Mesudiye’yi Canlı İzle
19 Kasım 2010
Eski Köy Düğün Geleneklerimiz – Kadir AKSU
5 Temmuz 2020
Kuru Ekmek (Golit)
2 Ocak 2019
Öyle Bir Geçer Zaman ki…
3 Haziran 2020
Yeşilce – Yeşilyurt Kültür ve Dayanışma Derneği › Forumlar › Yeşilyurt › yayla turizmi
bu sene yayla turuzmi konusunda düşünceleri olan veya bu konuda çalışma yapabilecek arkadaşlar düşüncelerinizi bekliyorum.
1 haftalık bir gezi programı yapmayı denemek istermisiniz
ertekin abi merhaba..bence önerilerinle ve fikirlerinle büyüğümüz abimiz olarak bizi düşünmeye birşeyler yapmaya zorluyorsun.öncelikle bunun için çok teşekkür ederim.bazen bende bu köy konularından vede olaylarından dolayı çok soğuyorum ve de hiçbir şey yapma isteği olmuyor. ama şunu bilmeni isterimki seninle ve senin gibi ileri yenilikçi vede orjinal fikirleri olanlarla çalışmak bir şeyler için uğraşvermeyi her zaman hiç bıkmadan isterim.
bu fikrinde aslında ilk başta çılgınca gelerbilir ama neden olmasın diye başlanıp çok güzel bir proje ortaya çıkabilir. bizim köyümüzde insanların isteyipte bulamadığı o kadar çok şey var ki.. ama biz bile bunların farkında değiliz. önce biz tanıyıp tadını çıkarırsak oraya başka insanlarıda getirtebiliriz.. bizim kabaktepemiz,bizim kıyrutumuz, bizim eğircesumuz başka nerde var..
ertekin abi bu konu hakkında daha fazla yoğunlaşılmasını isterim.bence olacakta… 3 ayda 96 defa okunmuş ama neden bir öneri sunulmamış bilmiyorum ama bunu başka ortamlarda da dile getirmeliyiz….
saygılarımla ertekin abi
özgür aksu
eğlenmek için sürekli birilerinden hizmet bekleyen bir zihniyetin önüne geçilmelidir bence. bu nedenle insanların eğlenmenin birileri tarafından değilde kendince sağlanmasını benimsetmeliyiz. nitekim disneyland'a da gitse mutlu olup eğlenemez. bence bunu konuşmalıyız önce…
Turizm in bir bölgeye katkısı bizde anlaşıldığı gibi sadece ekonomik değildir ancak biz toplum olarak turiste cebinde kaç dolar var ?…Ben kaç dolarını kapabiliyorum diyerek insan dışı bir yaklaşımla yaklaşıyoruz. Zira bakış tepeden tırnağa yani vatandaştan başbakana kadar herkeste mevcut…
Turizm in en derin katkısı bence kültürel değişimlerin de tabanını oluşturmasıdır ..turizm sayesinde insanla gelenek görenek yaşam koşulları hayata bakış açılarını sorgulama ve kıyaslama imkanı bulabilirler . EĞLENMEK ve eğlence kültürü edinmek de bu süecin önemli bir katkısıdır.
Yani gelişme hem yolcuda hem hancıda olur…..
Beldemizde ve köyümüzde turizmin gelişmesi gerektiğini düşünmemdeki en öncelikli unsur yaşam şartlarını belirli bir düzeye getirmiş fakat hala eskinin kısır döngüsü ve üretmemenin getirdiği atalet ve rahatsızlıkla insanların birbirleriyle ve geçmişleriyle olan sonuçsuz ve amaÇsız hesaplaşması ve yarışması dır.
Turizm sayesinde belki beldemizde yok olan hayvancılık ve tarımın yerini ufkumuzu ve hayata bakışımızı değiştirecek bir sektör alacktır.
Zaman tartışmaktan çok eyleme geçme zamanıdır . Ancak bu gibi genel konularda tek bir münferit eylemden çok toplumun dinamikleri olan gençlerin aynı azmi biraraya gelerek gösterebilecekleri bir zemin oluşması gerekir…..
Bir çok konuda olduğu gibi (gazete.yesilyurt.org vb) bu konudada herkes koltuklarında oturup seyirci olmayı seçmiştir.
Duyarlılıklarından dolayı Özgür ve Erkan ' ı tebrik ediyorum ve diğer duyarlı arkadaşlarımın da katılımlarını umuyorum
ARKADAŞLAR BURDAMISINIZZZ ??????????????????
ticari kaygılardan kendimizi sıyırırsak bu düşüncelerimiz gerçeğe dönüşür.
yesilyurt.org Kültürel paylaşım ve tanıtım için üzerine düşeni yapacaktır.
zaten kuruluş amacıda budur.şurada yeni arkadaşlıklar yeni dostluklar kurulursa bu genele yayılacaktır.Tanıtım yanında turizm de gelişecektir.Bunların hepsi birbirinin ardınca gelen adımlardır.
Biz bunun farkında olarak adımlarımızı atmaya devem edeceğiz.
Kuruluşumuzun ardından yaklaşık 4 ay geçti ve gelinen noktadan herkes memnun.
Bunu elbirliği ile geliştirip güzelleştirmek bize düşen önemli görevlerdendir.
Bizi bu yolda yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyor ve katkılarının devamlılığını istiyoruz.
bence öncelikle ana konuları ve soruları belirlemek vede bunlardan yola çıkarak geziyi veya festivali yönlendirmek gerekir.bir yerden başlanmalı yoksa hep lafta kalır bu konu.. bence belirlememiz gereken şeyler;
1-bu proje ile ilgili bir komisyon gerekli ve gönüllüler
2-festival amacı kapsamı nasıl olmalı(müzik,spor,eğlence,kamp)
3-festivalde kimlere hitap edices(bizim köylülere,yabancılara,yurt dışşından gelenlere,turistlere)
4-kamp veya festival ana yeri nerde olmalı.(eğircesu,yayla,köy veya bambaşka bi yer)
ve daha aklıma gelmeyen bir çok soru……..
Sevgili özgür haklı ..Somut adımlar atmalı ve kimlerin nekadar neleri yapacağı ortaya çıkmalı yoksa sohbet olarak kalacaktır bu konu. Ben başlangıçta büyük bir organizasyonun altına girmektense büyük sorunlarla karşılaşmadan biraz alt yapımızı oluşturmak için şöyle bir başlangıç teklif ediyorum
Bu konuda birlikte birşeyler yapmak isteyen 10 kişi isimlerini foruma yazmak suretiyle bir kurul oluşturalım ve bu 10 kişi seneye belirleyeceğimiz bir tarihe 2 şer adet yabancı konuğu köyümüze getirmekle yükümlü olsun ve gelen 20 turisti 1 veya 2 haftalık bir program yaparak köyümüzde ağırlayalım.
diğer bütün teklifleri ve detayları belirlemek üzere kurulacak 10 kişilik komiteye ben adımı yazarak başlangıç yapmak istiyorum
Turizm Komitesi Üyeleri
1-Ertekin Karakaya
2-
3-
4-
5-
6-
7-
8-
9-
10-
kolay bir iş değil. biraz daha düşünmek lazım.
hadi yerli turist bir şekilde bulunur
peki yabancı turisti nasıl ikna ederiz bunun yollarını bulmak gerekir ???
