandım dinmedi yâr.

      Kabuk için yakma özü,

      Unuttum ben bir çok sözü,

      Yüreğimi yakan közü,

      Söner sandım, sönmedi yâr.

      Estim bahar yeli gibi,

      Döndüm durdum deli gibi,

      Ağrı’dan kar seli gibi,

      İner sandım inmedi yâr.

      Sevmeseydim seni keşke,

      Bu bendeki hâl bir başka,

      Deli gönlüm bir gün aşka,

      Kanar sandım kanmadı yâr.

      Ararken ben, sende beni,

      Unutmuşum canda teni,

      Bir gün olur gönlüm seni,

      Anar sandım anmadı yâr.

      Kalmadı başka durağım,

      Başka bir gayem, ereğim,

      Düşer aşka şu yüreğim,

      Yanar sandım yanmadı yâr.

      Yemin ettim kaç bin kere,

      Uçup gittim yükseklere,

      Gönül kuşum bir gün yere,

      Konar sandım konmadı yâr.

      Şu gönlüme kurdun pusu,

      Ne ekmek verdin, ne de su,

      Yüreğime yâr kokusu

      Siner sandım sinmedi yâr.

      Yeşermez otlar bağında,

      Çiçekler açmaz dağında,

      Temmuzda çöl sıcağında

      Donar sandım donmadı yâr.

      Çekildim artık yolundan,

      Zehir akıyor dilinden,

      O zehri kendi elinden,

      Sunar sandım sunmadı yâr.

      Boş duruyor gönül tahtım,

      Sevmem artık, buda ahtım,

      Bir gün olur kara bahtım,

      Döner sandım dönmedi yâr.

      VE SONRA

      Yalan imiş her şey yalan,

      Bir sen varsın bende kalan,

      Aşk mı arar seni bulan,

      Şu kalbimi aç ta bir bak,

      Hakk yazıyor sadece, Hakk!

      ALİ ÇAM

    • #50293
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Vurgunum Sana…

      Her sözün kurşun sitem olsa da,
      Satır araların ahla dolsa da,
      Bahçemdeki güller susuz kalsa da,
      Biricik sevgilim tutkunum sana..

      Hatamı anladım inan pişmanım,
      Hırsıma,kendime feci düşmanım,
      Şunu bil ki geçmedi sensiz hiç anım,
      Biricik sevgilim hasretim sana..

      Beş harfli adını yazdım uzaya,
      Haykırdım aşkımı sonsuz fezaya,
      Bu defa dönüşüm kalmaz kazaya,
      Biricik sevgilim yangınım sana..

      Geçilir her şeyden,geçilmez yardan,
      Bir yar ki daha saf,bembeyaz kardan,
      Uğrunda vazgeçtim nice diyardan,
      Kar tanem,nur tanem,vurgunum sana..

      Dr. Turhan KARADAĞ
      1 Kasım 2004

    • #50294
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Ne Senİnle,ne Sensİz…

      Bak gülüm, söylemistim sana
      Ne seninle, ne sensiz olmuyor iste
      Duymadan gözlerimden anlasana
      Sevginin atesi sönmüyor iste
      Yanimda olsan yakiyor tenin
      Uzaga gitsem, dinmiyor hasretin
      Her an kulagimda, gitmiyor sesin
      Anlatmaya dilim varmiyor iste
      Kimi zaman alevlenir küçük yüregim
      Bazen de tutup nehirleri serperim
      Bu kararsizlik da, bu umut da benim
      Gözlerim baskasini görmüyor iste
      Sende baslayanlar, sende bitecek
      Ruhum hep seninle, bedenim ölecek
      Bu cosku sonsuzlukta sürüp gidecek
      Senin sevgin olmadan ölünmüyor iste.

      Irem ÖZYURT

    • #50295
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Akıl ve Duygunun savaşı

      Buyuk bir savas alanidir insanoglu
      Iki buyuk ordunun
      Iki buyuk imparatorlugun,
      Insanlik tarihi boyunca savastigi bir alan
      Insanlik tarihi boyunca insanin kendisi ile yaptigi en buyuk savastir bu
      Hep sorulan ve cevaplanamayan sorulardir savas alaninda carpisan
      Cevabi aranan:
      Savasi kazanan ne kazanacaktir
      Ve kimin kazanmasi gerektigidir
      Bir yanda akil imparatorlugu
      Diger yanda duygu imparatorlugu vardir
      Duygu imparatoru savasi kazanmak lazim der.
      Insan duygulari ile sever duygu ile guzellik katar yasama
      Sevgi ise amactir insan hayatinda
      O zaman biz kazanmaliyiz der duygular imparatoru
      Atilir hemen akil imparatoru
      Insan sevebilmek icin yasamak zorundadir,
      Beslenmek, kendini korumak zorundadir
      Yasam yoksa nasil olur sevgi,
      Nerde olusur sevgi yasam yoksa
      Bizim varligimizdir insana nasil beslenecegini
      Ve nasil yasami surdurmesi gerektigini ogreten
      Biz her zaman daha oncelikliyiz bu yuzden der akil imparatoru
      Itiraz hemen yukselir duygu imparatorundan
      Ama bizim varligimizla ogrenir insanoglu paylasmanin erdemini
      Duygulardir insana yardimlasmanin guzelligini gosteren
      Cevabi hazirdir akil imparatorunun
      Ama akil olmazsa paylasilacak ne olusabilir ki
      Ve akil olmayinca ne icin yardimlasma olacaktir
      Ama der duygu imparatoru
      Ben ruhun varligiyim onun sozcusuyum bensiz ne olabilirki
      Akil imparatoru gulumser ve
      Bende ruhun farkindaligiyim benle insan gorur varligini
      Benle farkina varir dunyanin isleyisinin muhtesemligine
      Algilamak benle olur der duygu gorup algilamamak neye yararki
      Ama gormeden neyi algilayabilirsin ki der akil
      Bu savas surer gider
      Iki tarafta bir galibin olmayacagini gorur
      Zeka bilgesine danismaya karar verirler kazanan orda belirlenecektir
      Gulumseyerek karsilar onlari zeka bilgesi
      Bu savasin yenileni yoktur olmayacaktir der
      Olmamasi lazimdir zaten
      Ne yapalim diye sorarlar iki ordunun imparatoru
      Akil imparatorunun guclu oglu ile
      Duygu imparatorunun zarif kizini evlendirmektir tek care der zeka bilgesi
      Onlarin cocugu ikinizinde birlesimi olacaktir
      Ve insanoglunu yonetmeye en iyi aday o dogacak cocuk olacaktir
      Insanoglu ne zaman kararlarini duygu ile aklin kesistigi noktada verir
      O zaman dogruyu bulur
      O zaman dunya da dogruya yonelir
      Ve insanoglunun savasi der zeka bilgesi
      Ancak insanin icindeki bu savasi kazanmakla biter
      Ve bu savasin kaybedeni asla olmaz….

    • #50296
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Bilinmeyenlik üçgenidir aşk…

      insan bir bilinmeyenlik üçgenidir aslında…

      çoğu zaman ne kendini ne de başakasını anlayabilirsin…

      beynin durur…

      sadece O vardır aklında!

      çoğu zaman konuşmakta istemezsin kimseyle..

      ama eğer oysa seninle konuşmak isteyen kapılarını açarsın ardına kadar,tıpkı;siyahın sonsuzluğa açıldığı gibi…

      hep istersin ki o konuşsun sen dinle!

      bakmak istersin yüzüne saatlerce..yorulmadan,sıkılmadan,bıkmadan ona onu
      ne kadar çok sevdiğini haykırmak istersin!!

      stersin ki; seni anlasın seni olduğundan daha çok sevsin…

      o olmaz çoğu zaman yanında…hayaliyle avutursun kendini
      duyabilirsen sesiyle…

      aşk budur işte!!!

      o olmadığı zaman bile yanında olmasa bile sevginden 1 gr bile azalmadan onu
      delice sevmek!!!

      aşk budur işte!!!

      onun hasretiyle özlemiyle yanmak tutuşmak!!!

      aşk budur işte!!!!

      onu sevdiğin için gurur duymaktır!

      o sana acı verse bile hiç durmadan son hız sevmeye devam edersin!!GERÇEK AŞK BUDUR İŞTE!!!

    • #50297
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Aşki Inkar Edenler

      Uzun zaman önce belki boyle insanlar yoktu.. herkes aşkın akıllı bir iş olduğuna
      inanır, herkese aşık olur ve mutlu mesut yaşardı. acı yoktu, ayrılık yoktu. ama
      zaman geçtikce insanlar gördü ki en büyük aşklar bile kirletilebiliyor. sağlam bir
      zemine bile dayandırılan güven adı verilen kurulması çok zor olan kuleler bile
      ihanet ve yalan depremleriyle tuzla buz olabiliyor. ve insanlar düşünmeye başladı.
      ve sorular sordular;

      hayatlarında kaç kez aşık olacaklardı? aşk bu kadar basit birşey miydi? aşk biter
      miydi?

      ve insanlar düşündüler. aşık insanların davranışlarını izlediler. dikkatlice
      baktılar ve gördüler ki aşık olduklarını söyleyen insanlar bile sonunda yalnız
      kalabiliyorlar, terkediyorlar ve terkediliyorlardı. daha sonra tekrar aşık(!)
      oluyorlar ve aynı duyguları tamamen farklı birine karşı hissettiklerini
      söylüyorlardı. burunlarının ucundaki gerçekleri görmüyorlar ve belli ki kendilerini
      kandırıyorlardı. söyledikleri tamamen lafta kalıyordu.

      ve karar verdiler.

      aşk kutsal birşeydi ve bulunması çok zor birşey olmalıydı. aşk öyle birşeydi ki
      bulunduğunda hiç bitmeyen, gittikçe güçlenen bir duygu, bir mucizeydi belki de..
      kısacası akıllı insan işi değildi. akıl varken aşk olmamalıydı çünkü aşk varken akıl
      yoktu. aşık insan herşeyden vazgeçerdi hatta ölüme bile giderdi. akıllı insan işi
      değildi.

      dünya değişti.. artık insanların bazıları akıllarını kullanmaya ve yaşadıkları her
      ilişkiyi aşk olarak adlandırmamaya başladılar. aşık olduklarını iddia eden insanlar
      bunları ne kadar kınasa da onlar vazgeçmediler ve akla ikna olup aşkı inkar
      edenlerden biri oldular..

    • #50298
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Farkında Değilim

      Bu gece yine yalnız dolaşıyorum
      Bir ben birde uzanıp giden ıslak yollar
      Önümde öyle bir kıvrılıyor ki
      Beni götürdüğü yerin farkında değilim

      Dalgalar bu gece ne kadar hırçın
      Sanki onu da sevdiği terk etmiş
      Kayalara öyle bir vuruyor ki
      Beni ıslattığının farkında değilim

      Bulutlar bu gece kapkara
      Yağmur damlalarına kızmış gibi
      Zemine öyle bir vuruyor ki
      Kurtarmaya çalışıyorum farkında değilim

      Bulutların arasından bakan tek bir yıldız
      Sanki oda sevdiğini söyleyemiyor
      Öyle bir derleştik ki
      Şafak sökmüş farkında değilim

      Ahh! Birde sen varsın
      Derdini bilemediğim, çare bulşamadığım
      Öyle bir çekip gittin ki
      Seni unutmuşum farkında değilim

    • #50299
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Tazedir AşK

      Biliyormusun, anılar hiç bozulmamış yüreğimde
      Hatıralar nereye gitsem seni yaşatıyor
      Ruhum bedenime sımıyor
      ve sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

      Ellerim sana üşüyor
      Ayaklarım soğuktan buz tutuyor
      Bedenim sevgi ateşi içinde
      ama sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

      Dağlar yol vermiyor bana
      Gitme, ne için gideceksin
      O seni hiç anlamadı diyor
      ve sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

      Gene kabuslar görüyorum
      Kan, ter içinde uyanıyorum gecenin bir yarısı
      Hiç yalnız olmuyorum, yanımda annem oluyor
      ama sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

      Denizle arkadaşım hala
      Hep ona bakınca gözlerini hatırlıyorum
      Hayatıma SON ver, diye ona sarılıyorum
      Ben arkadaş katili olmam diyor
      ve sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

      İşte böyle geçiyor benim hayatım
      Yıldızlara sevdalı, doruklara aşık
      Unutmadan, istedin zaman gelebilirsin
      Anıların hala taptaze içimde duruyor
      Çünkü sen gittin gideli yüreğime kar yağıyor

    • #50300
      taner_karakaya
      Katılımcı

      O Gemi

      Yıllar önce bu limandan kalktı o gemi
      İçinde kalbimi taşıyordu sanki
      Dalgalarla yarış ediyordu giderken
      Biraz daha gidiyor hep biraz daha

      Kalbim kopmuş gidiyordu sanki
      Geçen her dakika yerinde bir sızı
      Sanki göğsümden çıkıp gitmişti
      Biraz daha acıyordu hep biraz daha

      Yıllar geçti o acı dinmedi içimde
      Nasıl dinsin ki, kalbim uçuvermişti yerinden
      Bir gün döner diye arıyordu gözlerim
      Biraz daha acıyordu hep biraz daha

      Derken bir sabah uyandığımda yoktu
      Evet o acı gitmişti, ne oldu, neden
      Yoksa geri mi geldi, bir mutluluk muydu bu
      Biraz daha sordum hep biraz daha

      Gelmişti yıllar önce giden o gemi
      Limanda öylece harap duruyordu
      Çok sevdiği dalgalar yormuştu onu
      Biraz daha bakındım hep biraz daha

      İçinde yoktu yıllar önce benden götürdüğü
      Ama gözlerimde bir sevinç vardı
      O çok sevdiği dalgalar yıpratmıştı onu
      Biraz daha eskimişti hep biraz daha…

    • #50301
      taner_karakaya
      Katılımcı

      İntiharın öyküsü

      Ne kadar da soğudu hava
      Demek kar yağıyor bahara
      Şu uçup gidenler umutlar mı?
      Yoksa bacaklarımı ısıtan
      Bileklerimden akan kan mı?
      Ya sen sevgili…
      Acaba düşünüyor musun beni?
      Bak ne hale geldi sevgi
      Damarlarıma sığmadı
      Dışarı taştı aşk-ı ilahi
      Hani ağlayamıyorum demiştim ya
      Gözlerimdeki yaşlara kanma
      Yine ağlamıyorum aslında
      Sadece özlemine dayanamayan
      Göz yaşlarım koşuyor sana
      Sen de ağlama sakın
      Hem gördün mü hiç
      Ağladığını
      Güneşin
      Ağlarsan kızarır gözlerin
      Boşver bozulmasın güzelliğin
      Kanım kaynıyor sana demiştim de inanmamıştın…
      Bak ne kadar sıcak kanım işte sonunda kanıtladım
      Gördün mü?..
      Ne kadar da hızlı çarpıyor kalbim
      Dikkat et yüzüne sıçramasın
      Seni de yakar sonra alevlerim
      Bak gülümsüyorum yine
      Sırf sen yanımdasın diye
      Gözlerinden damlayan inci taneleri de ne?
      Yoksa ağlıyor musun?
      Sulu göz sen de
      Ağlayacak ne var ki
      Sanma bileklerimdeki jilet kesiği
      Onlar aşkımızın bedeli
      Onlar zalimlerin diş izleri
      Havada iyice soğudu Kış bu sene erkenci
      Üşüyorum ısıt beni
      Son kez olsun sarıl hadi
      Yoksa korkuyor musun??
      O kanlardan korkma
      Darılırım sonra
      O kan tertemiz içilesi
      Onlar ölümün bahanesi
      Artık ben sabredemeyeceğim
      Kızma tamam mı? şimdi sende sabır sırası
      Merak etme hem
      Kulaklarımda ikimizin şarkısı
      Biliyorum yapmazsın ama
      Ben yine de söylüyorum
      Seni sevdiğimi unutmayasın…

    • #50302
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Gurbet Denen Sinsi DüSMaN

      Ac,acikta birakmayan,
      Insanlari strese bogduran,
      Kurdu köpege güldüren,
      Gurbet denen sinsi düsman,

      Ana,babayi ezdiren,
      Kardesi,kardese küstüren,
      Ocaklari bir cirpida söndüren,
      Gurbet denen sinsi düsman,

      Sirtimizdan inmeyen,
      Emegimizle büyüdükce büyüyen,
      Yüzümüzü bir gün bile güldürmeyen,
      Gurbet denen sinsi düsman,

      Nesilleri yozlastiran,
      Vatanlarini unutturan,
      Dinlerinden saptiran,
      Gurbet denen sinsi düsman,

      Cazibenle insanlari cezbeden,
      Yapistimi,yakadan cikmayan,
      Silkindikce icimize isleyen,
      Gurbet denen sinsi düsman,

      Elbet bir gün devran dönecek,
      Önümüzde diz cökecek,
      Ettigin yanina kar mi kalacak,
      Gurbet denen sinsi DÜSMAN…!!!

    • #50303
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Karanlık Deniz…

      Şimdi seni düşünüyorum, biliyorsun
      Aklıma ellerin geliyor önce
      Yağmurlu birgün hatırlıyorum
      Islanmış bir serçe kuşu hatırlıyorum
      Durup durup ölümü hatırlıyorum
      Alnıma bir ışık vuruyor karanlıkta
      Sonra alabildiğine bir sessizlik başlıyor
      Alabildiğine bir deniz
      Alabildiğine kum
      İçim ürpertilerle dolu
      Karanlık denizlerin ortasında
      Seni düşünüyorum

      Hani denizin insanı deli eden maviliği
      Nerde o güneş parıltıları nerde
      Göremiyorum ama duyuyorum
      Yaklaşan fırtına sen olmalısın
      Bu rüzgar senin hayallerin olmalı
      Senin ümitlerin
      Senin arzuların olmalı
      Bütün karanlıklara razıyım
      Yalnız uzaklarda, çok uzaklarda
      Bir gemici feneri yanmalı

      Bu korkunç ağırlıkları kim koydu başıma
      Bu marşandiz trenleri nereye gidiyor
      Ben bir katran deniziyim artık
      Dalgalarım iri kayaları döver durur
      Bütün yaratıklar derinliklerimde kapkara
      Ne bir seven var beni
      Ne bir anlayan bulunur

      İçimde çalkalanan bir dünya
      Kulaklarımda karanlığın uğultusu
      Ve gözbebeklerimde korkuların en büyüğü
      Bir büyük dünyada yalnız kalmak korkusu
      Ölürsem korkudan öleceğim

      Düşen yıldızlar gibi
      Batan gemiler gibi yalnızlığım
      Sisli şafaklar doğar ufkumdan
      Kör bıçaklar bilenir düşlerimde her gece
      Kirli bir güneş kahreder dalgalarımı
      Bir çamur yığını sıvanır yüzüme
      Gitgide artar yalnızlığım
      Sonra duyarım iliklerimde sabahın olduğunu
      Bir yosun parçası kımıldanır, gerinir
      Bittiği yerde başlar yalnızlığım

      Pusulalar işlemiyor artık
      Yıldızlar yol göstermiyor
      Rüzgar bile ihanet etti bize
      Bir saçların vardı deli divane olduğumuz
      Bir saçların vardı
      Bir saçların vardı
      Alnına düşerdi akşamları
      Hiç değilse yaşadığımızı bilirdik hayal meyal
      Nefes aldığımızı
      İnsan olduğumuzu bilirdik
      Saçların bizi kurtarırdı düştüğümüz girdaplardan
      Bizi bir derinlerden yeryüzüne çıkarırdı
      Her telinde mevsimleri seyrettiğimiz
      Varlığını en büyük mutluluk bildiğimiz
      Bir saçların vardı
      Bir saçların vardı deli divane olduğumuz

      Şimdi bütün gün üstüme yağmur yağıyor
      Bütün gece kar
      Yalnızlığın tam ortasındayım artık
      Yalnızlık kadar

      Bilsen nasıl üşüyorum
      Al şu ellerimi ısıt biraz
      Ya da al götür bu soğukları
      Bu yağmurları
      Görmüyor musun beni öldürecekler artık
      Beni öldürecekler diyorum sana
      Geçmiş gelecek bütün yıllarım
      Bütün umutlarım senin olsun al
      Beni bu karanlık denizlerde bırakma

      Ümit Yaşar OĞUZCAN

    • #50304
      taner_karakaya
      Katılımcı

      benim öteki yarımsın

      düşünüyorum da bitanem,
      sen yokken de yaşıyordum.
      küçük şeylerden bile,
      kolayca mutlu oluyordum.

      sen geldikten sonra,
      iki kişilik yaşıyorum.
      ve yaşamaktan,
      iki kat keyif alıyorum.

      anladım ki sen,
      benim öteki yarımsın.
      beni tamamlayan
      biricik aşkımsın.

      düşünmek bile istemem,
      eğer bir gün gidersen,
      ben kendime gelemem,
      ve yeniden sevemem.

      onun için bitanem,
      sımsıkı sarıl bana.
      ve sakın beni bu hayatta,
      birbaşına yarım bırakma.

