Ruhumuzu okşayan hikayeler (okşanmak isteyen ruhlar buraya)

Yeşilce – Yeşilyurt Kültür ve Dayanışma Derneği Forumlar Yaşam & Hayata Dair Ruhumuzu okşayan hikayeler (okşanmak isteyen ruhlar buraya)

12 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #43244
      soner
      Katılımcı

      Restoranda bizden başka çocuklu aile yoktu. Eric’i çocuklar için özel olarak yapılmış yüksek sandalyeye oturturken restoranın ne kadar sessiz olduğunu farkettim. Herkes sessizce yemeğini yiyordu. Eric birden tombik bebek ellerini havaya kaldırarak ellerini sallamaya başladı ve yüzünde gülücüklerle bağırdı:
      “Meyhabaaa”

      Yüzünde gülücüklerle, mutluluk içinde el sallıyor ve sesinin çıktığı kadar bağırıyordu:

      “Meyhabaaaaa”

      Onu bu kadar mutlu eden, el salladığı kişiyi görmek için arkamı döndüm. Kapının yakınında oturan, üstünde eski, yırtık, kirli bir palto, ayak parmakları yırtık ayakkabılarından dışarı fırlamış, saçları günlerdir taranmamış ve yıkanmamış, yaşlı bir adamdı Eric’in el salladığı kişi…

      Kokusunu duyamayacak kadar ondan uzakta oturuyorduk ama çok pis koktuğundan da emindim.

      Adam Eric’e el sallarken restoranda başka kimse yokmuşcasına seslendi Eric’e:

      “Merhabaaa bebek, merhaba koca oğlan, evet, seni görüyorum”

      Eşimle birbirimize baktık. “Ne yapabiliriz?”

      Eric el sallamaya devam ederek adama seslendi: “Meyhabaaa”

      Restorandaki herkes bize ve yaşlı adama baktı. Yaşlı serseri bizim güzel bebeğimizle uzaktan konuşmaya, ona el sallamaya devam ediyordu. Nihayet yemeğimiz geldi ve aceleyle yemeğe başladık. Adam uzaktan Eric’e bağırıyordu: “Heyy, yemeğini beğendin mi bebek?”

      Diğer müşterilerin bakışlarından adamın hareketlerini şirin bulduklarını sanmıyordum. Büyük olasılıkla sarhoşun tekiydi ve kendince eğleniyordu. Sessizce yemeğimizi bitirdikten sonra eşim “Sen arabaya git, ben hesabı ödedikten sonra gelirim” dedi. Kapıya doğru yürürken içimden dua ediyordum. “Tanrım, ne olur şimdi kalkıp bize bir şey söylemesin bu pis serseri”

      Tam adamın yanından geçerken adam ayağa kalktı ve Eric ona kollarını açarak ‘beni kucağına al’ dercesine uzandı. Durdurmaya vakit bulamadan kollarımdan adamın kollarına atladığını gördüm.

      Birden yaşlı, pis kokan adamla, benim tertemiz, güzel bebeğim birbirlerine sarılıp bir sevgi yumağı oluşturdular. Eric adamın kollarında çok mutluydu ve kendini güvende hissettiğini gösterircesine sevgiyle başını adamın omzuna yasladı. Adam gözlerini kapatarak, iri, nasırlaşmış elleriyle incitmemeye özen göstererek, Eric’in başını okşadı… O anda gözlerinden aşağı süzülen gözyaşlarını farkettim. Restorandaki herkes sessizce bizi izliyordu. Sonra Eric’i kucağıma uzatırken “Lütfen, bu bebeğe çok iyi bakın bayan” dedi.

      Farkında olmadan “bakarım” sözcüğü çıktı ağzımdan. Sonra ellerini uzatarak: “Tanrı sizinle olsun bayan, çok teşekkür ederim, bana şu ana kadar aldığım en güzel Noel hediyesini verdiniz” dedi.

      İçtenlikle sıktım adamın elini… Ve “Ben teşekkür ederim” dedim. Arabaya doğru giderken hem ağlıyor, hem de ‘Tanrım, beni bağışla lütfen’ diyordum.

      Ben adamın yalnızca giysilerini ve dış görünümünü görürken benim üç yaşındaki bebeğim adamın sevgi dolu ruhunu görebilmişti.

    • #47174
      soner
      Katılımcı

      Rahip, mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi. O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam:

      “Onu ne kadar çok sevdim.” Diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı.

      Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu. Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlardı, utanç içindeydiler. Yetişkin çocukları al al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar:
      “Tamam, baba. Seni anlıyoruz”

      Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu. Rahip törene devam etti. Törenin sonunda, aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı. Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attırlar.

      Yaşlı adam hala:

      “Onu ne kadar çok sevdim” diye sesli sesli konuşuyordu.

      Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler, ama o devam etti,

      “Onu sevmiştim!”

      Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken, yaşlı adam gitmemekte direniyordu. Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu. Rahip yaklaştı:

      “Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum, ama gitme zamanı geldi. Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız.” Dedi.

      Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha “Onu ne kadar çok sevdim.” Diyerek söylendi.

      “Beni anlamıyorsunuz,” dedi Rahip’e “Ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim.”

      HANOCH McCRTY,ED.D.

      * Zil çalmadığı sürece zil değildir.
      * Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir.
      * Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır,
      * Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir.

    • #47175
      soner
      Katılımcı

      Hayaller
      Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası..

      Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı.

      Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.

      Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı.

      Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir “0” ve “Dersten sonra beni gör” uyarısı vardı.

      “Neden “0” aldım?” diye merakla sordu hocasına, çocuk..

      “Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal” dedi, hocası.. “Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız” ve ekledi:

      “Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm. Gelecek hafta düzeltip ödevi geri getir.”

      Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı. “Oğlum” dedi babası “Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!.”

      Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..

      “Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin” dedi.. “Ben de hayallerimi..”….. O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor.

      Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı. 

    • #47176
      soner
      Katılımcı

      Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarında
      ilkbahar yağışlarıyla oluşup yaz sıcağında yok olan
      GEÇİCİ GÖLLER vardır.

      İşte bu göllerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü :
      – Sular yükselince balıklar karıncaları yer,
      sular çekilince de karıncalar balıkları

      Yani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor,
      ya da tam tersi.

      Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek
      kendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor,
      çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçekte
      suyun hareketi belirliyor.

    • #47177
      soner
      Katılımcı

      Vietnamda savaştıktan sonra evine dönmekte olan bir asker hakkında bir
      hikaye anlatırılır…
      San Fransisco dan ailesini aradı ve: 'Anne baba,eve dönüyorum ama sizden bir şey rica ediyorum.
            Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.'' Dediğinde
      “Memnuniyetle… onunla tanışmak isteriz,'' diye cevapladı annesi ve babası.
             

          Oğulları:''Bilmeniz gereken bir şey var''diye devam etti. ''Arkadaşım savaşta ağır yaralandı.Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiç bir yeri yok, onun gelip bizle kalmasını istiyorum.
            Ailei bunu duyunca ''Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz.'' Dediğinde
      ''Hayır” diye atıldı oğulları  “Onun bizimle yaşamasını istiyorum.''  Dedikten sonra
      ''Oğlum'' dedi babası, ''Bizden ne istediğini bilmiyorsun.Onun gibi özürlü biri bize korkunç yük olur. Bizim kendi hayatımız var, ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır.''
              Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi ondan bir süre haber alamadı. Ama bir kaç gün sonra, San Francisco polisinden bir telefon geldi.Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu.Üzüntü dolu anne-baba hemen San Francisco ya uçtular ve oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürdüler. Onu tanıdılar, ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler.

                Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı!…

    • #47178
      soner
      Katılımcı

      Dört Mum

      Dört mum yavaşça yanıyordu.
      Ortam çok sessizdi ve konuşmaları duyuluyordu.

      İlki söyledi:
      ‘’ Ben Barışım!
      Artık kimse huzurun değerini bilmiyor, sanıyorum söneceğim. ”
      Alevi hızla azaldı ve bütünüyle söndü.

      İkincisi söyledi:
      ‘’ Ben İnancım!
      neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor
      o nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok’’
      Konuşmayı bitirdiği zaman, bir rüzgar hafifçe esti ve onu söndürdü.

      Üzgünce üçüncü mum sırası gelince konuştu:
      ” Ben Sevgiyim !
      yanık kalmak için artık gücüm kalmadı. İnsanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı. Kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular ”
      Ve hiç zaman yitirmeden söndü.

      Ansızın…
      Bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür
      ”neden yanmıyorsunuz sizin sonuna kadar yanmanız gerekir ”
      diyerek ağlamaya başlar.