Arkadaşlar önümüzde daha 1 sene var bence bir senede iki turist bılabiliriz ne dersiniz?
yabancı turisti bulmak da kolay.çalışmalara başlamadan sonunu düşünüyoruz..ilk olarak kendi aramızda da gidebiliriz..ben bu hafta özgen,özkan,yunus adında bir arkadaşımızla karadeniz turuna çıktık.bizimde amacımız bu sene için yöre dansları derneği ile bi karadeniz turuydu. ama önce kendimiz gitmeden bir yerler bilmeden bi tur düzenlemenin çok zor olacağını düşündüğümüz için ilk adım olarak biz gittik bir arabayla.gittiğimiz yerlerden size anlatabileceklerim; karadenizde artık yaylalarda tesisleşme gelişmiş.biz giresunun yaylalarına çıktık ve orada hersene festivallerin düzenlendiği yerler var ve buralar da kalma konaklma yerleride yapılmış.ve kamp yapma yerleride var.. adamların yaylasında her sene festival yapılıyor ve burada anfi şeklinde tatan sahnede yapmışlar buraya her sene gelen turist sayısı bir haftalık festivalde 3000. evet bu kadar sayıyı bulabiliyorlar.yerin adı kümbet.bizim çambaşına benziyo..bizden hiç bir fazlaları yok.
ilerde daha da izlenim sunarım..
bende ertekin abinin arkasında ismimi yazıyorum
2-özgür aksu
3-pınar asku diyoum bende
İstedikten ve çalıştıktan sonra inanın başarılmayacak şey yok buna en güzel örnek yesilyurt.org diye düşünüyorum. Biraz emek ve özveri ile birlikte güzel şeyler yapabileceğimize inanıyorum ve bütün arkadaşlarımızın katılınımı bekliyorum.
Ertekin abiye bu konuyu gündeme getirdiğin içinde teşekkürler..
Arkadaşlar önümüzde daha 1 sene var bence bir senede iki turist bılabiliriz ne dersiniz?
abi işte bı tane turıstın hazır ben goturursun sen 😀
yabancı turist hakkında herkezde bir soru işareti olabilir.ama geçen gün gittiğim karadeniz topraklarından bir örnek daha vermek istiyorum.bu geziye sinoptan başlamak için yola çıktık vede sinop'a 150 km kala kastamonu'nun 70 km kadar ilerisinde kastamonu ya bağlı bir belde ye uğradık.taşköprü adında bu ilçeye girdiğimizde her yerde bayraklar,panayırlar vardı.ne olduğunu anlamadık.belde içinde dolaşırken esnafa sorduk burada olay nedir diye.cevap hayli ilginçti.oranın sarımsağı meşhurmuş vede her sene sarımsak festivali yapılıyormuş..gelen misafirleri ise yurt dışından turistler.sadece gezmeye gelen turistler değil.kendi ülkelerinin halk oyunlarını sergilemek için yurt dışından gelen halk oyunları ekipleriymiş…
şimdi ki sorum bizim taşköprü'den ne eksiğimiz var……
Yeşilce’yi, Yeşilyurdu turizme açmak için harcanan bireysel çabaların, kurumsal çabalarda desteklenmesi gerekmektedir. Biz birey olarak ne kadar çabalasak da bu çabalara yerel yönetimler tarafından gerekli destek sağlanmazsa bireysel olarak harcanan çabalar heba olur gider.
Bu söylediğimin geçerliliğini görmek için fazla uzağa gitmemize gerek yok. Yeşilce Belediyesi’nin öncülünde 1990’lı yıların başında başlamış ve başarısını her yönüyle kanıtlamış olan Yeşilce Yöresi Yayla ve Kültür Şenlikleri’nin etkisinin Yekta Aydın başkanlığında ki yeni belediye yönetimi döneminde nasılda azaldığını görebilirsiniz.
Hatırlıyorum da şenliklerimize Yerel ve Ulusal basından birçok medya organı geliyordu. Tayfun Talipoğlu’nun 1997 yılında ki şenliklerde söylediği “Bu güne kadar Türkiye de birçok yer gezdim, gördüm fakat hiçbir yerde geleceğe böyle umutla bakan, coşku dolu insanlar görmedim.” sözü hala aklımda.
O zaman Yeşilce’ye yurdun ve dünyanın her yerinden insanlar akın ediyordu, vosvoscu dostlarımız geliyorlar harman kaşlarına kamplarını kuruyorlardı, kendi içlerinde ki müzik gurubu göldüzünde konserler veriyordu…
Pe ki ne değişti de Yeşilce’nin kendi insanı bile şenlik dönemlerinde Yavadu’yu, Beri’yi ıssız bıraktı?
Hadi yapın bakalım muhasebesini…
değişen şey seçim için insaların birleşme değilde ayrılma noktasına gelmesi vede bunu istanbuldan otobüslerle köye gidip sen şunun otobüsüyle geldin ben bunu otobüsüyle geldim söylemleriyle başkan seçmeleri ve artık şenliklerde başkanların şenliği gibi görünüp iki üç şenlik olması diyebilirmiyiz….cevabı bu kadar basit değil mi?
EVET ÖZGÜR KARDEŞİM CEVABI BU KADAR BASİT BENCE DE.YANİ OLAYIN ÖZÜ BUDUR.
bu arada bir şey daha eklemek istiyorum yanlış anlaşılmasın.seçim için otobüslerle köyümüze gidilmesi konusunda herhangibir aksi düşüncem yok.bu konuyuda aslında bu platformda tartışabiliriz.
bence otobüslerle köye gidip seçimlerde oy kullanmak da yanlış.şöyle ki 11 ay istanbulda yaşayan bir kişinin yaşadığı şehir olan istanbulda daha iyi hizmet alıp daha iyi şartlarda yaşamak adına yapması gerekenlerin basında ıstanbul dakı söz hakkını kullanmaktır.yasadıgın ama söz hakkını kullanmadıgın surece daha iyiye ulasabılmek zor.şu da bir gerçek ki bu durum tüm Türkiyenin sorunu.malüm zamanında Beykoz belediye başkanı da bir mesudiyeliydi.
Çok önemli ve gelenekleşmiş bir konuya yayla turizmi bütününde bir pencere açılmış oldu . seçimlerin yapılış şekli ve yerel yönetimlerin festival ,turizm ve kültürel etkinliklere katılımı gerçekten bir başka önemli ve ayrıca ele alınması gereken bir konudur.