    • #50305
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Gecenin Ayak izLeri

      kalınca gecenin bir yarısı yalnız başıma,
      yine sen geliyorun aklıma,
      sesin, gülüşün, kırılışın…
      huzur değil hüzün doluyor odaya.
      o kadar uzak ve ulaşılmazsın ki,
      teslim oluyorum çaresiz boynubüküklüğüme.
      ve gece boğuyor beni,sensizlik büyüyor içimde.
      bir sözün geliyor aklıma gülümsüyorum;
      gece ve yine gece, sabahım olmuyor.
      ben yasak duyguların girdabında çırpınıren,
      sen masum uykulardasın biliyorum.
      gece üstüme geliyor iyice;bunalıyorum,
      bilmiyorum kaçıncı sigaradır üstüste yaktığım.
      yine de sabahtan umudum var ama,
      belki de bir iki güzel sözünü duyacağım telefonda.

    • #50306
      taner_karakaya
      Katılımcı

      GiTTiN

      Ben o bakışa aldandım
      O bakışa yanıldım
      Ben o gülüşe inandım
      O gülüşe kandım
      Tenin tenime değdiğindeysede
      Dünya benim sandım
      Ben bu sevdaya
      Bu ömrü adadım
      Ben aldandım
      Ben kandım
      Ben yanıldım
      Ben hiç bitmeyecek sandım
      Ben o bakışla doğdum
      O dokunuşla yaşadım
      Sen gittin
      Bittim,tükendim,yaşlandım
      Ben bu sevdaya
      Bu ömrü adadım
      Seninle doğdum,
      Seninle yaşadım,
      Sensiz yaşlandım..
      Öyle bir sevdaydıki,
      Ben hiç bitmeyecek sandım
      Yoksun tadımda yok
      Yoksun adımda yok
      Yoksun aklımda yok
      Sen canım
      Sen diğer yarım
      Sen umutlarım
      Sen haykırışlarım
      Sen korkularımdın gittin.
      Geçmişi bir güne sığdırıp
      Anıları bir torbaya doldurup gittin
      Gittin
      Gündüzüm geceye döndü
      Gittin yeşilim gazele döndü
      Gittin neşem hüzne döndü
      Ben o bakışa aldandım
      O gülüşe kandım
      Unutmadım,Unutamadım,Unutmayacağım..
      Ben bu sevdayı öylesine büyüttümki
      Ne yaparsan yap kurutmayacağım

    • #50307
      taner_karakaya
      Katılımcı

      :::ilk Aşkimdi:::

      Bu benim ilk aşkımdı
      İlk aşık oluşum
      Başımı yatırıp uzaklara
      İlk yalnız kalışım
      Yollarına çiçek serdim
      Gelir de sever diye
      Kim canını vermez gülüm
      Böyle içten sevgime

      Beni böyle sensiz
      Beni böyle yarsız
      Beni böyle yarınsız koyma
      Yar

      Ne demek ayrılalım
      Ne demek inanmıyorum
      Benim sevgim
      Dağlardan da yüce
      Denizlerden engin
      Tek sen mi acı çektin
      Bu ayrılıktan
      Tek sen mi hasret çektin
      Sabret diyorum kendi kendime
      Sen de sabret sen de
      Bir tanem

      Beni böyle sensiz
      Beni böyle yarsız
      Beni böyle yarınsız koyma
      Yar

    • #50308
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Şiir Yaşamdır… Şiir Duygudur…..

      Derdim baska
      sanmaki derdim günesten ötürü
      ne cıkar bahar geldiyse
      bademler cicek actıysa
      ucunda ölüm yok ya…
      hoş, olsada korkacakmıyım
      günesle gelecek ölümden
      benki
      her nisan bir yas daha genc
      her bahar biraz daha asıgım
      korkarmıyım?
      ah dostum derdim baska

      ORHAN VELİ

    • #50309
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Yolumuzun Adi Sevda…

      bir yolun iki yolcusuyduk seninle
      menzilimiz yoktu
      bir deli ırmak gibi bulduğumuz her koldan akar giderdik
      ve aslında birbirimize akardık biz
      sözcüklerimiz rehberi oldu yolculuklarımızın
      “aşk” derdik, yemyeşil bir ovanın ortasında bulurduk kendimizi
      “yürek” derdik, bir dağın tepesinde kayadan kayaya atlardık çocukça
      “ahhh, ayrılık” derdik, sığınacak bir kulube arardık uçsuz bucaksız bozkırda
      kendimizce özgürdük
      bizi kısıtlayan ne varsa soyunup arkamızda bırakmıştık
      utanmadık bu çıplaklıktan
      sırrımız yoktu birbirimizden saklayacak
      bazen bir masal kahramanı olduk, kaf dağını aştık
      anka kuşunun kanadına oturup yeryüzüne baktık
      söylenmemiş ne varsa, yüreğimizde sakladığımız ne varsa hepsini söyledik birbirimize
      en gülünmeyecek şeye bile güldük delice
      kahkalara yükledik sevdamızı
      her gülüş aşkımızın ilanıydı aslında
      biz yalnızdık ama binlerce tanığımız vardı
      kim görse bizi, kim baksa yüzümüze anlıyordu içimizden dışarıya taşan sevda coşkusunu
      bazen başka hayatların bize yüklediği nefretleri kustuk birbirimize
      isyanımızı haykırdık
      sonra durulduk
      sarılıp saatlerce öylece kaldık
      gözyaşlarımızı özgür bıraktık
      geceyi de sevdik, gündüzü de
      yağmurda ıslandık, hayıflanmadık
      karda üşüdük, şikayet etmedik
      bir yudum sıcak kahve olup aktık içimize
      bir dokunuşla ısıttık birbirimizi
      ama en çok güneşe tutkunduk biz
      her hücremizde ışığı hissettik
      her sabah aynı güne uyanmanın
      her akşam aynı uykuya dalmanın o müthiş bahtiyarlığını tattık
      yolculuk sürüyor hala, aynı yol üzerinde olmasak da
      sen bir yolda, ben bir yolda yürümeye devam ediyoruz hala
      biliyoruz ki tek başına da olsak bizi taşıyan yollar kesişecek bir yerde
      karşılaştığımızda ne sen ne de ben yorgun olacağız
      aynı enerjiyle tutuşup el ele, yine vuracağız kendimizi yola
      çünkü bitmez bizim yolculuğumuz
      çünkü yolumuzun adı sevda…

    • #50310
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Hayati Iskalama Lüksün Yok Senin!

      Hayatı ıskalama lüksüm yok benim…..
      Düşünürken niye diye, çıkıverdi karşıma…. böyle işte!….
      HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENIN!
      Bir aşk için yapabileceğin herşeyi yaptığına inanıyorsan ve
      buna rağmen hala yalnızsan için rahat olsun.
      Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur!!!
      Ve bütün çabaların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan
      başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman
      bahaneler bulmaya hazırdır… Çünkü o zaten ayrılığa hazırdır…
      Hani ağzınla kuş tutsan “Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?”
      gibi bir soruyla bile karşılaşabilirsin.
      Yeter kendinde suç arama….
      İki ucu keskin bıçaktır bu işin… Yaptıklarınla değil de
      yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman…
      Dürüst davranmış olman bile yanlış gelir karşındakine…
      Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda
      indirim sağlamaz. Sen “Ama senin için bunu yaptım” derken;
      o “şunu yapmadın” diye ceza verecektir. Ve ne söylesen
      karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
      Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın…
      Özledin, içtin, ağladın, bekledin, güldün, şarkılar söyledin,
      düşündün, şiirler yazdın… “Peki o ne yaptı?” deme…
      Herkes kendinden sorumludur aşkta.
      Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa
      bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa aşkı ve bu eksikliği
      bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa, sen ne yapabilirsin ki onun için? Senin hayatı ıskalama lüksün yok. Onun varsa, bırak
      o lüksü sonuna kadar yaşasın… Sen bu dünyaya bir kere gelenlerdensin…
      Her zamanki gibi yaşayacaksın sen…
      “Acılara tutunarak” yaşamayı
      öğreneli çok oldu…
      Hem ne olmuş yani,
      yalnızlık o kadar da kötü birşey değil.
      Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…
      İşte dostların, epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor…
      Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu?
      Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip
      yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana…
      Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin
      ve biliyorsun aslolan YÜREKTİR…
      Yürek sesi nedir bilmeyenler
      ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini Unutma!!!
      Yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte…
      Sen yeter ki koru yüreğini
      ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu…
      Elbet bitecek güneşe hasret günler…
      ve o zaman kutuplarda yetişen
      cılız ve korkak bitkiler değil!!!
      GÜNEŞİN ÇİÇEKLERİ DOLDURACAK YÜREĞİNİ…

    • #50311
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Ölürsem seni unutur muyum !

      Nedir bende seni böyle yücelten ?
      Ölümüne sevmem mi , ellerin olup gitmen mi ?
      Nedir beni küçük düşüren ?
      Karşılıksız sevgim mi , bensiz olmayı bilmen mi ?

      Mutluluk derler aşka sevgiye
      En güzel duyguymuş sevmek bir şairin mısralarında
      Seni sevmek acı çekmek benim duygularımda
      Aşkım acıya dönüştüyse , tek kurtuluş ölmem mi ?

      Anladım ki kurtuluş yok seninle olan anılarımdan
      Çalıp götürmüşsün kendini sensiz yaşadığım zamanlarımdan
      Çivi çiviyi söker , hangi çivi dolduracak kalbimdeki boşluğunu ?
      En doğrusu ne sence ?
      Duygular kalpte birleştiyse ; kalbimi yerinden sökmem mi ?

      Kadir TOK

    • #50312
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Bir Demet Hüzün Biraktin Bende!..

      Bana her bakışın aşk bulaştırdı üzerime,
      senin için umutlar büyüttüm çocuksu düşlerimde,
      sana gelirken yüreğimde umut vardı.
      şimdi bir demet hüzün bıraktın bende…

      ilk yıkılışım değil bu,ilk hayal kırıklığı,ilk kaybediş değil.
      mavi bir göğü olmadı hayallerimin,
      sen yüreğimi çaldın hırsız gözlerinle.
      bana kaldı hayat denilen intihar,
      bir demet hüzün bıraktın yüreğimde…

      oysa ben avuç avuç sevgi topladım yürüdüğün yollardan.
      görmedin sana titreyen dalı,
      yollarına serdiğim gençliğimin üzerine basıp geçtin…

      sen mahrem düşlerimi çaldın benim.
      dar günlere saklanmış umutlarımı,el gün için biriktirilmiş tebessümlerimi,
      biliyorsun,herkesin saklanmış bir yarası vardır hayatta..
      sen bütün yaralarımı sattın çarşı-pazar,
      zaten yaralıydı yüreğimde,bir de sen…
      bir demet hüzün bıraktın bende…

      söyle neden?neden beni katladın üçe dörde?
      yüze beşyüze neden böldün beni?
      bir han gibi kilit vurdun yüreğime,
      neden bir demet hüzün bıraktın bende…?

      belki de ucuz kahramanlar gerek sana,
      ben yüreğimi bir kartvizit gibi yakamda taşımam ki…
      cebimde bozuk para değildir ki aşk…
      bir yanım çocuk masumluğudur bu yüzden,
      bir yanım baba merhameti…

      ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim.
      ve nasıl sevmişsem seni,böyle dolu dizgin,
      ulu orta,öylece hüzne belenmişim işte!
      bir demet hüzün oldun bende…

      sen çocuksu düşlerimin katili,
      başı sonu belli bir cinayetin meçhul maktülü.
      üşüttün beni ateşlerde,yağmurlarda yaktın.
      hüzün oldun…

      bundan sonra ihlal ediyorum yürek yasalarını
      ve ilan ediyorum.
      gülüm!sen bir demet hüzünsün yüreğimde büyüttüğüm…

      bak senin için şiir doldu gözlerim,şairce ağlayacağım.
      madem ki;söndürdün lanbaları,
      o zaman yakma!karanlığına alışacağım…

    • #50313
      taner_karakaya
      Katılımcı

      kapandı kapılar

      Yollarında esiyor rüzgar
      Dönülmez ayrılığı anlatıyor
      Ardımda bıraktığım izler
      Benden ah birşeyler taşıyor

      Gülgelerime sığınan
      Yalnızlık kanıyor
      Hüznüm bir söğüdün dalında ağlıyor

      Yanına çağırma gelemem
      Kapandı kapılar birbir ardıma
      Yanıyor gemilerim ah geri dönemem

      Gülüşü yiten anılarda
      Acıyı resimler ah anlatıyor
      Bahara ne kaldı ki şimdi
      Her mevsiminde kar yağıyor

      Gülbahar Uluer

    • #50314
      taner_karakaya
      Katılımcı

      Ben Yalniz Seni Sevdim

      BEN YALNIZ SENİ SEVDİM

      Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum
      Zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı
      ‘’Hoş geldin canımmm..’’ deyip boynuma sarılmalısın
      Uzun uzun öpüşmeliyiz kapı aralığında,
      Elelele tutuşup içeri yürümeliyiz
      Sen biçırpıda sıralamısın;
      Belki de üçü önemli otuzbeş kırk haberi birden
      ’’Sular yoktu bütün gün biliyormusun’’
      Demelisin mesela.
      ’’Yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini
      Sonra da tüpgaz bitti alay eder gibi’’ demelisin mesela.
      Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların
      Çatkapı yapmış olmalı aniden ve öğlen.
      Annen aramış yakında geleceklermiş
      Bana da selam söylemişmiş olmalı mesela.
      O kadar işinin arasında,
      Camları da silmiş serinmiş olmalısın.
      Eskilerini eskiciye verdim,o eski mintanlarını filan demelisin
      Pilastik leğen, mandal bi de faraş almış olmalısın karşılığında
      Bi gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın
      Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya
      Şarap şişelerini kolayca açıp,
      Boş şişelere mumlar damlatıp dekor yapmaya
      Bi ton faydalı şeyler
      Ben mutlaka; ’’yaaaa öylemi olmuş’’
      Diyeceğin haberler varmeliyim sana
      Süratle beni kızdıracak bişeyler yapmalısın
      Ben zaten seni kızdıracak bisürü şey yapmış olmalıyım dışarda
      Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleleri
      Sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini
      Yüzlememelisin yine de
      Usulca utanmalıyım
      Anladığını anlamazdan gelmeliyim
      Anladığını anladığımı anlamamalısın
      Bu böylece sürüp gitmeli bi vakit
      Ben yine herzamanki gibi, yarın rejim yapmaya
      Spora başlamaya, sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim.
      Sen bikaçgüne kadar bi iş bulup artık çalışmaya,
      Bi ev bulup oraya geçmeye
      Hayatına bi çeki düzen vermeye, karar vermelisin
      ’’Çay koyyyy’’ yapmalı, yine ben hatırlatmalıyım
      Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bi gavur kanalına ayarlı olmalı
      Televizyon yine senin kanallarına kilitli
      Ve kül tablaları, çay tabakları yani
      Firar etmiş olmalı ortalıktan yine
      Gözlerinde güzellikten başka
      Güzellikten başka bişey yokmuş gibi
      Sıkıntı yüklü, soru yüklü bakışları görememeliyim
      Sevgimin büyüklüğü herşeye yeter sanmalı
      Hiçbi bunaltını anlamayacak kadar dangalaşmalıyım
      İkide bi sözlerini kesip,çocuksuluğunu
      Saflığını, yalınlığının sularını kurutup
      Ciddi, akarlı, kerametli konulara davet etmeliyim seni.
      Ve bigün….
      Bigün çekip gitmelisin evden
      Gitmenle anlamalıyım;
      Bu ev sevdasız olana bol gelir,
      Yürü yürü bitmez koridorlar
      Evin manzarası karanlığa göz kırpar,
      Bu evde tek başına yaşayanlara, köpekler bile havlamaz bahçede
      Çay pişmez, yemek yenmez
      Sigaranın bile tadı kaçar
      Dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi
      Kendini arayıp arayıp bulamaz
      Merhabaların da anlamı kalmadığından;
      Kimselere selam verip alamaz
      Denizde,karada,yatakta;
      Hiçlik solukları alıp verir
      Bi şiirin dizeleri okunur kitaptan
      Şair sankimde bilmiş gibi;
      ’’Düşmesin bizimle yola
      evinde ağlayanların gözyaşlarını
      boynunda ağır bi zincir gibi taşıyanlar,
      çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar’’
      yazmıştır.
      Şiire de, şaire de, yaşama da kızılır
      Kapının önüne gelinir
      Alışkanlık icabı kapı çalınır
      Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde
      Duyar, ama açmaz kapıyı
      Neden sonra hatırlarsın
      Anahtarını çıkarırsın
      Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum be…
      Yalnızlığımı sevmiyorum
      Ben yalnız, ben yalnız seni, yalnız seni
      ÇOK… VE ÇOK….VE ÇOKKKKK…
      SEVİYORUM!…

    • #50315
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Biten Bir Aşkın Can Damarını Kestim Ben

      “Zaman içindeki acıyı yıkayacak”
      “Acı zamanla yıkılacak…….”