      Ardından dördüncü mum söyler:
      ”korkma ben hala yanıkken diğer mumları yeniden yakabiliriz

      BEN UMUDUM!’’

      parlayan gözlerle, çocuk umut mumunu aldi ve diğer mumlari yakti. umudun alevi yaşamınızdan asla sönmesin… böylece her birimiz Umudu, Inancı, Barışı ve Sevgiyi sürdürebiliriz !!!

    • #47179
      soner
      Katılımcı

      Japon çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı. Fakat ailesi buna izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti.

      Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası tuttu. Hoca ilk dersinde çocuğa karsısındakini sağ koluyla tutup üstünden savurmayı gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep ayni hareketi yapıyorlardı.

      Çocuk bir gün hocasına “hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere geçsek” dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı ki, hocasını bile göz açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu.
      Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi kağıtta çocuğun gençler karate şampiyonasına katılabileceği yazıyordu. Çocuk çok şaşırdı.
      Ertesi gün salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu, “hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin kaybederim”. Hocası ise “sen sadece hareketi yap” cevabini verdi.

      Çocuk ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale kadar çıktı. Finalde karşısında kendisinin iki katı birisi vardı. Önce çok korktu ama gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu.

      Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu “hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum”.

      Hocası çocuğa baktı ve dedi ki, “senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir. ..Ve bir tek savunması vardır o da, rakibin sol kolunu tutmak”.

      Cüneyt SUAVİ

    • #47180
      soner
      Katılımcı

      Kurabiye Hırsızı
      Bir gece kadının biri bekliyordu havaalanında,
      Daha epeyce zaman vardı, uçağın kalkmasına.
      Havaalanındaki dükkandan bir kitap ve bir paket
      kurabiye alıp, buldu kendisine oturacak bir yer.

      Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, yine de
      Yanında oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde
      Aralarında duran paketten birer birer kurabiye
      Aldığını gördü, ne kadar görmezden gelse de.

      Bir taraftan kitabını okuyup, bir taraftan kurabiyesini yerken,
      Gözü saatteydi, “kurabiye hırsızı”yavaş yavaş
      Tüketirken kurabiyelerini.
      Kulağı saatin tik tak larındaydı ama yine de
      engelleyemiyordu tik tak lar sinirlenmesini.
      Düşünüyordu kendi kendine, “Kibar bir insan olmasaydım,
      Morartırdım şu adamın gözlerini!”Her kurabiyeye uzandığında, adam da uzatıyordu elini.
      Sonunda pakette tek bir kurabiye kalınca
      “Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi kendi kendine.
      Adam, yüzünde asabi bir gülümsemeyle
      Uzandı son kurabiyeye ve böldü kurabiyeyi ikiye.
      Yarısını kurabiyenin atarken ağzına, verdi diğer yarıyı kadına.

      Kadın kapar gibi aldı kurabiyeyi adamın elinden ve
      “Aman Tanrım, ne cüretkar ve ne kaba bir adam,
      Üstelik bir teşekkür bile etmiyor!”
      Anımsamıyordu bu kadar sinirlendiğini hayatında,

      Uçağının kalkacağı anons edilince bir iç çekti rahatlamayla.
      Topladı eşyalarını ve yürüdü çıkış kapısına,
      Dönüp bakmadı bile “kurabiye hırsızı” na.
      Uçağa bindi ve oturdu rahat koltuğuna,
      Sonra uzandı, bitmek üzere olan kitabına.

      Çantasına elini uzatınca, gözleri açıldı şaşkınlıkla.
      Duruyordu gözlerinin önünde bir paket kurabiye!
      Çaresizlik içinde inledi, “Bunlar benim kurabiyelerimse eğer;
      Ötekiler de onundu ve paylaştı benimle her bir kurabiyesini!”
      Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı üzüntüyle,
      Kaba ve cüretkar olan,”kurabiye hırsızı”kendisiydi işte.

      Valerie COX 

    • #47181
      gurkansinel
      Katılımcı

      kurabiye hırsızı için :  kadın deeeelmi işte???

    • #47182
      erkan şinel
      Katılımcı

      insan kendini bir garip hissediyor. saol soner kardeşş. klavyene sağlık

    • #47183
      admin
      Anahtar yönetici

      eyvallah kardeş ellerine sağlık

    • #47184
      PINAR AKSU
      Katılımcı

      :-*

    • #47185
      ERTEKİN
      Katılımcı

      severek takip ediyorum soner harıkasın teşekkürler

12 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.