Bu konuda söylenebilecek en önemli şey (ki bizim en büyük yanılgımızdır) seçimler ve seçilmiş insanlar hepimizin ortak bilincinin yansıması olup bizi farklılaştırması bölmesi ve hatta düşman etmesi gereken bir olgu değil tam aksine toplumun genel teammülü etrafında birleşip sorunlarımızı çözmemiz gereken ama bunu yaparkende kime ve hangi partiye oy vermiş olursak olalım yanlışların sözcüsü ve doğruların da öncüsü olmamız gerektiğidir aksi taktirde bir belediye başkanı bir dernek başkanı yada bir parti bizim tüm hayatımızı yansıtacak ve yaşam tarzımızı oluşturacak ve kişisel değerlerimizden,akrabalarımız ve eşimiz dostumuzdan daha ön plana çıkabilecek bir olgu değildir.Seçimlerin bittiği gün seçilen kişi oy verenlerin değil tüm katılımcıların başkanı olduğunu bilmek sorunun çözümünün anahtarı olacak ve yanlışlarla doğrular arasındaki farkı görmemizi engelleyen perdeyi gözlerimizden kaldıracaktır.
Doğru şeyler için kasıtsız olarak bir araya gelmiş hiçbir sivil tepkiye yada sivil faliyete belediye, dernek,kaymakamlık vb kurumların karşı koyamayacağını ve desteklemek zorunda olduğunu, varoluş amacının bu ve benzeri sebebler olduğunu anlamamız gerekir.
Seçim konusundaki sorunlar ve seçim sonuçlarının hayatımızdaki etkilerini başka bir başlık altında tartışmayı uygun görüyorum.Burada yapılacak bir tartışma yada fikir alışverişinin konumuzun önemine ve amacına zarar vereceğini düşünüyorum.
bende ayrı bir başlık altında tartışalım istemiştim..hiç bir şekilde bu köyümüze gezi konusu sapma göstermesin.vede hala 3 kişiyiz!
son 3 yıl hariç bütün yaz tatillerini köy de geçirmiş bir yeşilyurtlu olarak benim düşüncem yayla turizminin daha da tartışılması taraftarıyım,ertekın abının dedıklerıne katılmakla bırlıkte bızım ınsanımızın yayla turızmı gıbı bır olguyu kaldırabılecegını zannetmıyorum.çünkü toplumumuz yayla turızmıne ihtiyacı olmadıgını dusunebilir,çünkü hepsının emekli maası var ve rahatlık bakımından da rahat sayılırlar.toplum atalete ve üretmemeye alışmış durumda olduğu için yayla turizminin gerçekleştireceği değişim insanların alışkanlıklarında da değişimi getirecektir.
bence önceliğimiz köy değilde istanbul olmalı, ekmeğimiz olmalı, geleceğimiz olmalı.burdan hareketle
medeniyetten kopmadan ve geçmişimiz ile geleceğimiz arasındaki sıkı bağı koparmadan bu çizgide yola devam etmeliyiz.
saygılarımla
yabancı turist hakkında herkezde bir soru işareti olabilir.ama geçen gün gittiğim karadeniz topraklarından bir örnek daha vermek istiyorum.bu geziye sinoptan başlamak için yola çıktık vede sinop'a 150 km kala kastamonu'nun 70 km kadar ilerisinde kastamonu ya bağlı bir belde ye uğradık.taşköprü adında bu ilçeye girdiğimizde her yerde bayraklar,panayırlar vardı.ne olduğunu anlamadık.belde içinde dolaşırken esnafa sorduk burada olay nedir diye.cevap hayli ilginçti.oranın sarımsağı meşhurmuş vede her sene sarımsak festivali yapılıyormuş..gelen misafirleri ise yurt dışından turistler.sadece gezmeye gelen turistler değil.kendi ülkelerinin halk oyunlarını sergilemek için yurt dışından gelen halk oyunları ekipleriymiş…
şimdi ki sorum bizim taşköprü'den ne eksiğimiz var……
Sevgili Özgürün bizimle paylaştığı izlenimler gösteriyorki denizden ve kumdan sıkılmış turistlerin ilgi gösterebileceği tüm materyal bizim köyümüzde ve yaylamızda vardır sadece eksik olan şey bu amaç için bir araya gelebilen organizasyon yeteneği ve cesareti olan ufku ve vizyonu geniş çalışkan insanlardır .
ayrıca umuyorum ki köyümüzde ve yaylamızda turizm le başlayacak oluşum köyümüz insanının da kısır çekişmelerine bir son verip aşağı mahalle – yukarı mahalle,yeşilce – yeşilyurt,o parti bu partı tartışmaları yerine yeni bir meşgale ve üretim işine adapte edecek herkesi bir araya getirecektir.
Hala 3 kişi olmamız da düşündürücüdür burdan şu sonuç çıkıyorki sadece söylemlerle değil uygulamalarla da kendini gösterebilecek bir gençlik eğilimi hala yeteri kadar mevcut değildir
yabancı turist hakkında herkezde bir soru işareti olabilir.ama geçen gün gittiğim karadeniz topraklarından bir örnek daha vermek istiyorum.bu geziye sinoptan başlamak için yola çıktık vede sinop'a 150 km kala kastamonu'nun 70 km kadar ilerisinde kastamonu ya bağlı bir belde ye uğradık.taşköprü adında bu ilçeye girdiğimizde her yerde bayraklar,panayırlar vardı.ne olduğunu anlamadık.belde içinde dolaşırken esnafa sorduk burada olay nedir diye.cevap hayli ilginçti.oranın sarımsağı meşhurmuş vede her sene sarımsak festivali yapılıyormuş..gelen misafirleri ise yurt dışından turistler.sadece gezmeye gelen turistler değil.kendi ülkelerinin halk oyunlarını sergilemek için yurt dışından gelen halk oyunları ekipleriymiş…
şimdi ki sorum bizim taşköprü'den ne eksiğimiz var……Sevgili Özgürün bizimle paylaştığı izlenimler gösteriyorki denizden ve kumdan sıkılmış turistlerin ilgi gösterebileceği tüm materyal bizim köyümüzde ve yaylamızda vardır sadece eksik olan şey bu amaç için bir araya gelebilen organizasyon yeteneği ve cesareti olan ufku ve vizyonu geniş çalışkan insanlardır .
ayrıca umuyorum ki köyümüzde ve yaylamızda turizm le başlayacak oluşum köyümüz insanının da kısır çekişmelerine bir son verip aşağı mahalle – yukarı mahalle,yeşilce – yeşilyurt,o parti bu partı tartışmaları yerine yeni bir meşgale ve üretim işine adapte edecek herkesi bir araya getirecektir.