      Sonunu bildiğim hayat oyunlarına tutanak yazdım yine….
      Payıma düşen ihanetleri aklamak,yazgımı teselli etmek düştü yine bana..
      Ben gittim,ben çizdim isminin üstünü….
      Yalnızlık durağının istasyon şefi,kalbime,
      Ben verdim emiri,ben istedim sonu görmeyi…
      Bitecek bir şeydi biliyorduk,,,,,
      Korkuyorduk biçilmiş sonları giyinmeyi,
      Umursamıyorduk,mutluyduk….
      Güçlüydük,sözüm ona cesurduk her ikimizde…
      N e çok sözler veriyorduk,gideceğimizi hesaba katmadan günün birinde…
      Yalanlar söylüyorduk,pembe yalanlar….
      Düşler kuruyorduk,gelecek adına…
      Kucağımıza alacaktık kızımızı dört yıl sonra ….
      Sen öyle çok kaptırmıştın ki kendini….
      İnanıyordun anlattığın masallara,benim gibi…
      Bir gün –gideceksin—dedim,
      –Asla,gidecek biri varsa o ben değil sen olacaksın—dedin,
      diğerleri gibi…..
      Her güzel şey bitmeye mahkumdu aslında,
      Kavuşamayacaktık,yazdığımız mutlu masalda….
      Gerçek günün birinde dikilince karşımıza,
      Sert bir yumrukla,dağıldık…
      Anladık ki,
      Bitmeye Mahkum bir aşkın can damarının kesilme vakti…
      Sen suçu bana yıkmaya,kendini haklı çıkarmaya çalıştıkça…
      Anladım ki,
      Hayatımda ki tüm hikayelerin sonu aynı bitiyor..

      Biten bir aşkın can damarını kestim ben…
      Sense, susarak uğurladın beni senden..

    • #50316
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sen beni sevmedin

      Ben sevgimi rüzgarlara verdim,
      Sen nefesinle kalbine gömdün.

      Ben bir düş gördüm,
      Sen düşlere düşmedin.

      Ben aşkın sarhoşluğunda,hüzünleri gül gördüm
      Sen gördüğüm gülleri,hüzünlerde öğüttün.

      Ben karanlıklarda,aydınlığın yolunu beklemeyi bildim,
      Sen karanlıklarıma aydınlığını çok gördün.

      Ben seni sevmeyi sevdim,
      Sen beni sevmedin,sevilmeyi sevdin.

    • #50317
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      kırmızı…….

      Neden ağlarsın sevdiğim,
      Neden susarsınız hey siz,ben daha ölmedim ki..

      Ben daha ölmedim ki,
      Daha şafak yuzbeşte meşke daldi cilekeş
      uyku gec gelir nobette uyuma yok!..
      ..

      Ben daha sigaramı bitirmedim ki..
      Yak tertip şu sigarayı,dostum
      sen niye susuyorsun
      ben daha gitmedim ki,

      saçmalamayın bir soğuk metal,
      bir kahpe düşman mı öldürecek bu Türk’ü
      beni ağlarsanız siz öldürürsünüz…
      benim yanımda hep güçlüydün anne ben o kadar acın arasında seni hiç ağlarken görmedim güçlü kadın

      bak anne bana hep kırmızıyı yakıştırırdın.şimdi neden konuşmuyorsun..
      ben bu bayrak için öldüm anne hiç pişman değilim…

      ölüm korkutmuyor beni
      sana kavuşamamak yakar bu kalbi
      şimdi göklerdeyim leyli,son ayrılıktan önce ağlıyorum…bulutların üzerine..
      ve ilk yağmurda düşecek ellerine ….

      maviyi gökyüzüne bağışla
      sarı güneşin olsun,
      beyaz bırak yeni gelnime
      yeşil,gözlerine yakışır sevdiğim
      kırmızı bayrağıma,
      şehitlik de bize…………

    • #50318
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ne Olur Bir Sabah

      Ne olur bir sabah kapım çalınsa,
      Açınca gülüşün içime doğsa,
      Belki bir meyhane birazda rakı,
      Sen türkü söylesen ben eşlik etsem…

      Bakmayın çekilen perdelerin aydınlık oluşuna bu şehirde,
      Renk renk desenlerine kanmayın,
      Saklısında kimbilir kaç yüreğin bu ayrılıkları var,
      Kimbilir ardına kadar susmuş bu ömürleri,
      Paslanmış ne çok kapı bekler,
      Hasretin gibi çarpıyorum kapıları,
      Soluk soluğa kendimi atıyorum sokağa,
      Taşlarında izmaritlerini ezdiğim kaldırımlar,
      Sicin bir yağmur altında,
      Bir yanıtım yoktu seni soran açelyalara,
      Bir meyhane bulur beni,
      Beyaz keteni kirlenmiş masalar,
      Yorulmuş bir rakı alır beni,
      Kalbime seni sorar,
      O an duracak zannederim bu gevezeyi,
      Sol kolumda bu aşkın uyuşmuş ağrısı,
      35 lik ne ki,
      Meyhaneci 70 getir,
      Tek başına gitmiyor bu zıkkım,
      Kavunun tadı zehir,
      Sen yoksun boynu bükük saatlerde,
      Bu akşam dürüyenim kalaylı gitmiyor be abla değiştir şu bandı,
      Bu ne sevgi bu ne ızdırap,
      Zavallı kalbim ne kadar harap,
      Çalmıyor artık,
      Öyle ya çoktan göçmüş Abdullah Yücel,

      Geceye su gibi dökülse sesim,
      Bizimle hüzünlü şarkılar gülse,
      Ellerim elimi bulsan sızım,
      Kalbimden kalbine çiçekler koşsa,

      Geceye su gibi dökülse sesim,
      Bizimle hüzünlü türküler gülse,
      Ellerim elimi bulsan sızım,
      Kalbimden kalbine çiçekler koşsa,

      Ne olur bir sabah kapım çalınsa,
      Açınca gülüşün içime doğsa,
      Belki bir meyhane birazda rakı,
      Sen türkü söylesen ben eşlik etsem.

    • #50319
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      gece yarısı ve öylesine yazıyorum…..

      sadece hayalini bırak bana
      yıldızlar kadar uzak,şarkılar kadar yakın olsun……
      melekler kadar saf ve senin kadar güzel olsun…

      aşkı gözlerinden satın aldım ben..
      iadesi yasak,garantisi yok…
      bildiğin her acıyı öğret bana
      gelen senden acı olsa da
      yaşat beni…
      sensiz hiç bir şeyin tadı yok…

      ben sana hüküm giymişim…
      firar yasak,idam yok..
      sonsuza kadar sana mahkum…

      toprağım sen ol….
      seni atsınlar naaşımın üstüne avuç avuç,
      sen sar beni mahşere kadar…

      “sen de vefasız çıktın sen de hayırsız çıktın.sen de vicdansız çıktın
      adın batsın…”

      hani nerde ellerin!!!
      sıcaklığın nerde…
      Artık gözyaşım ıslatıyor yanaklarımı,
      kapatamıyor karanlık gözlerimi,
      hissetmiyor yüreğim acıyı…
      gülmüyor bu çehre…

    • #50320
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Hani Bir An Gelir…

      Hani bir ân gelir… Ve söylenmez sözler söylenir olur!
      …..
      Hani bir ân gelir…
      Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
      …..
      Hani bir ân gelir…
      Bir ân gelir…
      Hani bir göz bir göze gelir.

      Hani, öyle bir ân gelir ki;
      En “gelinmez” yollarla en “varılmaz” yolların, senle ben arasındaki yarda boyun büktüğünü görürsün…
      Bu yar; iki yâr arasıdır! ..
      Her yar iki yâr arasıdır! ..
      Ve üstelik;
      Yaralar yara benzer,
      Her yar yaraya benzer!
      Yar başında duruşum;
      Yâre nâraya benzer! …

      Halbuki gök yerin…
      Halbuki gök yarın…
      Halbuki gök yârin içindedir bu mesafelerde! ..
      …..
      Veya gök, mavi bir hançer gibi dalıvermiştir de toprağın içine; şimdi toprak, kendi içindeki kocca bir yarayı yâr bilmiş… Kendini parçalayan kooskoca bir yar başına türbedar olmuştur! ! !

      Halbuki hep…
      Hep iki yârdır;
      Bir yar başında duran…
      …..
      Her yar, yâri gördüğüm rüyadır! ..

      Yolun biri gözlerinden başlaar senden içeri gider; diğeri gözlerimden, benden içeri…
      Bir yar oluşur her yârin arasında kalan boşlukta! ..
      Ben, yarın bir duvarı olup sana bakarım bu yandan… Sen yarın bir duvarı olur, o yandan bana bakarsın! ..
      Ve en derinimden gelip en derinine gidebilecek olan yol ile, en derininden çıkıp en derinime inebilecek olan gökkuşağı “bakışlarımızda” kopar! ..
      Biz, sarılmadıkça…
      …..
      Yarlar kaldıkça yârlar arasında! ..

      Hani bir ân gelir…
      Ve söylenmez sözler söylenir olur!
      …..
      Hani bir ân gelir…
      Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
      …..
      Hani bir ân gelir…
      Bir ân gelir…
      Hani bir göz bir göze gelir…
      Hani bir ân gelir…
      Bir ân…
      Bakışlar düğümlenir;
      Bütün yarlar silinir,
      Sıra söylenmezlere gelir…

    • #50321
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      duygu gemisi

      Gökyüzü üzerindeki karabulutları dağıtmıştı,
      Gece boyunca yağan yağmurdan eser kalmamıştı.
      Etraf muhteşem toprak kokusuyla doluydu.
      Çiçekler bir başka güzeldi bugün
      Kaldırımlar bir başka bakıyordu insanlara
      Simitçi çocuklar da neşeliydi bugün
      Hergün ağlarken gördüğümüz,
      Küçük yaşta hayatın acısını yaşamış,
      Üzerlerine giyecek birşey bulamayan,
      Akranları okula giderken,
      Sokakları arkadaş edinmiş çocuklarda neşeliydi.

      Ağaçtaki kuş enfesti.
      Belki de hayatının en tatlı nağmelerini mırıldanıyordu.
      Güneş tüm bu güzelliklere önderlik yapıyordu.
      Kent de bayram havası vardı bugün.

      Dalgalar coşmuştu denizde,
      Martılar özgürlüğe uçuyorlardı.
      Liman eşsiz günlerinden birini yaşıyordu.
      Bir gemi vardı limanda
      Deryaya açılmak için sabırsızlıkla bekleyen .

      Bu limandan daha önce de gemiler yol almıştı
      Lakin hiçbirininin gidişi böyle olmamıştı
      Kimbilir belki de ilk defa böylesi görülüyordu.

      Acı,hüzün ve sevinc biraradaydı
      İnsanlar vardı birbirini selamlayan,
      İnsanlar vardı sevinçten ağlayan,
      İnsanlar vardı duygularını paylaşan.

      Hepsinin bir amacı vardı.
      Bu gemiyle yol almak,
      Uçsuz bucaksız okyanuslarda.

      Hayır bayram değildi bugün
      Veda şarkıları da söylenmiyordu
      Tufan hiç değildi
      Bu gemiye binmek için,
      Neşeli olmak gerekmiyordu.
      Yufka yürekli olmak da…
      Öfkeli insanllarda vardı sırada
      Her türlü duyguyu paylaşan digerleri gibi

      Rotayı duygular belirleyecek
      Gittiği yerlere duygu sağanağı götürecekti
      Hep duygu olacaktı taşıdığı
      Gittiği yerler…..
      Hedef…duyguydu!

      Sonsuz yaşamak güzellikleri,
      Sevinci ve kederi
      Sınırsız yaşamak hayatı
      Böyleydi amaç…
      Böyleydi yaşam…

      Artık zaman gelmişti
      Gemi yavaş yavaş yol alıyordu
      Geride kalan yok gibiydi
      Boşluğa el sallanıyordu

      Gemide biri vardı..
      Gözlerini ufuktan ayırmayan.
      Hayır!
      Geriye el sallamamıştı
      Arkasına dönüp bakmazdı.
      O, hep ileriye bakmıştı
      Ufkun arka yüzünü görmeyi çabalamıştı.

    • #50322
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      1 erkeğin 1 bayandan beklediği

      Kız dediğin yıLdız gibi oLacak gibi olucak..
      Çok yakın gibi dursada çok uzak oLacak
      Yere öle sağlam basıcak ki, her adımında herkes dönüp bakıcak..
      Bakımlı we kibar olucak, gülümsemeyi de bilicek süzüLmeyi de;
      yeri geldi mi öle bi gürliycek ki yer gök inliycek..
      Ama durulduğu zaman en derin denizlerin sakinliği gözlerinden okunucak,
      herkesi kendine hayran bırakıcak..
      kelimeleri tane tane seçicek, konuşurken herkes susup onu dinliycek..
      En uçuk mekanlara da girebilicek öz güweni olucak; yeri geldiğinde sokakta da içecek içkiyi yeri gelince barda ..
      Sana ilgisini hiç eksik etmiycek; onun için dünyada bi tek sen olduğunu göstericek..
      Sana bakarken gözleri parliycak.. Korkmiycak hiçbişeyden, istedi mi
      koparıp almasını bilicek..
      Sewdi mi tam tamına sewicek seni, kanının son damlası bile senin için akıcak..
      Sewdiğini söledii zaman, o söz ağzından diil kalbinden dökülücek..
      Öle bi güwen wericek ki sana; dünya çökse onun kanatları altında
      rahat olucanı hisediceksin..
      Gözlerin bi tek onu görücek, gözleri bi tek sana bakıcak,
      sonsuza kadar seni sewiceini biliceksin, anlatabilicek sana..
      Ona çiçek deil çiçek bahçeleri alıcaksın, onunla olman öle mutlu edicek ki seni,
      sana sarıldığında kalbinin sesini duyucaksın..
      Çok iyi bi eş we anne olacak; ailesi herşeyden önce gelicek..
      We sen biliceksin ki, ewde “O”nu varlığının olması, we kapıyı açtıında “O”nu görmenin
      zewkini hiçbişey tattıramayacak sana..

    • #50323
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      aLışma bana

      Alışma bana,ne yapacagım belli olmaz, bugün varım, yarın birden yok olurum…
      Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum, canımı acıtma bi yara da
      sen açma…
      Sevme beni, yogun duygularımda kaybolursun, tutuştururum…
      İsteme beni, yasaklarla bogusursun, engellerle doluyum…
      Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum…
      Anlama beni, ben kendimi anlarım, ben böyle mutluyum…
      Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum…
      Güveniyosan kendine inandır beni aşkın varlıgına,sonucunda öyle bi aşk
      yaşatırım ki, vazgeçemezsin, tutkun olurum…
      Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni, tüm tutkularım ve
      gücümün arkasında, hala minik bir çocugum, büyütemezsen kaybolurum..

    • #50324
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sana Dokunmak Mücizeydi

      Sana dokunmak bir mucizeydi, seninle olmaksa bir mucizeyle yaşamak..

      Gün geceye döndüğünde seninle olmak öyle güzel ki. Bütün bir gece seninle aynı
      havayı solumak, dinlediğim şarkılarda seni bulmak. Gündüzümde insanlar,
      mücadele, kavgalar, çirkinlikler var belki ama gecemde sadece sen ve ben… Belki
      bu yüzden geceyi sevişim. Sadece sana ait gecelerim, tıpkı kalbim gibi…

      Dün gece yine uzandı elim telefondaki tuşlara. “Aradığınız numara
      kullanılmamaktadır” Gülümsedim ve iletilemeyeceğini bile bile defalarca mesaj
      gönderdim. Her “iletilemedi” raporunda sanki “Buda geçecek. Geçecek değil mi
      Can'ım?” cevabını okudum…
      Aradım seni. “Ulaşılmaz” olduğunu bile bile aradım seni. “Ulaşılır” olsaydın
      keşke. Keşke biraz daha çok gülebilseydik yaşamın bize yaptıklarına.
      Keşke “Sen”
      yine yanımda olabilseydin. Keşke şu iç çekmeler olmasaydı. Acı olmasaydı keşke…
      Keşke… Keşke… “Keşke” kelimesini bilmese, ögrenmeseydik.
      Hayata tek bagimdı askin… Gelirdim yanina sokulurdum… Tüm dertlerden ,
      kederlerden uzaklasirdim gözbebeklerinde kendimi gördügümde… Nerden
      bilebilirdim
      ki bir gün o gözlerde kaybolacagimi… Umutlarımın, hayallerimin, sevgimin,
      beklentilerimin, inançlarımın yok olacağını… Nerden bilebilirdim ki; o
      seyretmeye doyamadığım gözlerinde ölümün beni beklediğini…
      Oysa ben ayrılığı hiç düşünmezdim. Aklıma gelmezdi sensiz sabahlamak.
      Sen varken
      fark etmezdim mevsimlerin döndüğünü. Meğer ellerime kar yağabilir, gözlerime
      bulutlar değebilirmiş. Sen benim mucizemdin. İşte o mucizeye dokunmak, aslında
      seni sonsuza dek kaybetmekmiş. Bunu da öğrendim…
      Aradım seni Can'ım. Ulaşılmaz olduğunu bile bile aradım. Seni henüz özlemiş de
      değilim, yanlış anlama beni. Ne zaman özlerim bilmiyorum. Hâlâ benimlesin ve
      hâlâ gecelerim senin; tıpkı kalbim gibi…

    • #50325
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Canım Sevdiğim Yüreğim

      > CANIM, SEVDİĞİM, YÜREĞİM.
      ..
      > Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin…
      > Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan…
      > Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
      > Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır…
      > Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
      > Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
      > Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
      > Damla damla birikiyor insan. Damla damla sevgili…
      > Bir gün akıp gideceğiz hayata…
      > Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
      > Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur…
      > Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
      > Yılmaz GÜNEY

    • #50326
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Platonik

      Birtanem,
      seni güneş ve ay gibi
      gökyüzüne asmışım.
      Sabahları sen,
      öğlenleri sen,
      akşamları yine sen.

      Gözlerim hapsolmuş,
      çiğ düşen zamanlarda gözlerine.
      Her köşe sen, her yön yine sen.
      Bir ağ gibi örülmüşsün beynime
      başı boş kalmış odamın sessizliğinde.
      Geçmiş sen, gelecek yine sen.

      Şu anda sen gökteki tuttuğum yıldızımsın.
      O kadar yakın, bir o kadarda uzaksın ki..
      Uzanan elimin rüzgarından,
      sanki hemen kaybolacaksın serap gibi.
      Sanki hemen kavuşacak dalgalar gibi elime
      karanfil kokan saçların,
      dudakların, yanakların ve
      anlayamadığım o gözlerin.

      Seni güneş ve ay gibi
      gökyüzüne asmışım birtanem.
      Sabahları sen,
      öğlenleri sen,
      akşamları yine sen.

