Kuş Yuvası 05/11/2006
Sabahları erken kalkıp küçük fındık bahçemizde çalışıyor bel lerle toprağı havalandırıyor fındıkların diplerini çukurlaştırarak tenekelerle kerme döküyorduk .Ekim ayının sonlarıydı ve fındık bahçemizde çalışmak babamda ve annemde ancak toprakla uğraşan insanların yüzünde beliren tatlı ve çocuksu bir coşku ve huzurun ve beklide eski gençlik günlerine geri dönebilmenin ışıltısını yansıtıyordu. Bense yüzümde neler yansıdığını bilmiyorum hiç düşünmedim aynaya da bakmadım, ama kalbimde hüzünlü bir gülümsemenin sıcaklığı ve yıllar önce kaybetmiş olduğum en sevdiğim oyuncağı bir çatı arasında tesadüfen bulmuş olmanın sihirli anını yaşıyordum….
Öğlen zamanı annem bizden önce gider yemekleri ısıtır kuzineyi yakar çayı demleyip kuru ekmek yada yeşilce ye en temel gitme sebebimiz olan fırın ekmeği ile kavrulmuş pancar turşusunu masaya koyar hep beraber yemeğimiz yerdik. Kuzinenin sıcaklığında yorulmuş bedenlerimizin içi geçer ve benim hiçbir zaman babamdan önce kalkamadığım tatlı bir öğlen uykusuna dalardık.genelde yarım saat kadar kestirir çay bardaklarında metal kaşıkların sesi ve çay kokusu ile uyanır su bardaklarında çaylarımızı içer bahçemizin yolunu tutardık .
Bahçe işleri bitmeye yakın boş vakitlerimde babamın atölye olarak kullandığı evimizin altındaki tam da,yaklaşmakta olan sert kışta serçelere sığınacak bir yuva yapmaya çalışarak geçiriyor arada yanıma gelen babamın meraklı bakışlarında acaba bu çocuk ne yapmaya çalışıyor sorusunu görüyordum.Nihayet bir gün babam yanıma geldiğinde kuş yuvasını bitirmek üzere idim fakat bir türlü küçücük kuş yuvamın saçaklarını yağmurda karda su almayacak şekilde yapamıyordum.Açıkçası babamdan da böyle bir şey için o kadar şeyin arasında önemsiz göreceği için yardım istemiyordum yada ne bileyim belki onun her şeye biçim verebilen ellerinin değmesi için bir vesile arıyor da olabilirim bilemiyorum .Başka bir iş için tam a gelen babama ‘’bir türlü kuş yuvasının çatısını önüne kar yağmayacak şekilde saçaklı yapamıyorum’’dedim
Baba yavaşca yanıma yaklaştı ve eline testereyi alarak bana yardım etmeye başladı. Orada üç yada dört saat birlikte kuş yuvasının saçaklı çatısını yapmaya uğraştık ve yaptık.
Kuş yuvasını odunluğun duvarına evimizin penceresinden görecek şekilde astım içine bir parça talaş sünger parçası ve önüne de yem koydum.. Köyde kaldığım her gün kuş yuvasına bakarak üzerine konan bir serçe aradı gözlerim. Ama maalesef göremedim ya ben serçe yuvasını geç yapmıştım yada serçeler yuvalarını başkalarının saçaklı evlerine yapmışlardı
Şimdi anılarımda; birlikte yaptığımız her şeyde olduğu gibi özel bir anlam ve özlem kaldı babama kuş yuvası sıcaklığında ..
Gökyüzündeki ve soğuktan korunmak için bir küçük yuva arayan tüm kuşlar seninle beraber olsun
türkü tadındaki anılarımın en güzeli canım babacığım seni çok özledim..
Oğlun
Ertekin Karakaya