Hala 3 kişi olmamız da düşündürücüdür burdan şu sonuç çıkıyorki sadece söylemlerle değil uygulamalarla da kendini gösterebilecek bir gençlik eğilimi hala yeteri kadar mevcut değildir
ertekin abı yayla turızmı konusundakı dusuncene saygı duymakla bırlıkte;hala 3 kişi olunmasının sebebi konunun benım adıma gerceklesmesıne ınanmamamdır.yanı yayla turızmının yapılabılecegıne inanmıyorum açıkcası.katılımın az olması bundandır.
bu gençlik inandığı konularda eyleme de geçer ama dediğim gibi durum ortada.
saygılarımla
peki bu gençlik neye inanıyor ve neden hiç bir şeyde harekete geçmiyor.
sene 2000.ben,özgen,ebru,banu,tufan önal,erhan önal, aybike yaydan vede aklıma gelmeyen bir kaç arkadaşla YEŞİLCE-YEŞİLYURT GENÇLİK BÜLTENİNİ kendi evimizde daha lisede olmamıza rağmen word excel yeni kulanmamıza rağmen bülten çıkarttık.ilk bültende birilerinden yardım beklememiz bencillik olurdu çünki bu zaten küçüksuda birbirimize yakın oldğumuz arkadaşlarımızla bi hevesle çıktı.biz bunu 50 adet bastırdık ve tanıtmak vede satış yapmak için paşabahçede derneğe götürdük.bizim karşılaştığımız şey tam bi fiyaskoydu.sadece 3 adet satabildik.bize gelen sorular; bu gazeteyi bastırmak için parayı nerden aldınız? neden renkli yaptınız? ve en garip soru: neden arka sayfaya Atatürk resmi koydunuz? 50 adet bastırmıştık ve derneğimizde 3 tane satabilmiştik.arkasından biz pınarmahallesi yeşilce derneğine gittik ve artık hiç birimizin ümidi yoktu. ve burada karşılaştığımız ilgiye inanamadık vede nerdeyse gazete kalmadı elimizde..orada satmamız bizim için önemli değildi..bize orda verilen derstek vede sözler bizi mutlu etti.daha sonra bu gazete bülten olarak derğiştirildi vede bizden de çıktı…iki sayısı sadece bizim evde yaptığımız bülten oldu.devamı daha profosyonel bir şekilde yapıldı….
ama bu gazete olayında da biz destek ve hareket görmedik.
bu gençliğin inandığı konu mu yok yoksa ataletimi çok…bence ortada olan bi durum yok…korkum erkan gökhan ve diğer arkadaşlarımın canını dişine takıp uğraştığı bu siteninde gereken ilgiyi ilerde kaybetmesi….bizim hep hazin sonumuz yani
konu biraz dağıldı ama bu anlatmak istediğim çok şey olmasındandır.
peki bu gençlik neye inanıyor ve neden hiç bir şeyde harekete geçmiyor.
sene 2000.ben,özgen,ebru,banu,tufan önal,erhan önal, aybike yaydan vede aklıma gelmeyen bir kaç arkadaşla YEŞİLCE-YEŞİLYURT GENÇLİK BÜLTENİNİ kendi evimizde daha lisede olmamıza rağmen word excel yeni kulanmamıza rağmen bülten çıkarttık.ilk bültende birilerinden yardım beklememiz bencillik olurdu çünki bu zaten küçüksuda birbirimize yakın oldğumuz arkadaşlarımızla bi hevesle çıktı.biz bunu 50 adet bastırdık ve tanıtmak vede satış yapmak için paşabahçede derneğe götürdük.bizim karşılaştığımız şey tam bi fiyaskoydu.sadece 3 adet satabildik.bize gelen sorular; bu gazeteyi bastırmak için parayı nerden aldınız? neden renkli yaptınız? ve en garip soru: neden arka sayfaya Atatürk resmi koydunuz? 50 adet bastırmıştık ve derneğimizde 3 tane satabilmiştik.arkasından biz pınarmahallesi yeşilce derneğine gittik ve artık hiç birimizin ümidi yoktu. ve burada karşılaştığımız ilgiye inanamadık vede nerdeyse gazete kalmadı elimizde..orada satmamız bizim için önemli değildi..bize orda verilen derstek vede sözler bizi mutlu etti.daha sonra bu gazete bülten olarak derğiştirildi vede bizden de çıktı…iki sayısı sadece bizim evde yaptığımız bülten oldu.devamı daha profosyonel bir şekilde yapıldı….
ama bu gazete olayında da biz destek ve hareket görmedik.
bu gençliğin inandığı konu mu yok yoksa ataletimi çok…bence ortada olan bi durum yok…korkum erkan gökhan ve diğer arkadaşlarımın canını dişine takıp uğraştığı bu siteninde gereken ilgiyi ilerde kaybetmesi….bizim hep hazin sonumuz yani
konu biraz dağıldı ama bu anlatmak istediğim çok şey olmasındandır.
Sevgili Özgür yapılan işlerden her zaman bir sonuç çıkaramayabiliriz.
belkide o an doğru zaman değildir.ancak önemli olan kararlı bir şekilde hedeflerden şaşmamaktır.
şuan da yesilyurt.org hedefinden sapmadan ilerleyen bir değerdir.
ben şahsım adıma konuşuyorum ki elimden geldiğince bu değeri güzelleştirmek ve geliştirmek adına
herşeyi yapacağımı beyan ediyorum ve diğer arkadaşlarımında bu düşüncede olduklarını zannediyorum.
Hiç kimsenin aklına gelmesin biz birgün burayı bırakıp gideceğiz.
Tek bir yol var bizden sonraki genç nesilin bize görev verin demesi…
bunun ve ölümün bizleri ayırmadığı sürece hep destek olacağız.
biz Ertekin abimizin girişimiyle ve nabız yoklaması ile bir gazete oluşturmak istedik.
ben adım gibi emindim.kimse taşın altına eline sokmak istemicek die.
neyse ben çalışmamı yaptım ve hazırladım herşeyi.sadece haberlerin gelmesi gerekiyor ve sitede yayınlamamız.
bunlar 5 dk lık işler.ancak gelinen noktada hiçbir ilerleme olmadı.
dicem o ki bir projenin olabilirliği ön görü ile belirlenebilir.
şuan için dediğim gibi internet gazetesi için gerekli destek yok.
bu yüzden askıya aldık.sizin bir zamanlar ki bülten olayı gibi…
ama ilerde birgün buda sahiplenilecek ve gazete yeşilyurt yayında olacak.
şimdi sadece ana hedefimiz yesilyurt.org.
gelinen nokta benim için tatmin edici değil.
ama iyi yoldayız ve o noktaya geleceğimizin inancını taşıyorum.
sözlerimi bitirmeden sana da teşekkür ediyorum forumumuza verdiğin destekten ötürü…
benim bu siteyle ilgili söylemek istediğim; senin,erkanın ve daha kimin emeği geçiyosa sizlerin hakkının verilmesi ve gereken önemin gösterilmesi..hatta bütün yükün de sizin omuzunuzda olmaması.çünkü sanırım site işi sadece yapmak, yapıştırmak, yayınlamakla bitmiyorum..ki bunlar en kolay kısmı.ama bunun kaç kişi farkında…
Tek bir yol var bizden sonraki genç nesilin bize görev verin demesi…sözüne katılıyorum vede keşke bu duyarlılık her zaman gösterilebilse…
Artık birşeyler yapmaya çalışanlara gereken destek vede güven verilsin!