    • #50327
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Beni bana geri ver
      Hiç tutmadığın tutamadığın
      Ellerimi
      Sana baktıkça eriyen
      Gözlerimi
      Sevmediğin nedenini bilmediğim
      Bir nedenden dolayı
      Hiç sevemediğin
      Yüreğimi…
      Beni bana geri ver
      Yoktum zaten hayatında
      Hiç olmadım
      Uzaklaştın
      Dar ağacına astın bedenimi
      Uçurum kenarında
      Ölmekle yaşamak arasındaki
      O ince çizgi gibiydi
      Beni sevmekle sevmemek…
      Ne sevdiğin belliydi ne sevmediğin
      Beni bana geri ver
      Kim bilir belki severim yine
      Alırım sendeki beni
      İbret olsun diye cümle aleme
      Öylesine acı böylesine karşılıksız bir sevdanın
      Uçurum kenarında
      Ölmekle yaşamak arasındaki
      O ince çizgi gibi nasıl bir yanılgı olduğunu
      Anlatırım duysunlar bilsinler diye
      Ya da seni umutlarıma eker
      Başka bir zamanda
      Başka duygularla
      Yeniden biçerim…
      O yüzden beni bana geri ver
      Zamanın koyununa bıraktım her şeyi ve seni
      Zaman her derde deva olduğu söylenen
      O zaman her şeyi unutturur belki bana
      Haberin olsun

    • #50328
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Seviyorsam

      Nasılsa öyle yaşanacaktı
      Söylenecek bir bahane hep vardır
      Ha bugün yalnız
      Ha günün ötesi
      Seni sevmek
      Beni harcamak olmayacaktı

      Sana yüklediğim anlamları
      Senmişsin gibi düşünme
      Aldanırsın.
      Sen o anlamlarla
      Sadece bende varsın

      Ben seviyorsam
      Sen bahanesin

    • #50329
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      pınar gözlüm

      ah pınar gozlum
      tasiyamam
      sen olmazsan
      yasayamam

      çaya karanfil katardım kattım
      zarif yürüyüşünü
      inceden telaşını
      çaktırmadan göz yaşını katardım kattım

      sen benim o canımsın
      bu gidiş hangi gidiş
      bir daha döner misin

      hayatın tuzağına düştük
      sevginin uzağına
      al ger beni bin yıllık çarmığına

      yorgun bedenimi taşla
      toprağına götür beni
      hüznünle birlikte göm beni
      bağışla

      şimdi bir aşka ağlıyorum
      azrail den koparıp getirdiğim
      acılı bir aşka
      gideli ilk defa çay demliyorum

      içine karanfil katıyordum
      içemiyorum
      usulca ağlıyorum
      al götür beni

      gittin ya gittin işte
      hiç aklımdan geçmeyen şeyler geliyor aklıma
      çalışıp o kurduğumuz sırça saray
      yıkıldı işte

      gittin ya gittin işte
      bir ormancı türküsü kaldı benliğimde
      birde birde acıyı ikiye katladığımız

      denizine küsmüş bir martı gibi
      dalgalar üstüme üstüme geliyor
      ahh pınar gözlüm
      suç ortağım
      bu yarayı taşıyamam
      sen gidersen yaşayamam

      bu senin yaptığın korsan bir eylem
      her şeyi dağınık bırakıp aniden çekip gitmek

      bu sabah cebimdeki bütün paraları
      mendil satan çocuklara dağıttım

      ah pınar gözlüm her şey ters duruyor bu evde
      yerdeki kilim
      odadaki halı
      pencereler kapalı
      hiçbir şeye dokunamıyorum

      dön dön sevgilim
      sensiz yapamıyor

    • #50330
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      ŞiMDi SeN GiDiYoRSuN Y@ HeRKeZ S@N@ BeNZeYeCeK

      Tüm kalabalığını al, gel şimdi,
      şu anda.
      En çocuk bakışını,
      en içten sevmelerini al, gel,
      yoksa ağlayacağım.
      Gecenin bu kör saatinde,
      çıkıp sokaklara,
      seni nasıl özlediğimi haykıracağım.
      Gördüğüm, baktığım
      tüm pencerelerin
      ışıkları yanacak birer-ikişer….

    • #50331
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      ASK İKİ KİŞİLİKTİR
      Değişir yönü rüzgârın
      Solar ansızın yapraklar.
      Şaşırır yolunu denizde gemi
      Boşuna bir liman arar.
      Gülüşü bir yabancının
      Çalmıştır senden sevdiğini,
      İçinde biriken zehir
      Sadece kendini öldürecektir.
      Ölümdür yaşanan tek başına
      Aşk, iki kişiliktir.

      Bir anı bile kalmamıştır
      Geceler boyu sevişmelerden
      Binlerce yıl uzaklardadır
      Binlerce kez dokunduğun ten.
      Yazabileceğin şiirler
      Çoktan yazılıp bitmiştir.
      Ölümdür yaşanan tek başına
      Aşk, iki kişiliktir.

      Avutamaz olur artık
      Seni bildiğin şarkılar.
      Boşanır keder zincirlerinden
      Sular, tersin tersin akar.
      Bir hançer gibi çeksen de sevgini
      Onu ancak öldürmeye yarar.
      Uçarı kuşu sevdanın
      Alıp başını gitmiştir
      Ölümdür yaşanan tek başına
      Aşk, iki kişiliktir.

      Yitik bir ezgisin sadece,
      Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
      Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
      Gece camlara sürtünürken.
      Çünkü, hiç bir kelebek
      Tek başına yaşamaz sevdasını.
      Severken hiçbir böcek,
      Hiç bir kuş yalnız değildir.
      Ölümdür yaşanan tek başına
      Aşk, iki kişiliktir.

    • #50332
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Vazgeçmemeliyim Senden

      Sana anlamlar yüklemeliyim

      Tadılmamış, bilinmemiş

      Tomurcuklar getirmeliyim dallarına.

      Sen öldürsen de beni kışları

      Baharları başkasına versen de

      Vazgeçmemeliyim senden.

      Sana ışıklar getirmeliyim

      Bozulmamış, koklanmamış

      Masallar anlatmalıyım saçlarına.

      Sen incitsen de beni sözlerinle

      Şefkatimi küçümsesen de

      Bırakmamalıyım seni.

      Sana ırmaklar getirmeliyim

      Yüzülmemiş, kirletilmemiş

      Denizlere ulaştırmalıyım ellerini.

      Sen görmezlikten gelsen de

      Sevgimin karşılığı var zannetsen de

      Düşündürmemeliyim seni.

      Sana sağlıklar bulmalıyım

      Söylenmemiş, yazılmamış

      Tazelikler açtırmalıyım yollarına.

      Sen bilmezlikten gelsen de

      Günahlarını bana yüklesen de

      Vurmamalıyım seni.

      Sana oyuncaklar almalıyım

      Yapılmamış, oynanmamış

      Düşler bulmalıyım geleceğine.

      Sen hazırlıksız yakalansan da

      Gözyaşlarını savunmasız bıraksan da

      “Ben artık büyüdüm” desende

      Ne bırakmalı, ne düşündürmeli seni

      Vurmalarına izin vermemeli.

      Ben kimim biliyorsun yavrucuğum
      Saçlarını düşünmeliyim.

      Düşlerinin yollarını hazırlamalı

      Tüm kapıları açık tutmalıyım.

      Sana imgeler yüklemeliyim

      Ve seni sevmeliyim bu halinle

      Vazgeçmemeliyim yüreğinden.

      Bu bölüme uygunmu bilmiyorum ama bu şiir bir öğretmenin öğrencisine yazdığı şiir hoşuma gitti ve paylaşmak istedim

    • #50333
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ömer Hayyam – Aşk

      merso gönderdi: “
      Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
      Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
      Perde ardında sen ben dedikodusu var amma…

      Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben

      Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
      Dünya esen yel üstüne kuruldu..
      Varlığımız iki yokluk arasındadır
      Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin

      Medresede söz vardır tekkede de hal
      Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
      İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
      Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir

      Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
      Yarını düşünmen beyhude bir heves
      Bir çok kişiden arda kalanlar
      Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin…
      Ömer Hayyam”

    • #50334
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sen Geldin,Sensiz Kahrolurum

      Birazdan akşam olacak bir tanem,
      Yalnızlık aç kurtlar misali,
      Üstüme çullanacak.
      Ve ben çaresizlik içinde,
      Kör sağır gecelere tutsak,
      Adına şiirler döşeyeceğim.

      Özlemim daha bir büyüyecek içimde,
      Gözlerime selli yağmurlar yağacak.
      Dudaklarımdan hüzün şarkıları dökülecek,
      Yarım yamalak,
      Ve bir kez daha,
      Seni sensiz yaşayacağım…

    • #50335
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Gittin

      Zindan olan bu sehir kaldi,
      Gittin,
      Bana yanlizlik kaldi,
      Tuttugum ellerinin sicakligi,
      Ellerimde hala parmak izlerin kaldi,
      Kalbimde özlemin,

      Bana yine soguklar kaldi,
      Üsüyorum birtanem,
      Bana gecmek bilmeyen riya dolu günler kaldi,
      Gittin,
      Bana yine hasret kaldi,
      Sensizlik beni zincirlere vurdu,
      Bana prangalar kaldi,
      Çok özledim, çok çok çok,
      Bana seninle dolastigim,
      Sensiz yollar kaldi,
      Kalbimde askin,
      Senin için hizli hizli,
      Atan kalbim kaldi,
      Bu beklentilere isyanlarim,
      Bana yine karanliklar kaldi,
      “Seni Seviyorum” demenin,
      Verdigi mutlulukla birlikte,
      Kalbimde hissettigim,
      Senin kalp atislerin kaldi,
      Sevgilim,
      Gözlerimde gözlerin,
      Senmissin gibi sarildigim yastikla,
      Bana yine seni isteyen bir ben,
      Bana yine seni isteyen bedenim kaldi…

    • #50336
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sunay Akın – Çukur

      Bilerek mi yanina
      almadin giderken
      basinin yastikta
      biraktigi
      çukuru

      Güveniyordum
      oysa ben sevgimize
      vapur iskelesi
      ya da tren istasyonundaki
      saatin dogrulugu kadar
      Beni senin gibi
      bir de annem terketmisti
      ki göbegimde durur
      onun yoklugundan
      bana kalan
      çukur

      Sunay Akin

    • #50337
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sen Gel

      belki anlatılır,belki anlatılmaz,
      bu karamsarlığın nedeni.
      unutmaya yüz tutmuşken,
      neden tekrar aklımdasın
      gecelerimde,gündüzümdesin,

      özlemek değil bu
      güzel olan bir kaç anı anımsamak
      ama gözleri yaşlı ama kalbi buz kesmiş,
      şimdi sensizliğe yelken açmışken,
      neden haber getiriyor kuşlar?
      neden ağaçlar tatlı tatlı fısıldıyor adını,

      dün ilk kez uyuyamadım
      sensizliğin ardından,
      gözlerim karanlığın içinde,aydınlığını aradı,
      birde akşam rüzgarı eşlik etti yalnızlığıma.
      belki o an sesini duysam
      kendimi uykunun derinliğine bırakabilirdim..

      herşey,herkes,tüm dünya girdi aramıza,
      boş kollarda aradın paha biçilmez mutluluğunu.
      bendeki aşkı hiçe saydın,
      senin gibi bir dünya servetine kanmadım,
      gidipte beş para etmez insanlarla,aramızdaki aşkı öldürmedim..

      sen şimdi rahatmısın??
      eğlenebiliyormusun sahte gülüşler etrafında,
      ya da eğlandirebiliyormusun yalanlarınla.
      hala eskisi gibimisin?
      hiç mi değişmedin?
      biliyorum seni değiştirmeye hiç hakkım olmadı,
      günlerce yazabilirim seni,
      ya da bir anda silip atabilirim.
      ya gelir tekrar koynuna girerim,
      ya da sensizliği dost bilir
      sarılırım boş bir hayaline
      savrula savrula uzaklara göçerim.

      sensiz değeri yok geçen zamanın,
      içimde senden kalan bir hüzün,
      dilimde sessiz adın
      kimseler duymuyor artık sen ve beni,
      onlarda benimle birlikte alıştılar bu terkedişe.
      ne güzel bir resminin olamaması,
      kendimi bu şekilde alıştırabilmek herşeye.

      aynı şehirde kocaman bir yalan olarak yaşamak,
      ve dönüp dönüp karlı kaldırımlara bakmak,
      ulaşabileceğim bir numaran varken,arayamamak
      ne bileyim
      unutmadım mı acaba seni
      neden yazıyorum sanıyorsun
      sevmesem niye karalayım kağıdı kalemi..

      özlediğim bişeyler var,
      senden de benden de öte
      bir sıcaklık bölsün rüyalarımı
      bir nefes ver
      birde kokunu bırak ellerime,
      sen gitsende kokun kalıyor yastığımda,
      itiraf etmeliyim ki özlüyorum seni,
      bende bilmek isterdim senin tarafından özlendiğimi,
      vede beklerdim kapımı çalışını,
      sensizlik vurmadan zamana,
      sen gel,
      sen gel…..

    • #50338
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Victor Hugo – Bakışların

      Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
      Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur…

      Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
      Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.

      Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
      Sevişenler daima gözlerle yemin eder…

      VICTOR HUGO

    • #50339
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Murathan Mungan – Gece Nöbeti

      Daha az seviyorum seni..
      Giderek daha az..
      Unutur gibi seviyorum..
      Azala azala..
      Aramızdaki uzaklığın karanlığında..

      Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
      Daha az seviyorum seni..
      Kendini iyileştiren bir yara gibi..
      Daha az..
      Ve zamanla..

      Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
      Uzak dağ kışlalarında..
      Görmüyoruz birbirimizi..
      Usul usul sis iniyor..
      Kopmuş yollara..
      Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
      Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
      Sevgilim sevgilim
      Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
      Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..

      Artık daha az seviyorum seni..
      Unutur gibi..ölür gibi daha az..
      Yeniden ödetiyorum kendime
      Onca aşkın öğretemediğini..
      Kolay değildi..
      Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
      Kaç acı birden imtihan etti beni..
      Bir tek gece vardır insanın hayatında..
      Ömür boyu sürer nöbeti..
      Bu da öyleydi..
      İyi ol..
      Sağ ol..
      Uzak ol..
      Ama bir daha görme beni..

      Murathan Mungan

    • #50340
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      İclal Aydın – Oysa

      Büyük bir kelimedir. Oysa… İçinde açıklama, kırgınlık, pişmanlık, hayret, küskünlük ve daha bir dolu duygu barındırır.Bazen tek başına koca bir paragrafı açıklamaya bile yeter…
      “Oysa” dersiniz…
      Oysa;
      “böyle değildi başlangıçta,”
      “beni sevdiğini söylüyordu,”
      “başaracağından emindi,”

      “çok güveniyordu kendine,”

      “yağmur yağmayacak, bir değişiklik olmayacak, verilen sözler tutulacak demişlerdi,”

      “burada olacağını söylemişti;”

      “yapabilirim, yetişebilirim, toparlayabilirim sanıyordum,”

      “çok uzak değil diye düşünüyordum,”

      “başka türlü hayal ediyordum,”

      Başına getireceğiniz her “oysa” anlaşılır bir burukluk taşımaktadır okuduğunuz şu cümlelerde…

      ***

      Geçen hafta içi, bir sabah vaktiydi. Ansızın, daha gün doğmamışken açıldı gözlerim yatakta. İçimde nasıl başımdan atacağımı kestiremediğim bir sıkıntı vardı.

      Oysa gece rahat yatmıştım yatağa. Yorgundum, uykumu almamıştım tam olarak.

      Gözlerim açık, yatakta havanın aydınlanmasını bekledim. Dışarıda yağmur vardı. Evin içindeki yan karanlık daha da sıkıştırdı yüreğimi. Hiçbir sebep yoktu böylesi bir iç daralması için.

      Kalktım…

      Gün başladı.

      Yine herkesin bir derdi vardı işte, her günkü gibi…

      Bir şekilde ucundan tutmam gereken, içinde durduğum, kıyısına vurduğum…

      Telefonlar, notlar, haberler, yorumlar, gelenler, gidenler.

      Hesap isteyenler, hesap kesenler, daha çok isteyenler…

      Üst üste, usandıran, tam da günün sıkıntısına uygun dünyevi sökükler…

      Derken..

      Kafamı dağıtayım diye kütüphanemi yerleştirirken telefon etti bir arkadaşım ve “Attilâ İlhan'ı kaybettik” dedi…

      ***

      Ölüm oracıkta duruyor, kapının kıyısında.

      Kimine 80 yıllık bir renkli ömür veriyor, kimini yirmisinde alıyor.

      Oysa…

      Oysa herkes hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor.

      Bu yüzden hiçbir yere götüremeyecekleri “taşınmazlar” için diş biliyor, tırnak bileyliyorlar.

      Bu yüzden hiç sakınmadan nefret ve öfke kusuyorlar.

      Bu yüzden sadece kendilerine bakıyorlar, “iç” lerine hiç göz atmadan…

      ***

      Oysa kısacık hayat.

      Kendisine verilenin nasıl alındığını anlamıyor bile insan…

      Bugün bir düşünsenize; üç ay önce, beş yıl önce, yirmi yıl önce ne düşlemiştiniz?..

      Neler kurmuştunuz, ne çiçekler sipariş etmiştiniz ömrünüzün en güzel bahçesi için…

      Görüyor musunuz “oysa” ne yaptınız kendinize?

    • #50341
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Hüzün işgalinde yüregim, çünkü sen yoksun,seni düşünmek var. yoklugun canımı öyle acıtıyorki,
      parça parça oluyor yüreğim. kalbimin parçalarını
      toplamaya çalışıyorum yerden. içimde kopan fırtınaları söyleyemiyorum. sessizleşiyorum. saatlerce bakıyorum seni götüren yollara… kimseye belli etmiyorum savaşımı. yokluğunla savaşmak görünmeyen bir düşmana kılıç sallamak gibi… yoruluyorum, düşüyorum, tekrar kalkıyorum ama sensizliği yenmeyi bşaramıyorum.

      enbüyük korkum bu sensizlik, korkularıyla
      yüzleşen insanalardan olamıyorum. çünkü sensiz olmayı
      yediremiyorum kendime. birkez kabullensem sanki o an
      çıkıp gidecekmişsin gibi gelir yüreğimden. oysa
      yanımda, hep yüreğimde taşıyorum seni. orada olduğunu
      bilmek yaşama, hayata tutunma gücü veriyor.
      korkularımla yüzleştimim anda o gücü kaybetmekten
      çekiniyorum.

      gece uykularım kaçıyor. yanlızlığa isyan
      ederek dört duvar odayı sabaha kadar adımlıyorum.
      bakamdığım aynalar kırılıyor. binlerce parçası
      bedenime saplanıyor. bir sigara, bir sigara daha…
      dudaklarımda küfür lezzeti… dumanı savuştururken
      tavana sensizlik üzerime çığ gibi yıkılıyor. sonra
      hayaller gelip çörekleniyor üzerime. sen, sen ve yine
      sen

      gözlerimi kapatıp dalıyorum sonsuz senli
      günlere, seni öperken soluğum kesiliyor. nefes
      alamıyorum sanki. sonra şiddetli bir yağmu başlıyor.
      sanki gökyüzü her damlasıyla sana olan sevgimi
      haykırıyor. seni seviyorum seni seviyorum, seni çok
      seviyorum diye.

      bir hayalden bir hayale geçerken sabahı
      karşılıyorum. güneş penceremden içeri girerek gecenin
      kasvetini getiriyor. hayaller bir sonraki geceye kadar
      çekiliyor odamdan, gözlerimden. hayaller gözlerimden
      çekiliyor diye kızma sakın!!! çünkü benim günüm hep
      seninle başlayıp seninle bitiyor…

    • #50342
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sana Seni Anlattım

      Hiçbir hedefin olmadı senin … Öyle çok inanırdın ki kendine …
      Hayata aldanmak kutsal bir şölendi senin için … Yaşanmış her şeyi unutarak yani bütün hedeflerini yakarak, gözünün içindeki meleklere bakardın, insanların kederli göğüne. Tarifsiz biriydin yakından bakıldığında … Öyle iyiydin ki bütün oyunlar bozuluyordu sende …
      Senin saflığın bütün tarifleri bozuyordu.

