bir çok yeri talan eden zihniyet, yüzünü birkez daha gösterdi. hemde kendi içimizde kendi insanımız tarafından…
ne acıdır ki içini tuğla ile doldurup dışını ahşapla kaplayan, evlerin etrafını dikenlerle çeviren yine bizim büyükerlerimiz dediklerimiz. yaylada bırakın elektriğin olmasını su şebekesinin olması bile bence yanlıştır.çünkü herşey doğallığında olsa herkese yetecek düzeydedir.çünkü o mekanlarda eskilerde daha fazla hane yaşamaktadır. yaylacılık bilindiğini gibi konar göçer bir olgudur. belli tarihler arasında belli bir amaçla yapılır. artık arabanın gitti her karış toprak talan için bizi bekliyor mantığı ile hareket ediliyor. zamanında memleketinden kaçarak giden insanlar tekrar memleketlerine koşarak geliyorlar.bu çok güzel bir şey. ama her gittiklerinde istanbulda yada diğer şehirlerde olduğu gibi bulundukları ortama uymak değil onu değiştirmeye çabalamak içindedirler. bizi ve doğal güzeliği kahreden bunlar gibi insanlardır…
oldu olacak yaylamıza birde havaalanı yapalım….