Yeşilyurt gençliği sahip çıkmazsa elbet birileri sahip çıkacak.
biz ufkumuzu geniş tutuyoruz.sadece Yeşilyurt diye değil.
nasıl ki büyük forumlar sadece başlangıçtaki gibi değiller hep yeni kişiler katarak aralarına büyüyorlar bizde o şekilde büyüyeceğiz.her yöreden her halktan insanları burda görürseniz şaşmayın.bu mutlaka olacak birgün…
elbette birileri sahip çıkar.benim demek istediğim başka şeylerdi.
yeşilyurt genci olarak sadece sitelerde uğraş veriyoruz veya vermiş gibi görünüyoruz..buralarda birşeyler yazıp gönderipte yeşilyurt için birşeyler yaptım diye kimse düşünmesin.zaten artık gençler internet başından kalkmıyor.yani özel olarak birşey yaptığı yok…bi işe gelse çoğu kişi koşmaz..
neyse bu yazılar artık konu başlığı dışında olmaya başladı…
Yayla turizmi,gazete.yesilyurt.org hatta yesilyurt.org konusunda yapılan çalışmalar ve gösterilen ilgi toplumumuzun talebiyle ilgili bir sorun yaşıyor .Ekonomistler iyi bilirki talep olmayan bir ürünün arzıda olmaz ve yine iyi bilirlerki iyi bir pazarlama stratrjisi ile bir ürüne talep yaratılabilir.Popüler müzik dalında müzik kanallarında beş para etmez şarkıları para vererek sürekli çalmak sureti ile yaratılan talep,sürekli ana haber bültenleri ve dizi kadar uzun fragmanları ile izleyici bulan basit diziler buna en iyi örnek.Talep mi arzı oluşturuyor arz mı talebi bu tartışılabilir ama kati olan şudurki iyi bir ürün herzaman talp bulamadığı gibi kötü ürünler çok rağbet görebiliyor.örneğin bir çok ressamın tablosu,birçok yazarın romanları onlar öldükten sonra milyon dolarlara satılmış binlerce kez basılmıştır.
Yayla turizmi ve e_gazete de durum (ki bizim genel davranış karekterimizi gösterir)hassastır….
Eğer biz başarılı olur ve 20 turisti bir hafta veya 15 gün iyi bir şekilde ağırlar ve gelen turist sayısı her geçen yıl artarsa insanlar artı değeri fark eder nemalarından zevkle yararlanır duymaları gereken gururu duyar ve bu işe herkesten fazla sahip çıkarak kendilerine çeşitli payeler çıkarır.
Yada yayımlanan gazete başarı gösterip olumlu bir sebep ile ana haber bültenlerinde 10 dk konu olsa herkes bu konuda bir şey söyler ve turizm konusundaki örnekler benzer şeyler yaşanır.
Ya başarısız olunursa ?
Herkes ben dediydim der ve çabası ve emeği geçen herkesi küçümseyerek bir şekilde kendilerine malzeme yaparlar.
Burada karşımıza bence 3 adet seçenek çıkıyor…
1-Herkesten fazla ve farklı düşünmeyi bırakıp seyirci koltuğumuzda rahat bir şekilde oturup her konuda ahkam kesmek.
2-Gerçekten doğru olduğuna inandığımız bir ürün (hizmet) bulup mükemmel bir şekile gelene kadar çaba harcayıp insanlara sunarak sonuçları ne olursa olsun kırılmadan ve karşılık beklemeden fikirlerimizin ve hayallerimizin peşinde koşmak ve talebin oluşmasını beklemek
3- Belirli bir talep oluşana kadar bekleyip fırsatları kollayarak doğru zamanda herkesin beklediği şeyleri yaparak popülerliğimize popülerlik katmak.
Yeşilyurt.org ye ilk girdiğim anda burada oluşturulan amaç , çaba dinamizm beni bu sitenin bir parçası olmaya itti ve bu ortamda yapılanlar,yapılmak istenenler ve yapılabilecekler beni herzaman heyecanlandırdı ve umutlandırdı.Şu anda da görüyorum ki benim gibi ister yeşilyurtlu olsun ister başka bir memleketli aynı heyecanı paylaşan okyanus ötesinden,ege den.almanyadan katılımlar var
Burada sorulacak soru şudur
Kim sürekli aynı yerde duran bir gemiye binmek ister ?
Evet, artık ok yaydan çıkmış ve ortak değerlerde buluşmuş farklı değerlere, farklı özelliklere ve farklı hayallere sahip insanlar bir araya gelerek birbirlerinden güç almaya başlamıştır.
Artık hepimiz bu gemideyiz …
karar vermemiz gereken o dur ki
1- geldiğimiz nokta herkese tatmin edici gelir ve biz demir atar yerimizi korumaya çalışırız.
2- gemiyi akıntıya bırakır ne zaman ve nerede karaya oturacağını tartışırız
3_ herkes kürekler asılır ortak fikirlere doğru yol alır ve gideceğimiz yollardaki yeni katılımcılarla birlikte yolumuza devam ederiz
Not : İnmek isteyenler için can yeleklerimiz mevcuttur. ama lütfen farkında olmadan da olsa gemiyi yavaşlatacak eylemler içerisinde olmamaya gayret edelim
Saygılarımla
Ertekin Karakaya
peki bu gençlik neye inanıyor ve neden hiç bir şeyde harekete geçmiyor.
sene 2000.ben,özgen,ebru,banu,tufan önal,erhan önal, aybike yaydan vede aklıma gelmeyen bir kaç arkadaşla YEŞİLCE-YEŞİLYURT GENÇLİK BÜLTENİNİ kendi evimizde daha lisede olmamıza rağmen word excel yeni kulanmamıza rağmen bülten çıkarttık.ilk bültende birilerinden yardım beklememiz bencillik olurdu çünki bu zaten küçüksuda birbirimize yakın oldğumuz arkadaşlarımızla bi hevesle çıktı.biz bunu 50 adet bastırdık ve tanıtmak vede satış yapmak için paşabahçede derneğe götürdük.bizim karşılaştığımız şey tam bi fiyaskoydu.sadece 3 adet satabildik.bize gelen sorular; bu gazeteyi bastırmak için parayı nerden aldınız? neden renkli yaptınız? ve en garip soru: neden arka sayfaya Atatürk resmi koydunuz? 50 adet bastırmıştık ve derneğimizde 3 tane satabilmiştik.arkasından biz pınarmahallesi yeşilce derneğine gittik ve artık hiç birimizin ümidi yoktu. ve burada karşılaştığımız ilgiye inanamadık vede nerdeyse gazete kalmadı elimizde..orada satmamız bizim için önemli değildi..bize orda verilen derstek vede sözler bizi mutlu etti.daha sonra bu gazete bülten olarak derğiştirildi vede bizden de çıktı…iki sayısı sadece bizim evde yaptığımız bülten oldu.devamı daha profosyonel bir şekilde yapıldı….
ama bu gazete olayında da biz destek ve hareket görmedik.
bu gençliğin inandığı konu mu yok yoksa ataletimi çok…bence ortada olan bi durum yok…korkum erkan gökhan ve diğer arkadaşlarımın canını dişine takıp uğraştığı bu siteninde gereken ilgiyi ilerde kaybetmesi….bizim hep hazin sonumuz yani
konu biraz dağıldı ama bu anlatmak istediğim çok şey olmasındandır.
bu gençliğin inandığı konu da çok ataleti de çok özgür kardesim.olaya göre inanılan konu degişir.gazete olayı ve gerceklestırıldıgı zaman bence dogrudur ama neden beklenen ilgiyi görmemiştir tartışmak lazım.ortada olan durumda budur zaten.gazete özelinde anlattığın olay her an her konuda karsımıza cıkabilir.umutlarını yitirmeden ve sabırla bu siteyi hayata geçiren gökhan ve erkan da bu bilinçle çalıştılar.talep var oldugu surece ilgi de devam edecektir.