      Oysa sen kendine güveni
      olmayan, kararsız, dakikası dakikasına uymayan bir varlıktın. Bence
      hayatın dokusundaki o silinmez laneti görüp de sustuğun için böyle
      tutarsızdın.
      Bütün felaketlerden kendini sorumlu tutup varlığını siper ettiğin
      için o başı ve sonu belli olmayan kötülüğe …
      Üstelik alabildiğine güzel ve sevimliydin …! ve sevgi gündelik
      yaşam biçimindi senin. Çünkü hiçbir zaman sevgiyi planlamıyordun sen
      … Sevgiye karar veremiyordun bir türlü … Elinde değildi, sevgiye
      gene de, farkında olmadan maruz kalıyordun sen. Sevgi hiç
      beklemediğin yerde, hiç düşünmediğin bir zaman gelip seni buluyordu.
      Mahcup olmaktan çok çekinirdin. Çünkü bilirdin ki mahcubiyet
      yorgunluktur. Bana gülümseyen, umutlu bir maske taktın. Bana sevecen
      sözler öğrettin. Kimsenin kalbi kırılmasın diye bu dünyadan o kabına
      sığmayan ümitsizliğe vakitsiz bahar giysileri giydirdin. Eksik
      yaşanmış ve hep eksik yaşanacak bahar giysileri … Kendin için
      değil, aşkların için değil, sana güvenen, sana dayanan insanlar için
      gizledin ümitsizliğini …
      Sanki yazgı değişecekmiş gibi hiç durmadan seviştin bu ümitsizlikle.
      Zehirlenmesin diye bu incelik, küçük düşmesin diye bu şiir,
      üzülmesin diye sana güvenenler hep acıyla seviştin … Kimseye
      bulaşmasın diye gördüğün ve yaşadığın cinnet, kimseye onulmaz kötü
      yapmasın diye bu dünyanın dokusuna kazınmış lanet … Oysa maske ve
      bir hedefin olmadığı için asıl dengeleri bozan sendin. Herkese ait
      gibi görünüyordun, ama hiçbir yere, hiçbir kimseye ait değildin ve
      olamazdın da.
      Onca kalabalığın içindeyken bile birden kayboluyordun. Her şey
      kendinden olsun diyordun, aşk gibi, isyan gibi, sevişmek gibi,
      hüznün o güzel yüzlü perisi gibi …
      İçinden geldiği gibi hareket ettiğin için istikrarı bozuyordun.
      Kimse seni anlamıyor ve bu yüzden deli damgasını yiyordun hep. Kimse
      seni elde var bir, diye düşünemiyordu. Sen kendini cesur bile
      bulamazdın. İçindeki derin merhamet seni gövdene düşman kılan öfkeyi
      bile durmaksızın küçük düşürdü. Omuzlarında bunca yük varken
      unutulmak istedin, unutturulmak istedin. Zaten doğuştan kanayan
      içini, bir kez daha kanattın, bir kez daha, bir kez daha.

      SENİN HAYATIN
      Sana Seni Anlattım …

    • #50343
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Evet Mi?

      Nasıl geçirdin, bu bahar müjdecisi güneşli salı gününü?..
      Mutfak ve balkon arasında mekik mi dokudun yine, yoksa
      kalabalıklardan uzaklaşıp, alıp başını gittin mi bir yerlere?..
      Uzaklaşabildin mi, şehirden, caddelerden, yalanlardan dolanlardan?..
      Kaldırdın mı başını gökyüzüne, mahzun mahzun baktın mı bulut
      tarlalarına?..

      Aradı mı gözlerin birisini, ikindi güneşinin indiği ufuklarda?..
      “Keşke yanımda olsaydı” dedin mi kahkahalarla güldüğün anda?..
      Mangalda pişirdiğin etleri yerken, “o şimdi ne yapıyor kim bilir”
      diye düşündün mü?..
      Senin ondan daha narin olduğun, o küçücük, beli dar cam bardağına 2
      şeker attığın çayını yudumlamak üzere dudaklarına götürdüğün an,
      “her an beni düşünen biri var” diye mutlu hissettin mi kendini?..
      Yürüdün mü çiçek açmaya hazırlanan meyve ağaçlarının altından?..
      Düşündün mü insanların da bitkiler gibi mevsimlere göre hareket
      ettiğini?..
      Anlayabildin mi hayatın, acılarla-mutluluklarla,
      hüzünlerle-sevinçlerle, vuslatlarla-ayrılıklarla güzel olduğunu?..
      Eğdin mi önüne, her zaman dik tuttuğun başını, topraktaki
      kıpırdanmayı görebilmek için?..
      Ellerin cebinde, ayak uçlarını seyrederek yürüdün mü kırlarda?..
      Var olmanın ve yaşama azminin resmini gördün mü, onlarca çeşit
      börtü-böcek ve karıncalarda?..
      Attın mı üzerinden kışın rehavetini?..
      Sende nasibini aldın mı, baharın bereket serpiştiren yağmurundan?..
      Bir kez daha geçmişi yad edip, yaşadıklarından ve başardıklarından
      dolayı, gurur duydun mu kendinle?..
      Ve yavaş yavaş bir düzene girdi mi nabız atışların?..
      Derin derin nefes alarak, temiz havayla doldurdun mu ciğerlerini?..
      Tazelendi mi ümidin, yüreğin coşmaya başladı mı?.
      Yeni bilinmeyenlere doğru yelken açmaya, hazır hissettin mi
      kendini?..
      Evet mi?..
      Hepsine evet mi?..
      Öyleyse sen; huzuru bulur, mutlu olur, başarırsın her şeyi…
      Ama her şeyi!..

    • #50344
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Hayat

      Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat deniyor,
      Öylesine güçlü olun ki, hiç bir şey huzurunuzu bozmasın.
      Sağlık, mutluluk ve zenginlikler hakkında konuşun.
      Dostlarınıza değerli oldukları hissini verin.
      Herşeyin iyi yanını görmeye çalışın.
      Başkalarının başarılarına kendi başarınız kadar sevinin.

      Geçmişin hatalarını unutun ve onlardan yararlanın.
      Neşeli davranın ve herkese gülümseyin.
      Kuşkular karşısında çok düzeyli,
      Öfke karşısında çok olgun,
      Korkular karşısında çok güçlü ve
      Sorunlar karşısında çok mutlu olun ki, silgiye ihtiyaciniz
      kalmasın…
      Ve unutmayın;
      hayat duygularımızı bastırmamıza izin vermeyecek kadar kısa…
      Christian Larson
      Zamanin Degeri
      Hayat çok hizli geçiyor çooook…Lütfen zamanin degerini
      bilin….!!!!
      1000 yilin degerini anlamak için
      Sene degerini iki hane olarak programlamis olan bir programciya
      sorun.
      100 yilin degerini anlamak için
      El degistirmeye (Handover) tanik olmus bir Hong Kong vatandasina
      sorun.
      70 yilin degerini anlamak için
      Ölmekte olan bir insana sorun.
      40 yilin degerini anlamak için
      Çölde dolasmis (traveled in the wilderness) bir yahudiye sorun.
      7 yilin degerini anlamak için
      7 yillik iznini (sabbatical leave) alamamis bir profesöre sorun.
      5 yilin degerini anlamak için
      Bir daha seçilememit bir milletvekiline sorun.
      1 yilin degerini anlamak için
      Sinifta kalmis bir ögrenciye sorun.
      1 ayin degerini anlamak için
      Erken dogum yapmis bir anneye sorun.
      1 haftanin degerini anlamak için
      Haftalik bir derginin editörüne sorun.
      1 günün degerini anlamak için
      Yevmiyeyle çalisan bir itçiye sorun.
      1 saatin degerini anlamak için
      Trafikte sikisip kalmis bir soföre sorun
      Yarim saatin degerini anlamak için
      Bulusmak için bekleyen asiklara sorun.
      1 dakikanin degerini anlamak için
      Uçagini kaçiran adama sorun.
      1 saniyenin degerini anlamak için
      Bir kazadan sag çikan kisiye sorun.
      Saniyenin 10 da 1 inin degerini anlamak için
      Olimpiyatlarda gümüt madalya kazanan kitiye sorun.
      1 milisaniyenin degerini anlamak için
      Sehri karanliga gömen bir elektrik (power) mühendisine sorun.
      1 mikrosaniyenin degerini anlamak için
      Pentium makine almis olan birine sorun.
      1 nanosaniyenin degerini anlamak için
      Yeni terfi etmis bir dijital devreler designerina sorun.
      1 pikosaniyenin degerini anlamak için
      Birçok patentin sahibi olan analog devreler designerina sorun.
      1 femtosaniyenin degerini anlamak için
      Nobel Ödülü kazanmis fizikçiye sorun.

    • #50345
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      “SENSİZLİK” 

            GECELER BANA SENİ HATIRLATIRDI
            SENSİZ YALNIZ ODAMDA
            MUTLULUĞU HAYAL EDERKEN,
            ASLINDA YALNIZLIK BİLE BANA SENİ ANLATIRDI
      YÜREĞİM SENİ İSTERDİ,
      ELLERİM SENİ ARARDI
      AMA BULAMAZDIM
      SEN OLMAYINCA NE ELLERİNİ
      NEDE MUTLULUĞUMU… 

    • #50346
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

                    SEVGİM
      Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
      Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
      Bugün sardunyalarım da açmadı
      Belki de küskün renklere
      Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
      Sensiz soluyorum anlayacağın
      Mavi mavi ölüyorum
      Duyuyor musun, orada mısın,
      Var mısın, yok musun?
      Bir tek şeyi unutma!
      Seni sevdim ben.
      Yanarak, yıkılarak
      Aklıma her geldiğinde ağlayarak….

    • #50347
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

                                            Aşk benim hiç Senim olmamış

      Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
      Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
      Sanki benim hiç senim olmamış gibi…

    • #50348
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

                  günahsız aşk

      Zamansız gözlerini ufka dikişin var ya
      Beni benden edişin
      Hesap vermeden
      Sormadan
      Söylemeden sevişin
      Buğulu gözlerinde
      Bakışların beni bırakır gider ya
      Sadece
      Sadece sen yokken kendime gelişim
      Umulmadık bir yerinde hayatın
      Ciğerlerini söküp atarcasına
      Kalbindekileri haykıracakmış gibi
      Karşımda duruşun
      Ve bir kelime bile etmeden
      Çekip gidişin
      Ve susuşun var ya…

      Şakağıma dayanmış bir namlunun
      Tetiğini çekmeyişin
      Oluk oluk cana hayat veren kanı
      Şahdamarda kesişin
      Ve beni benden edişin
      En yaşanacak zamanında
      yaşanmamışlıkların
      Çekip gidişin
      Ve aşktan ölürken dahi
      Sevmiyorum deyişin
      Ve günahsız gidişin
      Beni günaha sokar ya… 

    • #50349
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      gözlerin

      Ve gözlerin aklıma gelir
      Ve sözlerin
      Gidişin gitmiyor gözümün önünden
      Ve izleri derin

      İlk değilsin bu senin bildiğin
      Ve yine biliyorsun sen en son sevdiğim

      Şimdi uzaklardasın
      Ben çamlar arasında bir hastane odasında
      Ciğerimde bir ince hastalık
      İçimde kapanmak bilmeyen bir yara
      Ve elimde sanki inadına bir sigara
      Biliyorum dönmeyeceksin
      Hatta arkana bile bakmaksızın
      Gün gelir belki bir yuva kurarsın
      Oğlun olursa benim adımı koyar mısın?

      Gittin
      Dağ gibi sevdamı devirip ardında
      Gittin
      Allahaısmarladık bile demedin
      Sazlar çalınır Çamlıca' nın bahçelerinde
      O şarkıyı bir daha hiç söyleyemedim
      Şimdi elimde bir bardak çay
      Ve dudağımda buruk tebessüm
      Kendi kendimi üzmemeye söz verdim
      Ve ben seni hayatımın bir musalla taşının
      en yakın yerinde sevdim

    • #50350
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Bugün

      Dün;
      Gitti biliyorsun
      …Ve aslâ geri dönmeyecek.

      Yârın;
      Kimler için gelecek
      Belli değil…

      Söyle !
      Bizim için bu gün gibi
      Gün varmı ki başka?
      Kıymetini bilip, bu günün;
      Yarısını ayırsak diyorum aşka!

    • #50351
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Rotasız Yürek

      Başlıyorum sözlerime,
      Gözlerine sitem ile…
      Bakışlarından gördüğüm bu kadar mı?
      Daha fazlası yalan mı?

      Hani o titreyen dakikalar…
      Nerde kaldı saniyelerin sessizliği…
      Söz verdiğin sahneler,
      Vizyonda değilmi şimdi.

      İtip kakıştırdığın bu aslan yürek,
      İzini kaybetmeyi asla düşünmeyecek.
      Senin belirlediğin rotaya doğru
      Edebiyen ilerleyecek…

    • #50352
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Yanık Kokusu

      Yanık kokusu sardı yine içimi dışımı
      Yanan sevdam değil
      Yanan yüreğimin ta kendisi
      Gözlerimde kördüğüm olmuş bir sevda masalı
      Hayat süresi dolan
      Yaşlı
      Yorgun
      Ahmak
      Sebepsiz bir ömrü çürütmüş
      Ve yüzünde hiçbir şey yapmamış,
      Olmasına rağmen hayatın tüm kırışıklarını taşıyan
      Mahmur bir kadın gibiyim şimdi
      Ellerimde başkasına adanmış bir hayatın yükü
      Kalbimde başkasına gitmiş bir adamın hiç bitmesin;
      gitmesin diye taşıdığım kokusu var şimdi..
      Toprak ve güneşin oynadığı oyuna geldim
      Elimde kalan;
      Elimde kalmayana eşit geliyor şimdi..
      Ne acı…
      Hayat süresi dolan bir kadının ruhunda
      Kaderine mahkum bir rolü tüketiyorum şimdi…

    • #50353
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Suyu Tükenmiş Sevdalar

      Suyu tükenmiş sevdalar şafağın ayazında
      Göz yaşları sele dönmüş efkârın…

      Can kafeste kuru bir nefes
      Gülün hüznünden perişan bülbül
      Yelkovan kuşlarına özgü bir inat
      Dökülen kanlara yakılan ağıt…

      Bir yudumda içilen rom ateşleri
      Otağında kızılca kıyamet kopan aşiret…

      Olmadık bir zamanda tükendi gitti
      Dar geçitlerde süren yolculuk…

      Kim bilir bir sonun başlangıçını
      Bir düğün alayının orta yerinde
      Bütün fesatlıkları yüzlerinde
      Sevmeleri inkâr edilmiş hasret
      Ki sabır taşı çatlamış orta yerinden…

      Sevgiye adanmış şiirlerde suç
      El ele tutuşmuş yüreklerde acı…

      Kokulu sandıklarda gül oyaları
      Yârin endamında naz süzülüşleri
      Siz olmadık hayalleri yıkan güzeller
      Bütün kabahat sizde…

      Gönül şehrinin yollarında
      Baharlara müjde yastıkları dizildi
      Begonya kokularında kayboldu nisan
      Aramayan kalmadı…

      Gün doğmadan karardı asuman
      Çeker gider sandılar sevmeleri
      Hicran türküleri bile sarmadı yaraları
      Ve meyhane çıkışında vurdular sabahı…

      Ol gözleri ahu güzel
      Vurdu da vurdu…

    • #50354
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adimla nasil berabersem

      hacet yok hatirlatmasina seni hatiralarin
      bir dakika bile cikmiyorsun aklimdan
      kosar gibi yuruyusun
      karanlikta bir isik gibi aydinlik gulusun
      hacet yok hatirlatmasina seni hatiralarin
      uzak uzak yildizlarla cevrilmis kainatin
      karanlik bosluklarinda akip giderken zaman

      adimla nasil berabersem oylece beraberiz
      seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
      gonlumuz mutluluga inanmis olmanin gururuyla rahat
      koltugumuzun altinda birer dinamit gibi kellemiz
      ve sonra her zaman her olumuyle
      ayni sartlar altinda kismet olmiyan
      gercekleri gormenin aydinligi alinlarimizda

      hacet yok hatirlatmasina seni hatiralarin
      sen bana kalbim kadar elim kadar yakinsin.

    • #50355
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ne Sanıyorsun

      Hangi gönül sana dayanabilir?
      Yalnızlığı kolay mı sanıyorsun?
      Böyle derdi ancak düşenler bilir
      Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?

      Bir tek dostun yüzü dünyaya bedel
      Hele gülücüğü, bir ömre bedel
      Ölüm kaçınılmaz, ayrılık kader
      Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?

      Engin der, özledim ana-babayı
      Gözlerim görmüyor aşkı, sevdayı
      Hasretlerim hep burada sılayı
      Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?

    • #50356
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Bir Hatıra Bırak

      giderken bir hatıra
      bırak be sevgilim
      içinde eski günlerimiz olsun
      ikimizin hatırası olsun
      baktıkça seni hatırlayım
      hatırlayım ki
      bu ölümsüz aşkımızı unutmayım
      zaten unutmam ama
      baktıkça hayalin gelsin
      gözlerimin önüne
      sessizliği dinledikçe
      ''seni seviyorum'' deyişin
      gelsin kulaklarıma
      bana öyle bir hatıra bırak ki
      kimse böyle bir şey hayal edemesin
      bana öyle birşey bırak ki
      onu kimse yaşamamış olsun
      bana kalbini bırak
      bana sevgini bırak
      ölümsüz aşkımızı bırak ki
      ben bu dünyada yok olmayım
      sevgiyi ve seni unutmayım
      bana kendini bırak ki
      yalnız kalmayım birtanem

    • #50357
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Yemin

      Görmeseydi keşke seni gözlerim
      Yalan nedir onu bilmez yüreğim
      Aşk ateşiyle yanan yalnız bedenim
      Seni sevmeye eyledi yemin

      Yıkıldı hayalim ümitler yitti
      Tertemiz kalbimde sevgiler bitti
      Yaşlanan bedeni darbeler yıktı
      Sahte sevgi sunan sevgilim gitti

      Kokuşmuş dünyada hayale daldım
      Kaybolan sevgimi bulurum sandım
      Ben nasıl inandım nasılda kandım
      Sevgiyi onunla yaşarım sandım

      Meğer satılmışım haberim yokmuş
      Kokuşmuş dünyanın ipler kopmuş
      Yalan sözler bana demek umutmuş
      Kahpe sevgililer ne kadar çokmuş

      Söyleyecek sözüm kalmadı sana
      Görürsen bir daha gelme masama
      Osman’ı sevipte sarmazsın ama
      Senide sevenler satarlar sonra.

    • #50358
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Abarttık

      tamam sus artık,
      anladık,
      abarttık,
      anlamadık,
      anlaşılmadık,
      sus artık,
      bu son anlarımızda,
      sus artık,
      yılandan dilin,
      akrepten elin,
      sus artık,
      bizde insanız,
      yeter artık,
      sus artık,
      en azından,
      ben giderken,
      saygılı ol biraz,
      sus artık,
      susmak nedir ,
      bilmezmisin sen,
      sus artık,
      tamam anladık,
      sen hiçbir şeye değmezmişsin,
      abarttık,
      sus artık,
      ben gidiyorum,
      allah'ını seversen
      sus artık…

    • #50359
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aç perdelerini gökyüzüme

      Efsunlu saatlerde sıcaklığı vardı ellerinin,
      Ben seni seçtim sevgilim,
      Matemi olmayan bir bedenden,
      Aşkına aşkımı katarak geçtim,
      Gördüm ellerinde hüzün,
      Bir tutam sevda ile gülen yüzün vardı,
      Çocukluğun vardı,çocukluğum gibi,
      O masumluğun bana hep yüreğini anlatırdı,
      Ve ben özledim seni durmadan sevgilim,
      Yokluğuna yağan her yağmurda kendimi,
      Aşkına karışan sensizlik bildim,

      Durduğum yerde ıslanıyor şimdi gözlerim,
      Ben seni seçtim sevgilim,ki sen,
      Hasret çeken gecelerimde yüreğime bir büyüsün,
      Aç perdelerini aşk'ın,kaldır gökyüzünü,
      Seni sevdiğimi koskoca bir şehir görsün,
      Ve duy ama inanma,
      Ne dostunu dost,ne düşmanını düşman bilir bu dünya,
      Aşkla başlar hayat,aşkla biter her düşen gibi sevdaya,
      Ben seni sevdim sevgilim,seni seçtim,
      Ve yazacak aşkı olmayan bir şair gibi değil,
      Yüreğim bilerek başladım şiirlerce seni anlatmaya,
      Suskunluğu tanımazsın sen benim bildiğim,bu yüzden,
      Sen kalacaksın hayatım boyunca değer verdiğim….. 