Anlatmak istediklerim kendi fikirlerimdir,herkesin fikrine de saygı duyuyorum.dediğim gibi yayla turizmini bizim oralarda uygulanabilirliği ve gerçekleşmesini çok zor buluyorum,inanmıyorum kısacası.inanmamamdaki en büyük etken insanların hayattaki önceliklerinin çok farklı olması ve gerçeklerin mevcudiyeti.her insanın işi ve ailesi dururken bu olaylara gereken zamanı ve emeği verebilecek durumda olmadıgını dusunuyorum.bu nedenle herhangi bir olayda siteye uye her insanın yapabilecegi katkı,saglayacagı verim farklı farklı olacakdır.yani diğer bir deyişle olay zamanlama olayıdır.Su an sitede kimsenin kimseden fazla ve farklı düşünüp ahkam kesecek durumu olmadıgına ınanıyorum.
“Gerçekten doğru olduğuna inandığımız bir ürün (hizmet) bulup mükemmel bir şekile gelene kadar çaba harcayıp insanlara sunarak sonuçları ne olursa olsun kırılmadan ve karşılık beklemeden fikirlerimizin ve hayallerimizin peşinde koşmak ve talebin oluşmasını beklemek” ertekin abının bu fikrine katılıyorum ve ekleme yapmak istiyorum.işte insanların gerçekten doğru olduguna inandığı ve hayattaki önceliklerine uygun düşen fikir ve hareketlerin peşinden koşması ve basarılı olması cok daha muhtemeldir.burdan hareketle “herkes küreklere asılır ortak fikirlere doğru yol alır ve gideceğimiz yollardaki yeni katılımcılarla birlikte yolumuza devam ederiz” savının gerçekleşmeside buna baglıdır.
Not : gemiden inmeye veya gemiyi yavaşlatmaya kimsenin niyeti olmadığını düşünüyorum,amacımız sahip oldugumuz fikirleri bu platformda paylasmaktır.
Saygılarımla.
Başta şunu söylemeliyim ki sitede bazı fikirleri olumlu yada olumsuz eksisi ile artısı ile tartışma ortamı oluşturduğu ve her olaya ilgi göstererek değer verip sahip çıkıp değerli fikirlerini bizimle paylaştğı için İnanç'a çok teşekkür ederim .daha önceki yazılarımda değindiğim noktalarda onun karşı fikirlerini bizimle paylaştığı ve konuya yeni açılımlar kazandırdığı için zenginleştirici özelliğini belirtmek isterim.Ve yine belirtmeliyim ki her hangi bir organizasyon içerisinde olmaya karar verirsem koşulsuz görmek istediğim isimlerden biride İnanç Şinel dir.
Yazılarımda belirttiğim unsurları belki karşılıklı yazılar ve fikir açılımları içerisinde olduğu için direkt İnanç arkadaşıma söylenmiş bir durum ortaya çıksada bu tamamen bir yanılsamadır.İnanç'ın Özgürün vede benim konuştuğumuz konuların özünü yakalayamamak sonucunu doğurur.Bu konuda Sevgili inançın fikirlerini paylaşıyor konuya ilgi duyan diğer arkadaşlarımın bilgisine bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Özgürün ve benim yapmaya çalıştığımız şey (özgür adına konuştuğum için özgür den yanlışım varsa düzeltmesini rica ediyorum) ortaya uygulanabilir çeşitli fikirler(ürün) ortaya koymak ve bu konudaki ilgiyi (talep) beklemektir.Ancak uzlaşamadığımız nokta şudur ki bazı fikirleri yeşilyurtlulara rağmen(erkan'ın kulakları çınlasın ) yeşilyurtlular için yapmaya çalışmak ve bu yolda her türlü hayal kırıklığını göze alıp doğru bildiğimiz ve inandığımız şeylerin peşinden koşup koşmamaktır.
Konuya olan ilgin ve zenginleştirici katkılarından dolayı sevgili İnanç seni listemizin 4. sırasına yazmak istiyorum . En kötü ihtimalle biz 10 yeşilyurtlu ve 20 turist bir hafta güzel bir zaman geçirir olayın felsefesini yapmayı başkalarına bırakırız . Ne dersin?
Yayla turizmi konusu ismi üzerinde yaylayı işaret etse de temelde bir turizm projesi. Bizler her ne kadar fikir üretsek de olay somut bir noktaya gelince profesyonel bir yatırımcı, turizmci tarafından sahiplenilmesi, gerekli iş planı, kar/zarar hesabı, yayla arazisinin mülkiyeti ve kiralanması sorunu, yaylanın turizm bölgesi v.b. ilan edilebilmesi, yaylanın elektrik, su, telefon, kanalizasyon altyapı yatırımları, yasal izinler, çevrenin korunma belgeleri gibi bürokratik aşamaların aşılması gerekmektedir.
Ayrıca, yayla turizmi sadece bizim yöremize özgü veya yöremizde yapılabilecek veya yapılmakta olan bir turizm faaliyeti değildir. İş yerinde Rize'li bir arkadaşım vardı, köyüne gidince onların köyüne yakın bir yerde, 3 kişi, yaylada yapılan ağaç evlerde konakladıklarını ve güzel bir tatil yaptıklarını söylemişti. Bu Rize deki tesisin ismini hatırlamıyorum, arkadaşta askerde ama, Aralık ayında ayrıntılarını öğrenebilirim. Rize örneğini şunun için söyledim. Yeni projeye başlamadan ilerlemeden önce, emsalleri incelenmeli ve projeleri hakkında bilgi edinilmeli.
Şu nokta da önemli, genellikler bu tip bir yayla turizmi projesi, yaz aylarında turist, v.b ziyaretçi ağırlayabilecektir. Yani ölçek ekonomisi zayıf ve kar etme potansiyeli projenin ilk yıllarında düşük olacaktır. Ayrıca burada bizlerin, genç, yaşlı yeşilyurtluların çabaları, gönüllü fikir üretmeler, sadece destek olarak faydalı olacaktır. Ben buradaki kimsenin yayla da turizm tesisi yapılsa orada sürekli çalışacağına inanmıyorum, ama kendim ve burada yazanlar gibi birçok kişinin birkaç gün konaklamak üzere istekli olacaklarını düşünüyorum.
@özgür,
Yapmış olduğunuz bülten tarzı yayınlar elektronik ortamda varsa erkan veya gökhan a ulaştırabilirseniz faydalı olur. Geçmişten bügüne yeşilyurtlu gençlerin ve yeşilyurt bünyesinde hazırlanmış yazılı belgeleri, hazırlayanların izinleriyle, zaman içersinde sitemizde yayınlama arzusundayız. Bu tip yayınlar sadece geçmişte kalırlarsa kalıcı bir şekilde gelecek nesillere aktarılamazlar.
Başta şunu söylemeliyim ki sitede bazı fikirleri olumlu yada olumsuz eksisi ile artısı ile tartışma ortamı oluşturduğu ve her olaya ilgi göstererek değer verip sahip çıkıp değerli fikirlerini bizimle paylaştğı için İnanç'a çok teşekkür ederim .daha önceki yazılarımda değindiğim noktalarda onun karşı fikirlerini bizimle paylaştığı ve konuya yeni açılımlar kazandırdığı için zenginleştirici özelliğini belirtmek isterim.Ve yine belirtmeliyim ki her hangi bir organizasyon içerisinde olmaya karar verirsem koşulsuz görmek istediğim isimlerden biride İnanç Şinel dir.
Yazılarımda belirttiğim unsurları belki karşılıklı yazılar ve fikir açılımları içerisinde olduğu için direkt İnanç arkadaşıma söylenmiş bir durum ortaya çıksada bu tamamen bir yanılsamadır.İnanç'ın Özgürün vede benim konuştuğumuz konuların özünü yakalayamamak sonucunu doğurur.Bu konuda Sevgili inançın fikirlerini paylaşıyor konuya ilgi duyan diğer arkadaşlarımın bilgisine bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Özgürün ve benim yapmaya çalıştığımız şey (özgür adına konuştuğum için özgür den yanlışım varsa düzeltmesini rica ediyorum) ortaya uygulanabilir çeşitli fikirler(ürün) ortaya koymak ve bu konudaki ilgiyi (talep) beklemektir.Ancak uzlaşamadığımız nokta şudur ki bazı fikirleri yeşilyurtlulara rağmen(erkan'ın kulakları çınlasın
) yeşilyurtlular için yapmaya çalışmak ve bu yolda her türlü hayal kırıklığını göze alıp doğru bildiğimiz ve inandığımız şeylerin peşinden koşup koşmamaktır.
Konuya olan ilgin ve zenginleştirici katkılarından dolayı sevgili İnanç seni listemizin 4. sırasına yazmak istiyorum . En kötü ihtimalle biz 10 yeşilyurtlu ve 20 turist bir hafta güzel bir zaman geçirir olayın felsefesini yapmayı başkalarına bırakırız
. Ne dersin?
eyvallah ertekin abi , aklım erdiğince ve elimden geldiğince doğruları geleceğimiz için düşünmeye, doğrular için çalışmaya ve üretmeye çalışıyorum.sunu bilmeni isterim ki kalplerimiz her zaman bir ertekin abi.dediğin gibi özgüründe seninde benimde anlatmak istediğimiz ortaya uygulanabilir ve faydalı fikirler,ürünler koymaktır.senin gibi duyarlı,düşünen,olaylara farklı açılardan bakabilen ve sorumluluk sahibi bir insanla çalışmayı bende isterim abi.zaten su an karsılıklı fikir telakkisiyle bunu yapıyoruz dediğin üzere.daha neler,nasıl yapılabilir adına suat hocamın fikirlerine de katılıyorum,yaşanmış örnekleri mercek altına alıp olayı nesnel ve nicel olarak inceleyebiliriz.
elbetteki evet derim ertekin abi
saygılarımla
bu yazıların özeti sanırım; herkez aynı fikirde olsa ortaya hiç bir şey çıkmaz..bazı konularda farklı düşünceler çıkması yararımızadır.Ancak bunu tartışmayı kavga değilde konuşma yoluyla yaparsak.Hiç bir şey yapamasak da tartışmayı öğreniriz..
yayla turizmi derken benim kendi düşüncem; gelir elde etmek veya köy için maddi rant sağlamak değildir.yeşilyurt a yabancı bir kişi de gelmese(yerli,yabancı turist) , yeşilyurt genci beraber birşey yapmaktan dolayı kaynaşır..
suat abi bende elektronik ortamda bu bülten ile ilgili bir şey yok.o sayılarımızı bulabileceğime inanıyorum.eğer elde edersem sana iletirim.
Mutlu abi “Su an sitede kimsenin kimseden fazla ve farklı düşünüp ahkam kesecek durumu olmadıgına ınanıyorum.” bu cümleyi biraz daha açarmısın ben tam olarak anlamadım anlatmak istediğini..
özgürcüm ertekin abinin lafına istinaden alıntıdır.benım anladıgım herkes her istediğini düşünebilir ve söyleyebilir bu sitede.Ertekin abi de bu mana da kullanmış olmalı sanırım.katkılarından ve paylaşımlarından dolayı tebrik ediyorum seni özgürcüm.
Türklerde yaylanın önemli bir yeri vardır. Yaylaya çıkmak farklı amaçlar için yapılmaktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan ve bugün göçer durumda olan aşiretler hayvanlarını otlatmak için yaylalara göç ederek yaylaklar kiralamaktadırlar. Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşanlar hem hayvanlarını otlatmak ve hayvanlarının kışın yiyecekleri otları toplamak için hem de yaz şartların göre daha serin ve uygun şartlarda yaşamak için yaylaya çıkmaktadırlar. Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yaşayanlar sıcak havadan, sivrisinek ve benzeri haşerelerden kurtulmak, doğa ile baş başa olmak ve sağlıklı bir yaşam için yaylayı tercih etmektedirler. Bu insanların bulundukları yerden ayrılarak yaylalara gitmeleri ve orada konaklayarak tüm ihtiyaçlarını temin etmeleri bir turizm hareketi oluşturmaktadır.
Yayla Turizmi
Adana Yaylaları
Antalya Yaylaları
Artvin Yaylaları
Bayburt Yaylaları
Gaziantep Yaylaları
Giresun Yaylaları
Gümüşhane Yaylaları
Hatay Yaylaları
Mersin Yaylaları
Muğla Yaylaları
Ordu Yaylaları
Osmaniye Yaylaları
Rize Yaylaları
Sinop Yaylaları
Trabzon Yaylaları
Ayrıca yayla etkinlikleri, yayla kültürü ve bozulmamış doğada yaşamak, diğer insanların da ilgisini çekmiş ve bu yaşama tarzına katılmalarını sağlamış, sonuç olarak da “yayla turizmi” şeklinde bir turizm çeşidini meydana çıkartmıştır.
ORDU YAYLALARI
Perşembe Yaylası Ulaşım: Ordu'ya 124 km. mesafededir. (Ordu – Fatsa 56 km., Fatsa-Aybastı 50 Km., Aybastı – Perşembe yaylası 18 km.) Ulaşım asfalt yolla sağlanmaktadır. İlçeler arasında düzenli minibüs seferleri mevcut olup,
ayrıca, Tokat ili, Reşadiye ilçesi ve Aybastı'dan da dolmuşlarla yaylaya ulaşılabilir.
Özellikler: 1350 rakımlı yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Önemli bir panayır yeri olan yaylada Karga Tepesi, eşine az rastlanan manzaraya sahiptir. Yaylada; bakkal, manav, kasap, kır kahvesi, et lokantası ve PTT hizmetleri bulunmaktadır.