    • #50360
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Acep Nerdedir

      Yalan dolan ile geçen ömrümde
      Arıyor gözlerim, acep nerdedir?
      Bir tatlı kelâmdır tüten gözümde
      Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

      Bilirim, garibin kimsesi olmaz
      Evvel dost diyenler, arayıp sormaz
      Hatırın sormaya kapıyı çalmaz
      Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

      Yürekte kanayan derttir, hasrettir
      Gönlü bir virane, Engin gariptir
      Bir gelse, bir gülse, ol ki cennettir
      Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

    • #50361
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Acemi Aşık

      ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlar
      sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
      bense kendimi usta zannediyordum bu işlerde
      yağmur gibi akıp giden yıllardan geriye ne kaldığını bilmiyordum seni tanıyana dek
      ama farkındaydım yinede
      ne zaman seninle olsam
      tanıdık bir kus cıvıltısıyla uyanıyordum her sabah
      şimdi ise kırılgan mektuplar yazıyorum
      hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
      namımın olsun
      ben sende ülkemi sevdim hüzün dolu yağmurlarla tasan boynu bükük nehirleri
      ben sende yolları sevdim dallarına hiç bir kusun kopmaya bile yanaşmadığı ağaçlarla kaplı yolları
      ikimizde acemi birer asıktık o zamanlar
      ve çoğu zaman ne yapacağımızı bile bilmeden serseri dolaşırdık sokaklarda!!!…

    • #50362
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Acemi Aşık

      ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlar
      sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
      bense kendimi usta zannediyordum bu işlerde
      yağmur gibi akıp giden yıllardan geriye ne kaldığını bilmiyordum seni tanıyana dek
      ama farkındaydım yinede
      ne zaman seninle olsam
      tanıdık bir kus cıvıltısıyla uyanıyordum her sabah
      şimdi ise kırılgan mektuplar yazıyorum
      hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
      namımın olsun
      ben sende ülkemi sevdim hüzün dolu yağmurlarla tasan boynu bükük nehirleri
      ben sende yolları sevdim dallarına hiç bir kusun kopmaya bile yanaşmadığı ağaçlarla kaplı yolları
      ikimizde acemi birer asıktık o zamanlar
      ve çoğu zaman ne yapacağımızı bile bilmeden serseri dolaşırdık sokaklarda!!!…

    • #50363
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Acı benimle gelir

      Birçok kelime,
      Kitap kandırır,
      Kapağı tavana bakar,
      Rakamların sayfa çığlığı,

      Işınlanıp gelmiş sevda,
      Oturmuş yanıbaşına,
      Bilemezsin,
      Bir göz,
      Gözlerine nasıl da saldırır,
      Kaçamazsın,
      Gönlü toprak kokan,
      Karıncanın hikayesi,
      Bana birgün,
      Sana sonsuzluk kalır,
      Duvarda salınan zaman,

      Ağlar gözleri yaşlı anam,
      Derdim ya hani,
      Gözleri gökyüzümde dolaşan,
      Gideceksen temelli,
      Akşam vakti toparlan,

      Islanıp gelmiş,
      Bilemezsin,
      Bir temmuz gecesinde,
      Adı yadigar kalan….

    • #50364
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adam Olmak

      çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
      sen aklı başında kalabilirsen eğer
      herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya
      yer bırakır
      hem kendine güvenebilirsen eğer
      bekleyebilirsen usanmadan
      yalanla karşılık vermezsen yalana
      kendini evliya sanmadan
      kin tutmayabilirsen kin tutana

      düşlere kapılmadan düş kurabilir
      yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
      ne kazandım diye sevinir,ne yıkıldım diye yerinir
      ikisine de vermeyebilirsen eğer
      söylediğin gerçeği büken düzenbaz
      kandırabilir diye safları dert edinmezsen
      ömür verdiğin işler bozulsada yılmaz
      koyulabilirsen işe yeniden

      döküp ortaya varını yoğunu
      bir yazı turada yitirsen bile
      yitirdiklerini dolamaksızın dile
      baştan tutabilirsen yolunu
      yüreğine sinirine dayan diyecek
      direncinden başka şeyinkalmasa da herkesin
      bırakıp gittiği noktaya
      sen dayanabilirsen tek

      herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
      unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
      dostta düşman da incitmezse seni
      ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
      her saatin her dakikasına
      emeğini katarsan hakçasına
      her şeyiyle dünya önüne serilir.
      üstelik oğlum adam oldun demektir.

    • #50365
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adımı Koyamadım

      Bardağını taşırmak mümkün değil yalnızlığın
      Perhizde kalabalıklarım
      Orucunu tutmaya o kadarda hevesli değilim aslında
      Aklımın şadırvanında susuz kalmış umutların.

      Erleri aç, eli oltalı düşlerimin.
      Faytonları rast makamında ayaklanmaz,
      Hımbıl hünerli heveslerimin.

      Çimen yürekli olsam ne vardı sanki!
      Envayi çeşit çiçeklerim olsa ne olurdu!
      Ah! ben, kıblesini yitirmişim sergüzeştliğin!

      Gülüşlerimin boyları beysiz.
      Anonim yaslarda kayboldum,
      Bakiliğimin sazları hem mızrapsız hem de telsiz.

      İsa gibi içimde ölenleri diriltsem
      Musa gibi mimiklerimi yutan denizleri ikiye bölsem
      Muhammed gibi başıma taş yağdıkça
      Vaziyetimin hikmetine gülsem, sabretsem

    • #50366
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Üstünde Adi Adımlar

      —Kaldığım o bakışına…

      En fahişe yalnızlıklara
      En bıçak yarası karalar biçtiğin

      Ah hangi ayıbı aralar son kadeh
      İçtiğin – bu piçler acısı intiharlar

      Adı üstünde adımın
      Adi adımları üstüne

      Tiner ve sarı çocuklar ve uvertür
      Hayatları

      Üstüne geceyi hiç affetmeyecek
      Kaderleri biz keder durmayacak
      Onlar

      Üzerlerini örtmeyecek yıldızlarla
      Anneleri çok da üşüyecek sırları

      Şimdi sorsa sana kalbim sorsak
      Karış karış karışmasına kanında
      Aşka
      Hangi cinayetle sarıldın bir ölsek

      Seni çok sevdim mi köşe başları
      Bana gerçekten koştu mu hayal
      Figan kaldırımlar
      Ve kaç pusu düştü bu yüreğimle

      Şarkı bir bilsen tenhalığını bizim
      Fenalığın tutar – mezeler olursun
      Haykırışlara yakarışlar kıvırırsın
      Masa masa

      Çok damar puştu olursun salaş
      Özetle
      Göğsüne çizersin kördüğümleri
      Jiletle

      Sonra ardına bile bakmayan bir
      Ben bir melissa gözlerinde oluk
      Oluk yaşları aşınır yaz ayazlarla
      Kalırız baş başa ya

      Bir çakı geçer seni sevmiyorum
      Bir rakı geçer boğazdan naralar

      Ha sahi şiir gibi değil mi savaşın
      Çok yaşa kendim

      Soğuk ve boğuk bir kandırılmayı
      Kucaklıyorum itler havlıyor gene
      Ben terliklerimi ters çeviriyorum

      En sessiz uçurumları
      Yüzgöz seçtiğim aç göz sevdiğim

      Ah hangi yolu yarılar son nakarat
      Sezdiğim – bu içler acısı sanrılar

      Adi adımları üstüne
      Adı üstünde adımın

    • #50367
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adı Barış Olacak

      Yakında bir oğlum olacak
      adını “Barış” koyacağım
      Savaşın ortasındayken bile
      yüzü hep gülecek yavrumun
      Gülen fotoğraflarına bakacağım
      Hasbelkader cephedeysem
      Yaşama umudum olacak
      benim gül yüzlü ciğerparem
      Ya kızım mı olursa?
      Ne fark eder ki?
      Öğütledim hayat arkadaşıma
      Adı yine “Barış” olacak

    • #50368
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adım Adım Aşk

      bir gizemdi bakışların
      soru işaretleri yüklenmiş
      kırılmış köprünün ayağı
      yol kapanmış belki
      iyot kokusu takıldı
      soru işareti çengeline
      düştü suya
      bir rüzgar öpüşü
      bir dalga teninde

      kanatlandı sözcüklerim
      deniz feneri ışığı ayaklandı
      kıpırdadı süt limanlığı
      dinginliğimin,ağırdan
      elin eridi elimde
      uyuştum soluk alışlarında
      gözlerinde şiirsellik
      mutlu gemiler yanaştı limana
      anlamlı imgeler aktı
      dudaklarının kıvrımından bana

      kahve gözlerin kısıldı
      bir köz düştü bahtiyarlığıma
      pembelere büründü ağaçlar
      köpük köpüktü
      bir hırka,bir çatal çaldı beni
      art arda vuruldum
      çoğaldın tümcelerimde

      sarmalandım an be an
      hırsızlar çaldı uykularımı
      ben yıldızları sayarken
      en parlağı sendin
      kayboldum sende
      yok oldum
      tükendim
      şafakla
      yavaş
      ya
      va
      ş

    • #50369
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Adı Yalnızlık

      Gölgen gibidir yalnızlık
      Gecenin ıssızlığı, karanlığı gibi boş ve soğuk.
      Sarılırsın ararsın tutamazsın
      yoktur çaresi.
      Adı Yalnızlık
      Yazılmıştır bir kere
      Yiğit olsan da büker bileği,
      Cesur olsan da sızlatır yüreği.
      İçindedir sevgi, insanın tek dileği
      Ateşten gömlek misali
      SEVGİ… SEVGİ… SEVGİ…

    • #50370
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sevdaymış

      Benim hiç canım yanmadı anne,
      Hep sen sardın beni
      Hep sen sakındın…
      İşte büyüdüm ,acı çekiyorum
      Adı sevdaymış bu acının
      Hep bendim kandırılan
      Bana kandırmayı öğretmedin ki….

      Gözlerime bak şimdi söndü artık feri…
      İnsanlar hep beni yok etti anne
      Sen hiç bana yok etmeyi öğretmedin ki….
      Hak etmedim be anne hak etmedim..

      Sevgi bu mu?
      Tutku bu mu?
      Ömür bu mu?
      Neden sen yoksun
      Neden sarmıyor ,sakınmıyorsun beni?
      Hep çocuk olmayı istedim
      Ama herseferin de acımasızca büyüdüm…

    • #50371
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sonbahar

      Nasıl iş bu
      her yanına çiçek yağmış
      erik ağacının
      ışık içinde yüzüyor
      neresinden baksan
      gözlerin kamaşır.

      Oysa ben aksam olmuşum
      yapraklarım dökülüyor
      usul usul
      adım sonbahar.

    • #50372
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Deli

      Bir geldi bir gitti
      Bir var bir yoktu masal gibi
      Doldururdu gündüzümü gecemi
      Anlattım inanmadılar
      Doğruya onlar hiç görmedi ki seni
      O gün bu gün adım deli
      Varsın desinler
      O günden beri
      Mutluyum deliler gibi.

    • #50373
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

        Güz akar gözlerinden

      “İçine çökerken uzaklar
      Tan örsün yüreğini sevdayla…”

      Yalnızlık ağladı tanın doğumunda
      Üç beş pare top atışıyla.
      Nedensiz yandı yürek
      Yakamoz pırıltılarında…

      Yalnızlık ağladı gün batımında
      Uçuverdi saçları bahara doğru
      Döküldü saçlarına
      Karbeyaz bir aydınlık.

      Görünce aşkın silüetini
      Önündeki durgun suda,
      Güz aktı gözlerinden
      Damla damla …

      Birden
      Hiç aşina olmadığı
      Sesler duyumsamaya başladı.

      Gözlerinden akan Güz
      Karıştığı suyla konuşuyordu.

      “Her an yüzünü sürdüğün
      Ve sonsuz kere öptüğün
      Bu toprağa beni de kat.
      Sürükle içinde aktığın
      Son noktaya…”

      Durdu ve
      Gözündeki son Güz damlasının
      Suya düşmesine izin vermeden kalktı.

      Başını papatya gibi
      Doluşmuş bulutlara çevirdi.

      Aralarından süzülen bir ışın
      Son güz damlasıyla buluştuğunda
      Yansımayla efsunladı sevdayı.

      Duygular candan öte
      Yürek sızıltılarıyla kaynamada
      Güz akıyordu gözlerinden
      Özlenen Kadınlığa….

    • #50374
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Bir Devrimcinin Armonikası

      Binlerce, binlerce çocuk
      koşarak dokumuş benim kumaşımı
      hançeremde bu şehrin
      o geçimsiz mushafı
      vardım dayandım parmaklığına o büyük hesapların.
      Hazırım ey kalaycı çırakları ve güğümcüler
      ey rakı sürülmüş yaralarım.
      Ey rakı sürülmüş yaralarım gövdeleşin
      kırçıl acılarım benim
      gök de bir takınsın boynuna
      benim kağşayan umutlarım gövdeleşin
      kırçıl acılarım benim
      gök de bir mendil takınsın boynuna
      benim kağşayan umutlarım gövdeleşin
      çünkü ben oraya gidiyorum: boğulmaya.

      Nasıl birer suç çağrışımıyız dünyada
      adamlar, kadınlar şehre indirdikleri bakraçları
      ne kadar uydurma
      ne kolay öpüşüyorlar yıllar süren intiharla.
      Oysa
      insan zemheriyi
      ve kadının doğurma vaktini bilir
      her gün kalkıp öpüşülebilir sabahın üniformasıyla
      yeni şeyler, yeni şeyler yaratmak için tabi.
      İşte potin bağlıyor çocuk
      bütün uykularında sürülmüş kurşunlar
      tütün gibi bakıyor insanlara
      ve ben sahici kılmak için öpüşlerimi
      oraya gidiyorum: boğulmaya

      Ben ki gövdemi bütünüyle ne yapmalıyım
      tahta bir bavul
      gibi duruyorum insanın kıyısında
      makina
      çok acemi buluyor beni sanırım
      seyrek bir ölü vurdular alnıma, ekşi
      1300 tarihli şehbenderlere dair talimata
      ve anamın kanserine alıştım
      ve de bir simsar gibi asfalta ve otobüslere
      bir vitrin gibi
      bir bıçak, bir
      setre.
      Tutuşan bir bıçak.
      İçerimde tozuyan bağırtılar vardır.
      Ondan işte gidiyorum oraya: boğulmaya.

      Oraya gidiyorum boğulmaya
      BOĞULMAYA
      bir partizanın armonikasında.
      Artık mazgallardan fırlamak
      büyük kamalar saplamak
      böğrüne coşarlığın
      büyük bir çatırdının ayaklarını ovmak
      armonikamla.

      Ey çatlayan tohumun hengamesi!
      İnsan, gülümsemeyi
      ve ürün kaldırmasını bilir
      çünkü derbeder bir okul çantasından
      serin ve sevişli bir ırmağa girilir
      ve benim o boğulduğum armonika
      halklarla seğirtir ; coşar
      o, korkunç bir yekinmedir buralarda
      Hanoy'da bir uçaksavar.

    • #50375
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aşkım Dal Parçası

      Yaşam pervasızca,
      Akıp giderken
      Bir sel gibi
      Önüne katıp
      Bizi nasıl vurdu
      Dalgalara….
      Sen kıyıda.
      Sel sularıyla boğuşurken
      Elimi uzattım
      Tutan olmadı
      Sonra sevgiyle
      Yapıştım son bir hamleyle
      Koca bir ağaç dalına
      Bastı beni bağrına

    • #50376
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aşk Nedir

      Sen yanımda olmadığın zamanlarda ,
      Eğer seni düşünmüyorsam,
      Resmini çizip hayalimde
      Artık canlandırmıyorsam,
      Pes arkadaş bu aşk değil.

      Yaşadığım hayalini,
      Alıp,
      Göğsümün,
      Sol üst köşesine koymuşsam,
      Atışında her kalbimin ,
      Rast gele değil de….
      Sadece ben değil sen de hissetmişsen
      İşte aşk budur.

      Her nerede olursan ol………
      Her kar yağdığında lapa lapa……..
      Dudaklarıma düşen her kar tanesi,
      Öpücük olup, sen olacaksın hayalimde
      Ve ateşimle,
      dudağıma değdiğin an eriyeceksin

      Her kar tanesi
      Kartopu,
      Ve zamanla çığ olup yüreğinde
      Seni gömüyorsa
      Sevgisizliğe,
      Aşksızlığa
      Sen aşkı inan ki hiç yaşayamayacaksın

    • #50377
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Çilingir Bile Açamadı

      Seni düşündüm yine
      Gözlerin geldi gözlerime
      yok oldum
      Gözlerinin ışığında
      Sarmaş dolaş şarkılar söyledik
      Aynı notalardan
      Önce gözlerimiz
      Sonra dudaklarımız
      Sonra da
      Bedenlerimiz kilitlendi
      Birbirine
      Çilingirler açmaya çalıştı
      Açamadılar birbirimizi

    • #50378
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

          Masalsı Şiir

      Bir varmış, bir yokmuş
      Diye başlar masallar
      Sene milattan önce (M.Ö.)
      Bilmem kaç yılı.
      Sevginin güzelliği
      Aşkın gücü gibi masalsı ifadelerin
      Kullanıldığı dönemler
      Birbirini daha önce tanımayan
      Bir er kişi ile
      Bir hatun kişinin yolları
      Kesişir…
      Birbirlerini daha yakın tanımak isterler
      Yakınlaşırlarda……
      Hani insan bazen rüyasında
      Bir şeye uzanır tam yakalayacakken
      O şey uzaklaşır ya!
      Bu kişilerde her
      Yakınlaştıklarını zannettiklerinde
      Bir de ne görsünler
      Kötü olan itici güç nedeniyle
      Her seferinde birbirlerinden
      Uzaklaşıyorlar….
      Bu “itici gücün” iyilik timsali bi de kardeşi
      Varmış
      Buna rastladın mı
      O zaman değme keyfine
      Bu da tersine yakınlaştırırmış
      Hem de ne yakınlaşma
      Saatler, geceler hatta aylar süren
      Ama meyvesini
      İlk yakınlaşmadan 9 ay sonra veren

      “O çağlarda sürtünme katsayısı
      Yerçekimi ve suyun kaldırma kuvveti
      Henüz icat edilmemiş”
      Bu nedenle aşıkların kalplerine
      Fiziklerine, kimyalarına
      amortisman ayrılmıyormuş
      Herkes aşkı , sevgiyi, arkadaşlığı
      içinden geldiği
      Gibi doya doya
      Yıpranma payı olmadan yaşıyormuş.
      “aklın havada geziyosun” lafı da bu
      Çağlardan kalmış…

    • #50379
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

        Şiirim Sende

      Seviyor, sevmiyor,
      Seviyor, sevmiyor
      Diye az mı papatya falı açtım
      Sana….
      Hep seviyor çıktı
      Kalbinde aynı şeyleri söylüyordu
      İinkar ettin, korktun
      “Masal Kahramanım” ,
      “Savaşçı”
      diyordun bana
      masal kahramanın olarak kaldım.
      ama savaşçı değilim artık
      yenik düştüm aşkına
      bil ki savaşlarda
      asla kazanan olmaz…..
      kırılmış, yenilmiş biri olarak .
      şiirler saklamıştım koynumda sana
      ama yollamadım, yollayamadım…..