Konaklama-Yeme-İçme: Temel ihtiyaç malzemeleri yayladan karşılanabilir. Konaklama için Aybastı ilçesindeki pansiyonlardan yararlanılabilir.
Keyfalan Yaylası
Ulaşım: Ordu'nun güneyindeki Mesudiye ilçesine 114 Km., Mesudiye'den Keyfalan yaylasına 20 km.lik yolla ulaşılır. Yaylaya yaz aylarında dolmuş seferleri bulunmaktadır.
Özellikler 1200 m. rakımlı yaylada alt yapı hizmetleri kısmen tamamlanmıştır. 50'ye yakın yayla evi bulunmaktadır.
Konaklama-Yeme-İçme: Orman işletmesinin günübirlik ve 20 yataklı konaklama tesisinden
yararlanılabilir. Yerli halka ait yayla evlerinden et ve süt mamulleri temin edilebilir.
Çambaşı Yaylası
Ulaşım: Ordu'nun 58 Km. güneyinde Kabadüz ilçe sınırlarındadır. Kabadüz ilçesine kadar 21 km. yol asfalt, 37 kilometresi toprak yoldur. Turizm sezonunda (l Haziran-30 Eylül) Ordu-Yayla arası dolmuş seferleri yapılmakladır.
Özellikler: 1250 m. rakımlı yaylada alt yapı hizmetleri kısmen tamamlanmıştır. Yaylada; bakkal, kır kahvesi, kasap, el lokantası, seyyar sağlık ocağı hizmet vermektedir.
Konaklama-Yeme-İçme: Temel ihtiyaç malzemeleri yayladaki lokanta ve bakkallardan karşılanabilir. Konaklama için pansiyonlar bulunmaktadır.
http://www.turkiyeninrehberi.com/tr/t_turizm/yayla_acenta.asp
BAKANLIKÇA YAPILAN ÇALIŞMALAR
YAYYLA TURİZM MERKEZLERİ
MERKEZ ADI İLAN TARİHİ PLAN DURUMU ÖZELLİKLERİ
GİRESUN BEKTAŞ YAYLASI T.M. 1990 YAYLA + KIŞ
TRABZON AKÇAABAT KARADAĞ T.M. 1990 YAYLA
TRABZON TONYA ARMUTLU GÜMÜŞHANE KÜRTÜN ERİKBELİ 1990 YAYLA
ARTVİN KAÇKAR T.M. 1991 1/25000ÇDP YAYLA
ARTVİN KAFKASÖR T.M. 1991 1/5000 NİP 1/1000 UİP YAYLA
GİRESUN KÜMBET YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
GİRESUN YAVUZKEMAL YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
GÜMÜŞHANE ZİGANA T.M. 1991 1/25000ÇDP YAYLA+KIŞ
ORDU ÇAMBAŞI YAYLASI T.M. 1991 1/25000ÇDP 1/5000 NİP 1/1000 UİP YAYLA
ORDU AKKUŞ ARGIN YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
ORDU AYBASTI PERŞEMBE YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
RİZE ANZER T.M. 1991 YAYLA
SİNOP AYANCIK AKGÖL T.M. 1991 YAYLA
SİNOP KOZFINDIK BOZARMUT YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
SİNOP TÜRKELİ KURUGÖL T.M. 1991 YAYLA
TRABZON MAÇKA ŞOLMA T.M. 1991 YAYLA
TRABZON ARAKLI PAZARCIK YAYLASI T.M. 1991 YAYLA
BAYBURT KOP DAĞI T.M. 1993 1/25000ÇDP YAYLA+KIŞ
RİZE ÇAMLIHEMŞİN AYDER KAPLICASI T.M. 1995 1/1000 UİP YAYLA+
KAPLICA+KIŞ
ORDU MESUDİYE KEYFALAN YAYLASI T.M. 1995 1/25000ÇDP YAYLA
GAZİANTEP ISLAHİYE HUZURLU YAYLASI T.M. 1995 1/25000ÇDP (GAP BKİ) YAYLA
ANTALYA İBRADİ MAŞATA YAYLASI T.M. 1998 YAYLA
ORDU MESUDİYE YEŞİLCE TOPÇAM YAYLASI T.M. 1998 YAYLA
TRABZON ARAKLI YEŞİLYURT YILANTAŞ YAYLASI 1998 YAYLA
VALİLİKLERCE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Koçkayası Ormaniçi Turizm Kompleksi (Yaylakent )
Trabzon Hıdırnebi Yaylakent
Trabzon Kayabaşı Yaylakent
diğer bir önerimde seçilecek arkadaşlardan görev dağılımı yapılıp herkeze veya gruplara ayrılıp her guruba belli şehirler verilip buralar için araştırma yapmalarını istiyebiliriz.bu sayede geçeceğimiz illerde de konaklama ve gezi yaptığımızda üstün körü ve rastgele değil planlı bir şekilde hareket edilmiş olur.örneğin sinop ili bana verilir ve ben sinopta nerelerin gezilebileceğini nerelerin görmeye değer olabileceğini araştırı vede sizlere sunarım…
Listenin son halini belirtmek istiyorum
1 – Ertekin Karakaya
2 – Özgür Aksu
3 – Pınar Aksu
4 – İnanç Şinel
devamını bekliyoruz
bu konu burada bitti sanırım! ama inşallah burada yayla turizminin ilanı ve tarihini vererek yeniden başlarız..
Biraz geç oldu ama listeye benide ekleyebilirsiniz.
Erhan arkadaşım hoş geldin …henüz geç değil zaten biz de bu düşüncenin fizibilitesini yapmaya çalışıyoruz .katılımın bize güç verdi . En kısa sürede karşılıklı tanışmak üzere bir araya gelelim
1 – Ertekin Karakaya
2 – Özgür Aksu
3 – Pınar Aksu
4 – İnanç Şinel
5 – Erhan Önal
Teşekkür ederim Ertekin abi.
Hep birlikte iyi işler yapmak dileği ile.
arkadaşlar katılımlarınızı bekliyoruz
hep belirttiğimiz gibi biz bunu başarabilecek kapasitedeyiz..
İstediğimiz zaman yapılmayacak şey yoktur..
karşı olanlarda, olmaz diyenlerde katılırsa çok sevinirim.. asıl o zaman daha güzel şeyler yaparız.
karşı olanlarda, olmaz diyenlerde katılırsa çok sevinirim.. asıl o zaman daha güzel şeyler yaparız.
evet haklısın özgür karşı olanlarda düşüncelerini belirtsin lütfen neden olamayacağını sebepleriyle anlatsın..
Böylece doğruyu eksikleri yapılması gerekenleri daha iyi saptamış oluruz..
bu konuda bende fikrimi söylemek istiyorum,öncelikle kendi insanımıza köyümüzü yaylalarımızı doga harikası yerleri tanıtsak.Kanımca nüfus kagıtlarında YESİLYURT yazan nice insanımız buraları bilmemektedir.Bunların için öncelikle çalışma yapılmalıdır.