      Ne demiş Can Dündar usta;
      …….mektup cebimde.
      Cebim yüreğime yakın.
      Yüreğim sende.
      Öyleyse…..

      Şiirim sende…..

    • #50380
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sonsuz

      Sen karagözlüm,
      Bal dudaklım,
      Gülüm, canım, bebeğim
      Sen içimde estirdiğin
      Fırtınaların
      Farkında mısın bilmem…..
      Seni gökyüzüne çiziyorum
      En güzel renklerde
      Denizlere yazıyorum
      Düşlerime, beynime kazıyorum.

      Seni çekiyorum içime
      Doya doya……
      Gökyüzü sen oluyorsun,
      Toprak, deniz yine sen
      Yaşamın tadı ve
      Vazgeçilmezi oluyorsun
      Sanki hava sen kokuyor……
      Sanki ellerin her an ellerimde
      Gözlerin gözlerimde
      Öpüyorsun beni irkiliyorum
      Korkma yaşamın güzelliklerinden
      Ne demiş şair “akışına bırak”
      Bırak gitsin …
      Çünkü sen…..
      Yeryüzünde yaşanmış ve
      Yaşanacak en güzel şeylere layıksın bir tanem……
      Ve elbetteki ben……..
      Seni seviyorum………
      Ne kadar diye sorduğunu duyar gibiyim.
      Tabii ki + sonsuz

    • #50381
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sonsuzluğun Gülü

      Aylardan Kasım…….
      Dökmüş ağaçlarını yapraklar
      Şehvetle sevişemeye hazırlanan
      Kavuşmayı bekleyen
      Aşıklar gibi…..
      Tüm giysilerinden arınarak
      Tüm çıplaklığıyla
      İnsanoğluna ders verir gibi……
      Seni tanıdığım aydı bu.
      Ağaç gövdelerinde yetiştirdim
      Gübresi sevgi ve aşk olan
      En nadide gülleri, çiçekleri
      Bu çiçekler şiir oldu sana aktı
      Yazdığım sayfalarda,
      Söylediğim sözcüklerde
      Sana okuduğum şiirlerde

      Sonra kar yağmaya başladı
      Hava soğuktu
      Ama senin sıcaklığın
      Yanımdaydı
      Isıttı beni.
      Karlı yollar engelleyemedi
      Senin sevginle aştım her engeli.
      Bu sefer de kar altında yetiştirdim
      Hasret çiçeklerini
      Sensiz geçen en küçük anımda
      Hasret çiçeklerini okşadım, öptüm
      Sana hasret kaldıkça…….
      Ne kadar hasretsem o kadar
      Yanımdaydın artık.
      Ama, bir o kadar da uzak

      Sonra sonra sonra………..

      Güller, çiçekler
      Genelde bahar ayında yeşerir
      Ama…
      iş bu gülleri
      çetin koşullarda yetiştirebilmekte
      kimisi bu söylediklerime bakıp
      toprağa ekmiştir tohumu
      ama bir sonraki mevsimde
      ne gül vardır ortada
      ne de çiçek
      ama ben sana,
      özlemimi dile getirdim
      özlem gülü oldum
      sevgimi dile getirdim
      sevgi gülü oldum
      artı sonsuz dedim
      sonsuzluğun gülü oldum.

      Şair;
      bana beyaz gül yolla,
      Ben anlarım demiş.

      Ey Şair!…
      Sonsuzluğun gülünü yolladım aşkıma

    • #50382
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Tatlı Su Balığı

      Doyunca tatlım,
      Bir tanem diyemedim sana
      Gülüm…
      Söyleyemediğim sözcükler
      Şimdi şiirlerimde
      Hasretle sana kavuşmayı bekliyor
      “Tatlı Su balığım” benim……

      Su üstünde ahenkle dans eden
      yakamozlar misali
      Yürüyüşünü,
      Sıcaklığını,
      Bakışını, gülüşünü, sevecenliğini
      Özledim….
      “Tatlı su balığım benim”….

    • #50383
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

              Acı

      Ateş gibi vücudum,
      Elim, ayağım, içim titriyor hasretinle,
      Canım acıyor,
      Ağlamak istiyorum,
      Avazım çıktığı kadar bağırarak saatlerce,
      Bu nasıl bir şey böyle,
      Bu nasıl duygu böyle,
      Kendime hakim olamıyorum,
      Deprem oluyor tüm bedenimde, beynimde sanki,
      Alev alev yanıyor her yerim,
      Ama titriyorum hala
      Yanında olmak İstiyorum,
      Hiç ayrılmamacasına,
      Koynunda uyumak istiyorum her gece,
      Üşüyorum,
      Sanki sadece sen sarılınca ,
      Kollarına alınca ısınacak gibiyim, ısınamıyorum bir türlü
      ne yapacağımı bilmiyorum,
      Çıldırmak üzereyim,
      Sevgini istiyorum, yanımda olmanı istiyorum,
      Sadece benim olmanı istiyorum.

    • #50384
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Beklenen Sevgili

      Herkesin vardır ya beklediği bir sevgili
      Hayalinde çizersin şeklini şemalini sevgilinin.
      Kimi esmer olsun der, kimi sarışın
      Kimi de der ki hiç önemli değil insan olsun, dürüst olsun
      Çarpsın şu yüreğim yeter ki,
      Sevsin, okşasın unuttursun bana herşeyi.
      Hep onu beklersin
      O hayalini kuruduğun kişiyi.
      Hayalini kurduğun zaman bile mutlu olursun çoğu zaman,
      herkeste onu arar,
      Tek sevdiğim olacak dersin, tek sevdiği olucam.
      Sonra çıkar bir gün karşına
      Ne yapacağını şaşırırsın, hayatın tümüyle O na odaklanır bir anda.
      Ne esmerdir belki, ne sarışın ama çarpıyordur kalbin,
      Titretiyordur heyecenıyla dizlerini, yüreğini.
      Olsun dersin önemli olan bu ya,
      Sokuldunmu o sıcacık boynuna
      Unutursun dünyadaki herşeyi, güçlü hissedersin kendini,
      Güvende hissedersin.
      Hissetmeye başladınmı o sevgiyi
      Umrunda olmaz hiçbirşey
      Evliymiş, bekarmış, doğruymuş, yalanmış
      Düşünemezsin hiçbir şeyi Sadece O dur herşey,
      O'na gider güler, O'na gider ağlarsın
      Onunla eğlenir, onunla gezersin sadece
      İple çekersin buluşacağın günü,
      Onsuz tat vermez hiç bir şey
      Hiç sonu olmayacakmış, son nefesine dek o olacakmış gibi gelir insana
      Sanki o gökyüzünün derinliklerindeki mutluluğa ulaşan bir kule,
      Sende o kulenin en tepesinde…
      Sonra bir anda çekiliverir hayatından habersizce, nedensizce
      yada saçma sapan bir neden ile…
      Dengenin kaybedersin bir anda.
      Ama olsun der avutursun kendini
      Devam edicem hayatıma eskisi gibi,coşkulu, heyecanlı .
      Yeni kararlar alır sarılmaya çalışırsın hayata
      Unuttum dersin soranlara!
      Taki üst üste yanlışlar yapmaya başlayınca işinde, hayatında,
      Yürürken farkında bile olmadan katedince yolları gideceğin yeri şaşırarak,
      Unutunca beş dakika önce yaptığın işi
      Ve uyuyamayınca geceleri,
      Uyuduğunda titreyerek uyanınca uykundan,
      İstesende gülemeyince, eğlenemeyince
      Tadını alamayınca hiçbirşeyin
      Anlarsın unutmanın kolay olmadığını
      Hıçkırıklara boğulursun ozaman işte
      Keşke dersin, keşke beklenen sevgili olmasaydı o
      keşke sırdan bir Ali, Ahmet, Mehmet olsaydı da
      Beklenen sevgili olmasaydı,
      Ben beklenen sevgilinin hayaliyle mutlu olsaydım yine… 

    • #50385
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Cesaretin Var mı

      Ben gönlüme aldım seni,
      Hiç tereddüt etmeden bir dakika bile 'gider mi' diye düşünmeden
      Canımı, ömrümü kaybetmeyi göze alıyorum,
      'acaba değer mi ? ' diye düşünmeden.

      Her günümü, her anımı seninle geçiriyorum
      Sessizce, delice
      Herkesten habersiz,
      Kimi zaman senden bile…

      Gecelerim de senin, rüyalarımda,
      Hayallerim, ümitlerim de.
      Kalp atışlarım sevginle her dakika her saniye
      Bekliyor gelir mi, ararmı diye.

      Ben gönlüme aldım seni,
      Hiç tereddüt etmeden bir dakika bile 'gider mi' diye düşünmeden
      Canımı, ömrümü kaybetmeyi göze alıyorum,
      'acaba değer mi ? ' diye düşünmeden.

      Meydan okuyorum şimdi sana,
      Cesaretin var mı?
      Yaşadığın bu aşkı haykırmaya,
      Yada en azından Seni Seviyorum diye bağırmaya…

      Cesaretin var mı unutmaya.
      Son noktayı koymaya.
      Bu kadar yalandan sonra
      Cesaretin varmı aynaya bakmaya…

    • #50386
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Elveda Aşkım

      Seni sana bırakıyorum,
      Seni sana, sevdiklerine bırakarak gidiyorum gönlünden,
      Hayallerimi, ümitlerimi, sevgimi, ve gönlümdeki baharı bırakıyorum sana bir de giderken,
      neden mi bırakıyorum?
      Hayallerim, senin hayalin olsun ve gerçek olsun diye
      Ümitlerim, senin ümitlerin olsun sana yaşama gücü versin diye,
      Sevgim, senin ışığın olsun yolunu aydınlatsın karanlığa düşme diye,
      Gönlümdeki bahar gibi ömrün hep baharda geçsin, hiç kış görmeyesin diye,
      Ben mi?
      Bende yaşadıklarımızı anılarımızı, gözyaşlarımı götürüyorum,
      Acıları götürüyorum giderken
      sana zarar vermesin,
      sevdiklerine zarar vermesin diye
      Gittiğim yerde ihtiyacım olmayacak sana bıraktıklarıma 

    • #50387
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

                    Gönül

      Bu gönül, öyle bir gönül ki,
      Sahiplenemez kolay kolay kimseyi,
      Sahiplendimi de bir kere
      Kovamaz bir türlü mekanından,
      Umursamasa da onu,
      yada görmezden gelsede hissettiklerini
      delice, sınırsızca yaşamak ister sevgisini.
      Tüm engelleri aşmak ister,
      Mutlu etmek ister sevdiğini,
      Herşeyi ama herşeyi yapar mutlu etmek için,
      Bir yandan da görmezden gelir yalanları, aldatmaları…
      Mazeretler uydurur kendi kendine
      yanlış anlamışımdır, yanlış görmüşlerdir der görmemek için,
      ve bir tebessüme, bir sıcak dokunmaya yelkenleri suya indiriverir hemen,
      Kin tutamaz bir türlü…

      Ayrı bir odaya kapatır sanki yaşanan tüm kötü olayları sessizce,
      Hiç görmediği, hiç karıştırmadığı karanlık bir odaya.
      Taki o oda dolup taşmaya başlayana dek….
      İşte o zaman
      O zaman, o karanlık odayla birlikte herşeyi atar mekanından…
      Canını, aşkını, umudunu, yaşam sevincini.
      Yoo hayata küsmez, isyan etmez ozaman bile,
      Çeksede acısını delice işe verir kendisini,
      Yapar yine mutulukluk oyununu, gülme oyununu
      Geçmişte çok zaman olduğu gibi bulur o yolunu,
      Döner eski dostuna “yalnızlığına

    • #50388
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ne Mümkün

      Sevdam azgın bir ırmak gibi
      Delice akar gider durdurmak ne mümkün.
      Hasretim gökyüzü ile buluşmuş koca bir dağ
      Azgında olsa ırmağın dağ ile başetmesi ne mümkün.

      Hayallerim gecenin karanlığında
      Denize vuran yakamoz gibi
      Geceden sonra
      Yakamozları yakalamak ne mümkün.

      Canım tek nefes
      Verilmeye hazır, hevesli gibi.
      Cananım gökyüzüne çıkarttığım parlayan yıldız
      Tek nefesin gökyüzüne ulaşması ne mümkün.

      Gönül can gibi, ömür gibi
      Zaman gibi
      Verdikten sonra
      Alabilmek ne mümkün…

    • #50389
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Rüya

      Yine burdayım,
      Yalnızlığımla başbaşa düşüncelerdeyim,
      Etkisindeyim hala yaşadıklarımın, yaşadıklarımızın, geçmişimdeyim,
      Kurtulamıyorum bir türlü,
      Uğraştıkça unutmaya, daha çok hatırladığımı farkediyorum ,
      Seni, sevgini, sevmeni, bakışlarını,
      Hele hatırımdan çıkmayan bir manzara var ki
      Çıldırtıyor kahrediyor,
      Uyurken bile ağlatıyor beni,
      En son işimiz var deyipte götürmüştün ya beni,
      Uçsuz bucaksız yeşilin her renginin var olduğu
      bu şehirde hiç bilmediğim bir yere
      Uçurumda bir kayanın üzerine çıkıp
      Eşsiz bir manzara seyretmiştik elele hani,
      Kayanın üzerinde değilde bulutların üzerindeydik sanki,
      Rüya gibi,
      Yıllardır kurduğun gerçekleşmiş bir hayal gibi,
      Evet evet rüya gibi,
      rüyada sonunda biter çünkü,
      tıpkı bizim sevgimiz gibi…
      Dedimya düşüncelerdeyim geçmişimdeyim ,
      O düşünceden o düşünceye atlıyorum yine,
      Nedenler, niçinler, sorularla, anılarla dolu düşünceler,
      Sanki hepsen varmışsın şimdiye kadar,
      Sanki sadece sen bağlıyormuşsun hayata beni,
      Sanki hiç dostum, arkadaşım, ailem yokmuşta
      Hep sen dolduruyormuşsun hayatımı gibi,
      Hayatım boşlukta kaldı büyük adam…
      Küçüğüm, küçüksün derdin ya bana hep,
      Bende iyice küçük sanmışım kendimi,
      Şimdi babasını kaybetmiş küçük bir çocuk gibi
      Hep ağlamak istiyorum
      Herkesten kaçıyorum büyük adam…

    • #50390
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Rüya

      Yine burdayım,
      Yalnızlığımla başbaşa düşüncelerdeyim,
      Etkisindeyim hala yaşadıklarımın, yaşadıklarımızın, geçmişimdeyim,
      Kurtulamıyorum bir türlü,
      Uğraştıkça unutmaya, daha çok hatırladığımı farkediyorum ,
      Seni, sevgini, sevmeni, bakışlarını,
      Hele hatırımdan çıkmayan bir manzara var ki
      Çıldırtıyor kahrediyor,
      Uyurken bile ağlatıyor beni,
      En son işimiz var deyipte götürmüştün ya beni,
      Uçsuz bucaksız yeşilin her renginin var olduğu
      bu şehirde hiç bilmediğim bir yere
      Uçurumda bir kayanın üzerine çıkıp
      Eşsiz bir manzara seyretmiştik elele hani,
      Kayanın üzerinde değilde bulutların üzerindeydik sanki,
      Rüya gibi,
      Yıllardır kurduğun gerçekleşmiş bir hayal gibi,
      Evet evet rüya gibi,
      rüyada sonunda biter çünkü,
      tıpkı bizim sevgimiz gibi…
      Dedimya düşüncelerdeyim geçmişimdeyim ,
      O düşünceden o düşünceye atlıyorum yine,
      Nedenler, niçinler, sorularla, anılarla dolu düşünceler,
      Sanki hepsen varmışsın şimdiye kadar,
      Sanki sadece sen bağlıyormuşsun hayata beni,
      Sanki hiç dostum, arkadaşım, ailem yokmuşta
      Hep sen dolduruyormuşsun hayatımı gibi,
      Hayatım boşlukta kaldı büyük adam…
      Küçüğüm, küçüksün derdin ya bana hep,
      Bende iyice küçük sanmışım kendimi,
      Şimdi babasını kaybetmiş küçük bir çocuk gibi
      Hep ağlamak istiyorum
      Herkesten kaçıyorum büyük adam…

    • #50391
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ah Ayasofya’m

      Bir hain hıçkırık boğazlara takılan,
      İki damla gözyaşı yanaklardan dökülen,
      ah Ayasofya,ateşsiz cayır cayır yakılan,
      ah Ayasofyam.

      Gittikçe sönüyor gözlerin feri,
      şuursuz davranınca birkaç serseri,
      ah Ayasofya oldun yangın yeri,
      ah Ayasofya.

      Bilmem ki ben,bu nasıl yara,
      gelemez miyiz biz hiç zora?
      Ah Ayasofya,attık seni yara,
      ah Ayasofya.

      Vurdular kilidi kapına nedensiz,
      terk ettiler seni hayatta cansız,
      ah Ayasofya,istiyorlar olasın dinsiz,
      ah Ayasofya.

      Uyan kardeş, aman olma yavaş,
      ne mermi var atılan,ne er,ne çavuş,
      ey ceddin nesli,bu nasıl savaş,
      uyan.

    • #50392
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aşk Ve Üç S

      Sır perdesinin arkasına gizlenmiş
      Bir sürü ukala kelime.
      En başta aşk
      Sonra üç tane S
      Sevgi sevda savaş.

      Nedir Türkçesi aşkın,
      Önce bir pamuk ipliği,
      Sonra iki hayat,
      Bağlan bağlanabilirsen.

      Nedir izahı sevginin,
      Bir avuç kan sunmak,
      Altın tepside,
      Feda olsun,
      Ama yüreğin dayanır mı?
      Dayan dayanabilirsen.

      Nedir sevda,
      Nedir savaş.
      Sevdasız savaş mı olur?
      Savaşsız sevda mı?
      Kan sunduk ya
      Gerekirse can serilir
      Yoluna.

      Bir tebessüm ay balam.
      Bir tebessüm.
      Bak nasıl ağlayacağım,
      Bir tebessüm
      Ondan sonra gör sen,
      Nasıl oluyor sevda,
      Nasıl yapılırmış savaş,
      Güneşe çıkacağım,
      Yeryüzünü seyredeceğim,

      Hep uzak olacağım sana,
      Ama göreceğim güneşten,
      Gözlerinin rengini,
      Dinleyeceğim ayak sesini,
      Dokunacağım saçlarına.
      Bir tebessüm
      Sevda hepten savaş ,
      Kazan kazanabilirsen.

    • #50393
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aşktan Kaçış

      Güldüğünde sen,sen gibi,
      Sanki ab-ı hayatı içtim.
      Aşkı yaşadım,dün gibi,
      yaşadıkça aşktan kaçtım.

      Sırtımda abam,
      Elimde asam,
      Diyar diyar dolaştım,
      Ne gözünden ırak
      Bir yer bulabildim,
      Ne gönlünden ırak,
      Gözünde çini gördüm,
      Gönlünde beni,
      En çıkmaz bildiğim
      Sokaklara girdim,
      Hep sana çıktı.
      Hayal kurmak mükemmel,
      Mükemmelse kurduğun hayal
      Hayal
      Rüya
      Kabus
      Uyandım.

      Boşa uğraşmış,
      Aşktan kaçış.
      Bir gül goncasında,
      Kızartıyor yanağını,
      Bitti dediğin anda,
      Bir rüzgar eser,
      Bir rüzgar,
      Anlarsın yanıldığını.

      Hayal
      Rüya
      Kabus
      Uyandım.

    • #50394
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Beni Sen Anla Yeter

      Güle âşık olmuş bir kere bülbül,
      Şarkılar söyler her seher,
      Sözün söylenmeyeni makbul,
      Beni sen anla yeter.

      Mecnun âşık olmuşsa leyla'ya
      sanma ki Leylayı ister.
      Bilinmesin haykırmıyorum dünya ya,
      beni sen anla yeter.

      Uysal Hamit,bugün kızıl Hamit,
      onun kızıl olmadığını göster,
      istemiyorum,kimse olmasın şahit,
      beni sen anla yeter.

      Ben Yusuf, var çok hatam,
      bilmemek, ölmekten beter,
      açılmasın istiyorum, kapalı kutum,
      beni sen anla yeter

    • #50395
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Bu Dağlar

      Bu dağlar muzafferdir,
      Ne savaşlar gördü,
      Yunus emre gezdi,
      Eteklerinde,
      Ondandır bu sessizliği,
      Ne bebek katillerini bastı
      Bağrına
      İnsandır diye.
      Ama heybetlidir yine de

      Bu toprak kutsaldır,
      Ne putları yıktı,
      Ne ateşler söndü bu toprakta,
      Bu toprak hiç unutmadı,
      Tek hâkim Allah,
      Tek hâkim,
      Tek.

      Bu sevda Anadolu’dur.
      Ne bozguncular gördü.
      Ama yılmadı.
      Sağını soluna düşürdüler de,
      Kardeşi kardeşe yıldırdılar da,
      Yine bölünmedi.
      Aslında biliyor herkes.
      Anadolu,
      Ana dolu.

    • #50396
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Doğum Günün

      Saatim on ikiyi gösterdiğinde,
      Bir yağmurdur başladı burada.
      Gecenin gizeminde,
      Gizemli bir yağmur
      Gündüzü kasvetli bir hava,
      Yollar çamur.

      Saat tekrar on ikiye geliyor,
      Penceremin perdesini açtım,
      Pamuk serpilmiş yerlere.
      Sanki gök doğum gününü kutlamış,
      Hediyesini sermiş her nesnenin üstüne.
      Kimi sever yağmuru,
      Bereket der,
      Kimide sevmez.

      Bugün doğum günündü.
      Yağmurla karşıladı gökler seni.
      Bulutla kolladı.
      Karla uğurladı.
      Sevmezdim hiçbirini.
      Ama onlar seviyor ya seni,
      Bende seviyorum gayri.
      Artık doğdun sen.

      Saatim sıfırlanmış,
      Üşümeye başladım.
      Şiir sebebim,
      Ne iyi ettin de doğdum.
      Nice yıllara

    • #50397
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Dostlar

      Çok dostum vardı,
      her biri ayrı alem,
      gurbet herkesi ayırdı,
      benle kalan bir kalem.

      Sanki kopmuşta bir fırtına,
      herkesi bir yerlere savurmuş,
      vurduğu ateşle milletin sırtına,
      herkesi hasret ateşiyle kavurmuş

    • #50398
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Gecenin Biri

      Saat gecenin biriymiş.
      Umurum da mı?
      Ben acıyı bir eylemişim.
      Saf bir tebessümde.

      Gece bıçağını çekip
      Saldırsın üstüme.
      Ne kadar pisliği varsa
      Yazdırsın üstüme.
      Bir nebze olsun karanlığını
      Serpiştirsin üstüme.
      Bir nebze olsun
      Dövüşsün benimle.
      Son raddesinde gelsin,
      Fark etmez
      Haber vermesin.
      Gelsin
      Ne varsa
      Silsin.
      Gelsin
      Ve
      Bilsin,
      Ona karşı liyakatsiz değilim.
      Sadece bir nebze karanlık,
      Elimde,
      Yüzümde,
      Hiç olmazsa
      İzimde,
      Beklerim bir ömür.
      Bir ömür.

      Gece bir gece uğrasın.
      Ve beni,
      Kör bir bıçakla
      Doğrasın.

    • #50399
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Gel

      Yalnız kalamaz hiçbir adem,
      gel sırdaşım ol!
      Yarim olamıyorsun madem,
      gel kardaşım ol!

      Yolumu kaybettim güpe gündüz,
      gel gözüm ol,
      her şeyiyle saf ve yalansız,
      gel sözüm ol.

    • #50400
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Güneşte Su Var

      Ateş söndürüyor,
      Su yandırıyor,
      cıvıdıkça cıvıdı yar,
      bakın güneşte su var.

      hurafeymiş yıllar yılı
      inandıklarımız.
      yada öyle geldi işimize,
      en derinlerde bir yerlerde,
      en sessiz harflerle,
      en boğuk sesle,
      bağırıp durmuşuz,
      aşk insanı yakar
      diye.
      nasıl yaşar,
      bilemem,
      ama güneşte su var.

      aslında sizde görebilirsiniz,
      sadece kapatın gözlerinizi,
      açın yüreğinizi.
      ve bakın.
      ancak,
      yürek
      ile görülür
      gerçek.

      yedi renk varmış zerresinde,
      ne işe yarar,
      siyahsa sirayet ettiği yer.
      ben görüyorum
      işte güneşte su var.

    • #50401
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Hasta Adam

      Çok pişmanmış bir o kadar da kederli,
      umudunu kaybetmiş yasta adam,
      sapasağlammış önce, bir o kadar da hünerli,
      şimdi her uzvuyla hasta adam.

      Önce beynini satmış birisine,
      düşünemez olmuş zavallıcık,
      kalan beş duyu büyük hazine,
      hissedemezsin hiçbir şeyi akıllıcık.

      Bir ruhun var beyninden bağımsız,
      ona bari koyma etiket,
      bugünü gailesiz, yarını gayesiz siz,
      vücudunuzun yekûnu kemik et.

    • #50402
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Kardeşler İçinde

      Bir hain hıçkırıkla düğümlendi boğazım,
      yanıyor her bir yanım ateşler içinde,
      bağıra bağıra kesildi bak avazım,
      bunca kavgalar niye kardeşler içinde.

      Biri vurdumu birisine,dönüp bakmıyor bile,
      gün geçtikçe artıyor yalan dolan ve hile,
      yurdum tertemizken dönüyor kanlı bir güle,
      bunca düzenbazlık niye kardeşler içinde.

      Hınzırlar sırıtıyor,görmüyor musun tepende?
      Susmuyor doğru yolda olanda,yanlışa sapanda,
      insanlarım tutsak kalmış insafsız bir kapanda,
      bunca art niyet niye kardeşler içinde.

      Artık vakit tamamdır,
      hepimizin kökü ademdir,
      birbirini yiyen yamyamdır,
      kucaklaşsın herkes kardeşler içinde.

    • #50403
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Kim

      Kim biliyor,
      Kimi sevdiğimi,
      Kimin bu sitem,
      Kimde benim kalbim,
      Kimden bu elem.
      Kime ne?
      Kimle benim kavgam.
      Kimsesizim.

    • #50404
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Seni Görmek Sensizlikte

      Seni görmek sensizlikte,
      Gecenin zifiri karanlığında,
      Güneşle uyumak gibi,
      Seni bulmak yokluğunda,
      Tahttan feragat etmek,
      Hayalimdeki.

      Ne güzel oldu beni kırdığın,
      Ne güzel doğdu güneş geceme,
      Ya ben ne yapardım bir ömür,
      Seni düşünerek,
      Bana ait tahtta,
      Kusursuz,
      Bir başına,
      Aferin sana,
      Aferin bana.

      Cemiyet sensiz yapamazdı zaten,
      Ne işin var gecede,
      Güneş sabaha lazım,
      Sen güneşe,
      Geceler benim

      Veya sen yaşa ben öleyim,
      Senin olsun her ne varsa,
      Nasıl olsa ilişemezsin,
      Hayallere
      Nasıl olsa sende öleceksin,
      Var mı bundan büyük sevda?

    • #50405
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Tarifsiz Duygu

      Tırnakları etine batmış bir ayak gibi,
      duramıyor dimdik,sallanıyorum.
      Masum bir çocuğa atılan dayak gibi,
      üzülüyor,ağlıyor için için,kinleniyorum.

      Sebebi yok tarifi de yok bu duygunun,-
      belgi sağduyu göstergesi,yada sevgi ifadesi,
      mükellefi yok bende vuku bulan soygunun,
      belki benim yok olan,olmadan yarının müsaadesi.

      Şimdi seni bulmak isterdim içimde,
      ayaklarına kapanıp tarifsiz ağlamak,
      sonra bir sızı…bir aklık saçımda,
      gerisi susmak ve yaraları dağlamak.

    • #50406
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Yağmur Ve Fidan

      Su buharlaşır yerinden,
      bir tepenin üstünde birikir.
      Bir rüzgar gelince batıdan,
      bir yağmur başlar,
      güneşin doğduğu yandan,
      ve samsun’dan.

      Yağmur rahmettir.
      Yağmur berekettir.

      Önce çiseler yağmur,
      yavaş yavaş hissettirir kendini,
      hızlanır Amasya da,
      Erzurumda her yer çamur,
      Sivas ta fırtına kudurur,

      ve bir yol bulur kendine,
      afyon üzerinden İzmir e doğru,
      fırtına Akdeniz de durulur.

      Çok acımasızdı fırtına,
      bir o kadar da şefkatli,
      ne yük idi aldığı sırtına,
      bu fırtına azimli,
      bu fırtına bereketli.

      Öyle bereketlenir ki toprak,
      bir fidan yeşerir Ankara da,
      sonbahar da,
      nasıl fidan verir toprak,
      sonbaharda…

      Selamlar genç fidan,
      ihtiyar çınarı,
      nöbet bizim der,
      ve uğurlar,
      yaşlı çınarı.

      Bir fidan yeşerir Ankara da,
      sonbahar da…

      Bir koku sarar dört bir yanı,
      misten öte…
      Denizler ötesine,
      bir yolculuk başlar.

      Umut gelir gözlere,
      kuvvet gelir dizlere,
      ayağa kalkar bir devir,
      sömürge diyarlarında.

      Bir bayram kutlanır ekimde,
      emperyaliste zor gelir,
      hatta korku gelir,
      ama ar gelmez.

      Bir bayram kutlanır ekimde,
      ezilene hoş gelir,
      himaliyalardan dost gelir,
      ama toroslardan,
      yar gelmez.

    • #50407
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Yeni Yıl

      Yeni bir yıla on günümüz kaldı,
      bu gidişle bu işler ne olur bilmiyorum,
      bu yıl benden çok şeyler aldı,
      inadına susuyor,yaşıyor,ölmüyorum,

      Yeni yıldan nefret ediyorum zorla mı?
      eski yıllar daha güzel,en azından belli,
      sen mi yakacaksın beni,hem de bu korla mı?
      Ne yeni yılın tadı var ne eskinin, seni seveli,
      aşığız besbelli.

    • #50408
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Bekleyen Adam

      İçtiğim sigaranın dumanı gibisin
      Her içtiğimde vücudumu sarıyor,
      Her nefes aldığımda ise içimi ısıtıyorsun.

      Akarsuda duran kaya gibi
      Üstüne su geldikçe yosun tutan
      Aya hasret yıldızlar gibi…
      İnsanı bekleyen toprak gibi…
      Geleceğini bildiğim sürece
      Beklemekten uslanmayan
      Kişi olarak kalacağım.

    • #50409
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sabırlı Aşık

      İçtiğim sigaranın dumanı gibisin
      Her içtiğimde vücudumu sarıyor,
      Her nefes aldığımda ise içimi ısıtıyorsun.

      Akarsuda duran kaya gibi
      Üstüne su geldikçe yosun tutan
      Aya hasret yıldızlar gibi…
      İnsanı bekleyen toprak gibi…
      Geleceğini bildiğim sürece

      Beklemekten uslanmayan
      Kişi olarak kalacağım.

    • #50410
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Aşkı Anlat Bana

      İçimde bir sıkıntı var,
      Derdini bilmediğim.

      Çarpıyor gönlüm,
      Sebebine anlam veremediğim.

      Aşkı kokluyor şu yüreğim;
      Tadını bilmediğim.

      Beklide; zaten aşığım,
      Farkında bile değilim…

    • #50411
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Farkında Bile Değilim

      İçimde bir sıkıntı var
      Derdini bilmediğim.

      Çarpıyor gönlüm, sebebine
      Anlam veremediğim.

      Aşkı kokluyor şu yüreğim
      Tadını, bilmediğim.

      Beklide, zaten aşığım,
      Farkında bile değilim

    • #50412
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Gittiğin An

      Güneş gözüme yansıdığında
      Yaş akmıştı gözümden üzülmüştün ,
      Bir şey mi oldu diye ,oysa
      Beni bir anda bırakıp
      Gittiğinde ise ,arkana bile bakmadın.

      Şimdi…

      Ardından su döküyorum
      Göz yaşlarım ile
      Geri gelmeyeceğini
      Bilsem bile…

    • #50413
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Güneş Gözüme Yansıdığında
       

      Yaş akmıştı gözümden üzülmüştün,
      Bir şey mi oldu diye, oysa
      Beni bir anda bırakıp
      Gittiğinde ise, arkana bile bakmadın.

      Şimdi…

      Ardından su döküyorum
      Gözyaşlarım ile
      Geri gelmeyeceğini
      Bilsem bile…

    • #50414
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      İçtiğim Sigaranın Dumanı Gibisin

      Her içtiğimde vücudumu sarıyor,
      Her nefes aldığımda ise içimi ısıtıyorsun.

      Akarsuda duran kaya gibi
      Üstüne su geldikçe yosun tutan
      Aya hasret yıldızlar gibi…
      İnsanı bekleyen toprak gibi…
      Geleceğini bildiğim sürece
      Beklemekten uslanmayan
      Kişi olarak kalacağım. 

    • #50415
      saksu
      Ziyaretçi

      Serkan selam,
      Şiirler için teşekkürler.
      Ancak her şiiri ayrı ayrı yazacağına bir mesajda 15-20 şiir yazsan bence daha iyi olur. Daha şimdiden 14 sayfa olmuş, takip etmek zorlaşıyor..  Bir de, biliyorsan eğer bu şiirleri yazan şairin ismini de öğrenmek isterim.

    • #50416
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Ölüm Meleği

      Uçurumun kenarından sesleniyorum sana
      Her şeye inat yürümeye devam ediyorum.
      Tutmaya geliyorlar bırakın diyorum, bırakın.
      Beni çoktan attılar şimdi atlasam ne olacak!
      Biliyorum söylemiştin gülleri sevmiyormuşsun.
      Ama güllerde senin kadar güzel olsaydı açmazdı
      Nazar değer diye…
      Uçurumun kenarından atladığımda ,
      Biriyle tanıştım.
      Fazla sürmedi tanışmamız zaten tanıttı kendini bana
      Hadi gidelim dedi,
      Nereye dedim.
      Gidelim dedi,
      Sonra fark ettim o sandığım melek değilmiş
      Ölüm Meleğiymiş.

    • #50417
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sana Harcadığım Göz Yaşlarım

      Güneş gözüme yansıdığında
      Yaş akmıştı gözümden! Üzülmüştün.
      Bir şey mi oldu diye, oysa
      Beni bir anda bırakıp
      Gittiğinde ise, arkana bile bakmadın.

      Şimdi…

      Ardından su döküyorum
      Gözyaşlarım ile
      Geri gelmeyeceğini
      Bilsem bile…

    • #50418
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Senden Ayrıldığımda

      Sensiz geçen günlerimi
      bir kutuya hapsettim ve katabildiğim kadar
      en derine gömdüm kimseler görmesin diye
      olurda hani bir gün gelirsen eğer
      sensiz bir günümün geçmediğini görürsün
      Senden ayrıldığımda gözlerimi
      kapatmıştım
      Senden sonra
      kimseyi görmeyeyim diye…

    • #50419
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Seni Seviyorum 

      Bu karmaşık dünyada
      bildiğim bir şey var artık içimde

      Sol yanımın ağrıları
      ismini duyduğumda başlıyor
      bak şurası işte gömleğimin sol cebi…

      Artık bu acıdan kurtulmak istiyorum ve
      her şeyi göze alarak söylüyorum şimdi sana
      belki çok söylenmiş cümle ama
      olsun ne fark eder ki yolu yok ki
      başka söyleyeyim
      Birazda çekinerek söylüyorum
      Seni seviyorum.

    • #50420
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sensiz Bir Gün

      Sensiz geçen günlerimi
      bir kutuya hapsettim ve
      kazabildigim kadar
      en derine gömdüm
      kimseler gömmesin diye
      olurda hani birgün
      gelirsen eğer
      sensiz bir günümün
      geçmediğini görürsün

      Senden ayrıldığımda gözlerimi
      kapatmıştım senden sonra
      kimseyi görmiyeyim diye…

    • #50421
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Seven İnsan Böylemi Olur

      Değer verdiğim kişiler
      Şimdi yok oluyor gözümden
      Dayanamadı bu acıya dizlerim
      Tutmuyor; ne olur tut elimden.

      Sevmenin, diğer adının da
      Yalnızlık olduğunu bilseydim
      Bu kadar üzülmezdim.

      Seven insan;
      Ayrı kaldığında özlermiş
      Bende özlüyorum seni.

      Seninde düşündüğünü biliyorum
      Yâda aklından bile geçmiyorum…

    • #50422
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Sevgi Bahçesi

      Seni her
      gördüğümde bir,
      gonca ektim.
      Şu şehrin
      Orta yerine,
      Her düşündüğümde
      Papatya,
      Her öptüğümde ise
      Gül ektim.
      Bir gün baktım
      ektiğim yere,
      çiçek bahçesi olmuş
      Seninle beraber
      gittikten sonra o yere
      sevgi bahçesi
      adını vermiştik
      sevgimizin bir kanıtı olsun diye…

    • #50423
      serkan_aydoğan
      Katılımcı

      Yalnızlık

      Değer verdiğim kişiler şimdi,
      Yok, oluyor gözümden.
      Dayanamadı bu acıya dizlerim
      Tutmuyor, ne olur tut elimden.

      Sevmenin diğer adının da
      Yalnızlık olduğunu bilseydim
      Bu kadar üzülmezdim.

      Seven insan ayrı kaldığında özlermiş
      Bende özlüyorum seni
      Seninde düşündüğünü biliyorum
      Yâda.

      Aklından bile GEÇMİYORUM…

150 yanıt dizini görüntüleniyor
  • ‘A$k ve Sévgi Şiirleri’ konusu yeni yanıtlara kapalı.